Binlerce öğrenci ve velinin merakla beklediği Liseye Giriş Sınavı 2 Haziran Cumartesi günü yapılacak. Peki TEOG sınavının yerine getirilen ve ilk kez uygulanacak bu sınav öncesi nelere dikkat etmek gerekiyor? Acıbadem Altunizade Hastanesi’nden Uzman Psikolog Betül Küçükardalı sınav kaygısıyla başa çıkmanın yollarını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Nasıl ki ders çalışma yöntemi kişiden kişiye değişiyorsa, stresi yaşayış ve başa çıkma gücü de kişiye göre farklılık gösteriyor.
Kaygı ve stresin oldukça yüksek olduğu Liseye Giriş Sınavı öncesinde binlerce öğrenci ve veli heyecanlı bir bekleyiş içinde. Acıbadem Altunizade Hastanesi’nden Uzman Psikolog Betül Küçükardalı, sınav kaygısının bazı kişilerde kalp çarpıntısı, zihin bulanıklığı, terleme, iştahsızlık ya da aşırı yeme, tedirginlik, bulantı, dikkat ve odaklanmada bozulma, uyku problemleri, çalışmaya karşı isteksizlik, özgüvende azalma, yetersizlik hissetme gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirterek, performansta belirgin bir düşüşe yol açabileceğini söylüyor. Özellikle sınavdan önceki günün; kişinin kendisiyle yüzleşeceği, hesaplaşacağı gün değil, çabaları için kendisine teşekkür edeceği, bedenini ve zihnini dinlendireceği gün olduğunu vurgulayan Uzman Psikolog Betül Küçükardalı “Sınav kaygısı yaşayan çocukların çevrelerinden ve ebeveynlerinden destek alması önemli. Bunun göstermelik ya da sözde olmaması gerekir. Gerçekten çocuğun yapamadıklarından ziyade, yapabildiklerine odaklanılması ve çabasının takdir edilmesi yalnız kaygısını azaltmakla kalmaz, özgüveninin gelişmesini destekler” diyor.
Gerçekçi olmayan düşüncelere kapılmayın
Bazı öğrenciler “Sınava hazır değilim”, “Bu sınavda başarılı olamayacağım”, “Sınav kötü geçecek” gibi gerçekçi olmayan inançlara kapılabiliyor. Oysa sınav kaygısıyla başa çıkmanın en önemli aşamasının, bu düşünce ve inanışları sorgulamak ve yeniden değerlendirmek olduğunu belirten Uzman Psikolog Betül Küçükardalı, bunların yanı sıra nefes alma, gevşeme egzersizleri, düşünce durdurma ya da dikkati başka yöne odaklama tekniklerinin de sınav kaygısı ile başa çıkmada etkili yöntemler olduğunu söylüyor.
Beslenme ve uykunuza dikkat edin
Beslenme ve uyku saatlerine dikkat etmek de çok önemli faktörler arasında yer alıyor. Uyku ve beslenme ihtiyacı kişiden kişiye farklılık gösterse de, olması gerekenden uzun ya da az uyunduğunda veya olması gerekenden fazla veya az yemek yenildiğinde bedensel ve zihinsel olarak oluşacak alarm modu, kaygıyı da artırıyor. Bu nedenle sınava az bir zaman kala beslenmenize, çalışma alışkanlıklarınıza ve uykunuza çok dikkat edin. Bu alışkanlıkların kendi içinde düzenli olması, bedenin daha güvenli ve rahat bir halde kalmasını sağlıyor.
Her şeyin yolunda olduğunu düşünün
Aşırı stres anlarında beyin kortizol salınımını artırıyor; bu hormon da zihni bulanıklaştırıp mantıklı kararlar ve tepkiler üretmeyi engelliyor. Çünkü stres altında beden alarm moduna geçerek ‘savaş, kaç veya don’ tepkilerinden birini vermeye eğilimli hale geliyor. Yoğun sınav kaygısı yaşıyorsanız öncelikle bu üçünden hangi tepkiyi daha sıklıkla verme eğiliminde olduğunuzu düşünün. Bir daha bu kaygıyı yaşamaya başladığınızda; bedeninizin yoğun stres altında alarm moduna geçtiğini hatırlayın ve bedeninize “Her şeyin yolunda olduğunu, önemli olanın mükemmel olmak değil elinden geleni yapmak’’ olduğunu hatırlatıp, rahatlama teknikleriyle bedeni alarm modundan çıkarın.
1 gün önce şu cümleleri söyleyin:
Uzman Psikolog Betül Küçükardalı ”Sınavdan bir gün önce öğrencilerin kendilerine hatırlatmalarını istediğim konu şudur; ”İyisiyle kötüsüyle uzun ve zorlu bir hazırlık sürecini, kendimce elimden geleni yaparak geride bıraktım. Biliyorum ki elimden geleni yapamadığımı düşündüğüm zamanlarda da, aslında o gün için elimden gelen oydu. Hayatta mükemmel diye bir şey yok. Ben mükemmel değilim, kimse mükemmel değil. Sınavlar benim kim ve nasıl biri olduğumu belirlemiyor, sadece ve sadece benim o andaki bilgi düzeyimi ölçüyor. Ben zamanla, çalıştıkça daha bilgili, donanımlı olacağım, gelişeceğim, bunu biliyorum. Bu sınavda bildiklerimi olduğu gibi yansıtacağıma inanıyorum.’’
DİĞER HABERLER
Türkler Evlilikte Az Çocuk İstiyor!
Yapılan bir araştırmaya göre Türkler, evlilikte eskiye göre çok çocuk istemediği açıklandı.
Gebeliği Engelleyen 5 Önemli Neden
Kısırlık tedavisi gören kadınlarda pek çok faktör başarıyı olumsuz etkileyebiliyor.
“Bronzlaşmak Deri Yaşlanmasıdır”
“Zeynep Bastık’tan Yeni Single Çalışması “ Boş Yapma””
“Selüliti tedavi etme yöntemleri ”
“Nike kadının tek rakibi; müziğin ritmi...”
“Ayakkabı Çılgınlarına Mimari Çözümler”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32