ANNE - ÇOCUK

Gebelik Öncesinde Ve Gebelikte Testler İhmal Edilmemeli

Genel sağlık tablosuna dikkat edilmeli...
 
   
 
 
     

Gebeliğin 40 haftalık bir süreç olduğunu ve her aşamasının kendine özgü özellikleri olduğunu ifade eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Filiz Candan Topuz, gebelik planlayan bir kadının hazırlıklara gebe kalmadan önce başlaması gerektiğini belirterek şunları kaydediyor:

“Gebelik öncesi tam kan sayımı (hemogram), B12, ferritin ile kansızlık taranmalı, D vitamin seviyesine bakılmalı, TSH ve serbest T4 ile tiroid fonksiyon testleri kontrol edilmeli. Açlık kan şekerine bakılmalı ve yüksek çıkan gebelerde diyabet açısından tarama yapılmalı. Kızamıkçık ve hepatit B geçirip geçirmediği kontrol edilip gerekirse aşılanmalı. Gebelik öncesi canlı virüs aşılarına ise dikkat edilmelidir. Canlı virüs aşısı yaptıran kadınlar en az üç ay gebe kalmamalı. Ayrıca tetanoz için aşılanma önemli. Aşılanmamış gebeye, doğuma en az üç ay kala da iki doz tetanoz aşısı 1 ay ara ile yapılabilir. Böylece doğuma en az üç ay kala aşılanan bir gebenin kendisi ve bebeği tetanoza karşı korunmaya alınmış olur.“

Genel sağlık tablosuna dikkat edilmeli


Gebelik öncesinde sağlık kontrollerinin önemine de değinen Topuz, “Gebelik planlayan bir kadının gebelik öncesi diş problemlerini çözmesi ve kronik bir hastalığı varsa hipertansiyon, kalp, böbrek hastalığı, diyabet gibi ilgili uzmandan görüş alınarak hazırlanması gerekir. Antidepressan kullanan, psikolojik problemleri olan hastalar ilaçlarını uygun bir şekilde kesmeli veya gebelikte kullanabileceği ilaçlara geçmesi psikiyatri uzmanından görüş alınarak planlanmalı. Gebe kalmadan birkaç ay önce folik asit verilerek nöral tüp defekti dediğimiz merkezi sinir sistemi anomalilerine karşı da korumaya alınmalı. Gebelik planlayan hastalarımız jinekolojik muayene ile rahim ağzı iltihabı yapan ve gebelikte geçirilirse bebeği etkileyen, erken doğum ve düşüklere sebeb olabilen enfeksiyonlara karşı taranmalı ve pap smear test ile rahim ağzı patolojileri tespit edilip tedavi edilmeli. Ayrıca toxoplasma, cytomegalovirus enfeksiyonlarını geçirip geçirmediği önemlidir. Hepatit C, HİV ve sfiliz (frengi) de gebenin ilk muayenesinde istenmeli. Üriner sistem enfeksiyonu araştırılıp ve idrar kültürü yapılarak ilaca gerek olup olmadığı kontrol edilir. Muayenede gebelik kesesi izlendikten sonra ikinci muayene yaklaşık 6-7 haftalık iken fetal kalp aktivitesini görmek üzere planlanır“ bilgisini veriyor.

Gebelikte ilk 3 ay çok önemli

Gebelikte ilk 3 aya çok dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Topuz, yaşamla bağdaşmayan kromozom anomalisi taşıyan fetusun genellikle 8-10 haftayı atlatamadığı ve gebeliğin düşükle sonuçlandığını belirterek şunları belirtiyor: “10 haftayı geçmiş bir gebelikte ise sorunumuz yaşamla bağdaşan kromozom anomalilerini tespit etmektir. Bu anomalilerin en bilineni ise 21 kromozomda trisomi ile karşımıza çıkan Down sendromudur. Burada hasta ve eşiyle ayrıntılı görüş alışverişi çok önemlidir. Tarama testlerinden bahsetmek gerekir. Tarama testleri konusu çok karışık gibi görünse de bazı soruları cevaplayarak çok net bir şekilde yolumuzu çizebiliriz. Bu testleri neden yaptırmak gerekir? Tarama testi olumsuz ise kesin tanı yöntemleri nelerdir, bizi hangi riskler bekler ve kesin tanı koyulduktan sonra ne tür kararlar vermeliyiz gibi sorulara ayrıntılı bir şekilde cevap bulmak gerekir. Sonunda üç çeşit cevapla karşılaşabiliriz. Birincisi ve çözümü en basit olanı, ‘’Ben hiçbir şekilde düşük yapmayı, yani gebelik tahliyesi düşünmüyorum’’ cevabıdır. Bu hastalara kromozom anomalisi tarama testlerini hiç yapmayız. İkinci cevap, ‘’Ben bebeğimde ne olduğunu bilmek istiyorum, ama yine de bebeğimi doğururum’’dur. Burada tarama ve kesin tanı testlerini yaparız. Üçüncü cevap ‘’Ben bebeğimde kromozom anomalisi var mı bilmek istiyorum, varsa doğurmak istemiyorum’’dur. Bu gebe grubuna da hem tarama hem kesin tanı testlerini yapmak gerekir.“

