‘Neo ve Trinity ilk filmde kişisel yolculuklarına başlıyorlar ve karakterleri değişmeye başlıyor. Neo artık ‘Seçilmiş’ olup olmadığı ile ilgilenmiyor. Trinity Neo’ya olan aşkından ve inancından emin. Giyeceklerinde de bu ‘kendine güven’ vurgulanmaya çalışılıyor’ diyor Barrett.

Barrett, Morpheus’un giyim şeklinde insan ordularını makinelere karşı yönetecek liderlik duygusunu vurgulamak istenmiş. ‘Bütün karakterler gerçek dünyada daha dağınık giyinmekte, sadece Morpheus her iki dünyada düzgün giyiniyor. Neo’nun ‘Seçilmiş’ olduğuna ve savaşı sona erdireceğine inanan Morpheus’un giyimi gerçek dünyada veya Zion’da fark etmiyor’ diyen tasarımcı için Fishburne ‘Kym yaratıcı bir dahi. Küçük detaylarla çok iş başarıyor. Örneğin Morpheus için seçtiği ve benim bayıldığım ayakkabılar karakterin çizilmesine çok yardımcı oluyor’ diyor.

Bütün karakterlerin ayakkabıları Barrett ve Andre No.1 tarafından tasarlandı ve her ayakkabıdan ikişer çift yapıldı. Bir çift aktörlere, diğeri ise dublörlerine. Matrix filminde yapıldığı gibi karakterlere bir çok değişik malzemeden giyisiler tasarlandı. Vücuda yapışan ve döğüş sahnelerinde oyunculara kolaylık sağlayan malzemeler de kullanıldı.

Hugo Weaving’in Ajan Smith kostümlerinden yüzlerce yapıldı. Yaklaşık iki ay süren yağmur sahnesinin çekimi için kullanılan malzemelerde aktörlerin üşümemesi de göz önünde bulunduruldu. Aktörlerin günde on iki saat, iki ay boyunca yağmur altında çalışabilmelerini sağlamak zor bir işti.

Saç Bölümünden Judy Cory yağmurda değişimi sağlamak için 182 adet ‘Hugo peruğu’ yaptıklarını bildiriyor. Bu peruklar dublör ve aktörün sahnelerdeki saç bütünlüğünü sağladı. ‘Ekibi ikiye ayırdık. Bir grup ıslananları kurutuyordu. Sabah ikinci ekip çekimlerde çalışıyordu’ diyor Judy Cory.

‘Bir ara bütün dublörler kafalarındaki peruklar dümdüz dururken benim saçım yağmurdan yüzüme düşmeye başladı. Sonunda ben kendi saçımdan yapılmış bir peruk takmak zorunda kaldım’ diyor Hugo Weaving. ‘Etrafımda kopyalarımın olması kendimi inceleme fırsatı verdi bana. Ben saçlarımın dökülmediğini zannediyordum ama epey dökülmüşler’ diyer ekliyor.

Yağmur sahnesinin zorlukları bile Barrett ve ekibini yüzlerce Zion vatandaşını istila sahnesine hazırlamak kadar zorlamadı. ‘Ekip olarak hiç bir sentetik malzeme kullanamazdık, çünkü sentetik Zion’un sıcaklığında geçerli bir malzeme değildi. Bu yüzden kenevirden ve sadece doğal liflerin ve sebze liflerinin kullanılmasına karar verdik. Çin ve Moğolistanı araştırdık. İpek kullanılmadığı zamanlarda kullanılan özel malzemeleri mumyaları araştırarak bulduk. Aynı zamanda basit ve güzel motifler kullandık’ diyor tasarımcı. ‘Zion istila altında bir şehir, bu yüzden insanların moda anlayışı, pratiklikle belirleniyor. Aynı zamanda yaptıkları işten gurur duyan, geçmişine önem veren bir topluluk’ sözleriyle açıklıyor Barrett. ‘Çok büyük tehditler altında olduklarından giyimleri çok önemli değildi. Renklerle aralarındaki rütbe farklılıklarını gösterdik. Kırmızı giyenler ve mavi giyenler vardı. Ama her savaş gemisine özel renk kullanmadık. Hepsi aynı giydiler çünkü hepsi aynı ordunun elemanları’.

Tek kadın gemi kaptanı olan Jada Pinkett Smith’in canlandırdığı Niobe’nin gardrobu özel olarak düzenlendi. ‘Niobe’nin kıyafetlerinin kuvveti kadar dişiliğini de öne çıkartmasını istedik. Jada kadar narin, küçük bir kadını kocaman geminin kaptanı, güçlü bir kadın olarak göstermemiz gerekti’ diyor Barrett. Bu başarı, Jada’nın çalışması, oyunculuğu ve kollarını ne kadar gösterdiklerine bağlı olmuş. ‘Morpheus’la ilişkilerini belirginleştirmek için timsah derisi ve tenine çok uyan bordo renklerini kullandım’ diyen tasarımcı Matrix tiplemelerini yaratırken tamamen değişik yönlere gitmiş.

Fantastik giysileri seçtikleri karakterlerin başında Merovingian ve güzel karısı Persephone geliyor. ‘Bu ikiliyi cehennemin kral ve kraliçesi olarak görüyorum. Pamuk Prenses deriler giymiş’ diyor Barrett. ‘Kym Persephone’ye en uygun giyisileri yarattı’ diye ekliyor Monica Belluci. Persephone rolü için ‘Seks ve ölüm bir deri takım elbise içindeki kadına sığdırılmış’ yorumunu yapıyor aktris. ‘Ne giyersem giyeyim hemen karaktere girebiliyordum’. Revolutions’da Persephone ve Merovingian Matrix’teki Hell Klubünün sahipleri. ‘Mekanda fetiş unsurunu da kullanarak, modern bir kulüp ile fantazi dünyası arasındaki dengeyi kurmamız gerekti’. Merovingian ve yakın adamları için çok yönlü kostümler tasarlandı. Elbiseler hem otantik hava oluşturulması açısından önemliydi, hem de döğüş sahneleri açısından kablo sistemine uygun olması sağlandı.

Bir diğer önemli karakter Gerçek Dünya ile Matrix arasındaki trenin sürücüsü, kolu saatlerle dolu olan
‘Trenci’ için Barrett ‘Trenci, iki dünya arasındaki bağlantı. Bu yüzden mitolojik anlamı olan bir karakter.
Yapımcılar ne istediklerini çok iyi anlattılar. Ben de karakterlere derinlik vermeye çalıştım.
Gerçekten çok iyi kötü adamlarımız var. Bu karakterler yaratıcılığımızı çok iyi kullanmamızı sağladılar’
diyor.