Taramalar anomalileri büyük ölçüde belirleniyor

Kromozon anomalilerini yakalamada tarama testlerinin duyarlığının arttığını belirten Topuz, tarama testleri hakkında şu bilgileri veriyor: “Kromozom anomalilerini yakalamada tarama testlerinin duyarlılığı artmıştır. Bu nedenle ilk çıkan ve diğerlerine kıyasla en az duyarlı olan üçlü test terk edilmiştir. Eğer gebe 11-14 haftada ise ultrasonografide ense kalınlığı ölçümü ve ikili test yapılır. Bu test ‘’11-14 tarama testi’’dir. Kromozom anomalilerini yaklaşık %86 yakalama şansı veren tarama testi olarak birinci tercihimizdir. Bu haftada aynı zamanda hastanın hikayesi de dikkate alınarak yapılan uterin areter doppleri bize ileride gelişebilecek bir preeklamsi- eklampsi (gebelik zehirlenmesi) durumunu saptama şansı verebilir. Bu haftayı geçiren gebelerde yaklaşık %84 yakalama şansı ile sadece bir kan testi olan dörtlü test önerilir. Bugün artık anne kanında bebeğe ait DNA taraması ile bebeğin kromozom yapısını görebiliyor ve Down sendromu gibi hastalıkları yaklaşık %99 oranında yakalayabiliyoruz. Anne sadece bir tüp kan vererek bu testi yaptırabilir. Bu teste non invaziv prenatal tarama testi NİPT test diyoruz. Fakat kesin tanıyı yine ilk trimesterde CVS adı verilen, bebeğin eşinden alınan parça veya 16-18 hafta bebeğin suyunun alınarak incelemesi olan amniosentez ile koyuyoruz. Her iki testin de amacı bebeğin hücrelerine ait kromozomlara ulaşmaktır. İkinci trimesterde yapılan amniosentez ile ailede index vaka dediğimiz örnek vaka varsa tek gen hastalıkları, ailesel geçen bazı kalıtsal hastalıklar saptanabilir. Yine PCR tekniği ile intrauterine enfeksiyonlar amniosentez ile saptanabilir. Tarama testlerini atlatan bir gebe için sorun bebekte doğumsal anomalilerin taramasıdır. Bazı anomalileri bir kadın doğum uzmanı aylık ultrasonografi takibiyle yakalayabilir. Özellikle merkezi sinir sistemi ve kalp anomalilerini saptamak zor. Bu nedenle 18 haftada erken 2. düzey veya 22-24 haftada kalbin de iyi değerlendirildiği bir zamanda imkan varsa bir perinatoloji uzmanı tarafından ayrıntılı ultrasonografi ve uterin arter doppler yapılması önerilir. Uterin arterde direnç saptanan hastalar, ileri gebelik haftalarında preeklampsi gelişme riski açısından yakın takip edilir ve gerekirse düşük doz aspirin tedavisi verilir.“

Gebelik yaşının yükselmesi

Çalışan kadın sayısındaki artış ve evliliklerin geç olması sebebiyle gebelik yaşının da geciktiğini belirten Topuz, “Bu nedenle gebelikte diyabet ve hipertansiyon daha fazla karşımıza çıkmaya başladı. İlk üç ayda açlık kan şekeri 126‘dan büyük olan gebelerde hbA1c‘ye bakılmalı. Yüksek olan gebeler prediyabet olarak değerlendirilip takip edilir. Eğer hastada gebelik öncesi insulin direnci, obezite, daha önce gebelik diyabeti öyküsü, idrarda glikoz saptanması ve birinci derece akrabalarında diayabet varlığı varsa, yüksek riskli kabul edilip glikoz tarama testi yapılır. Gestasyonel diabet taraması 50 gr glukoz tarama testi, pozitif ise 75 gr OGTT yapılır. Yüksek riskli gebe grubunda ilk trimesterde OGTT negatif olsa bile 24-28 haftada tekrar edilmeli. Yüksek risk grubunda glukoz tarama testi yapılmadan 75 gr OGTT yapılabilir. Gebeliğin 24-28 haftasında tüm gebeler glukoz tarama testine alınmalı. Gebelik boyunca rutin aylık muayenelerde kadın doğum hekimleri, ultrasonografi ve laboratuar testlerini yaparak aslında birçok sorunu ortaya çıkarırlar. Amaç 24 gebelik haftasından önce yaşamla bağdaşmayan herhangi anormallik veya hastalığın tespiti ile gebe ve eşine arzu ettikleri taktirde gebeliğin sonlandırılması konusunda bir şans vermektir. 24 gebelik haftasından sonra artık fetus düşük sınırını aşmıştır ve bir birey kabul edilir. Bu durumda artık fetusun yasalar önünde hakları vardır. 24 hafta sonrası glukoz taramasını da yaptırdıktan sonra bu haftalarda ve 34-35 gebelik haftasında hemograma bakılır. Eğer düşük ise doğuma kadar yükseltmek için zamanımız olmalıdır. Ayrıca kan uyuşmazlığı olan gebelerde her ay indireKt coombs testi ile bebekte herhangi bir etkilenme olup olmadığı kontrol edilir. Doğuma yakın hastalarda hepatit B, hepatit C ve HİV taraması yapılarak serolojik testler tekrar edilir, kanama ve pıhtılaşma bozukluğu varsa tespit etmek için testler yapılır.“

Op. Dr. Filiz Candan Topuz - Op. Dr. Filiz Candan Topuz, İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde kadın hastalıkları ve doğum uzmanlık eğitimini tamamladı. Topuz, halen Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nde çalışmaktadır. Riskli gebelikler, ürojinekoloji ve infertilite özel ilgi alanlarıdır.

 

Etiketler: Gebe, Anne, Bebek, Çocuk
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>