Uzayın ve uzaylının dostu Cem Yılmaz’dan

G.O.R.A.



Cem Yılmaz’ın senaryosunu yazdığı ve toplam 5 farklı rolde karşımıza çıktığı G.O.R.A. Türk sinemasının varolan rekorlarına gözünü dikmiş durumda. Toplam 420 salonda gösterime girerek şimdiden rekorlar sayfasını açan G.O.R.A.’nın kamera arkasında Vizontele’de Cem Yılmaz’la birlikte çalışan Ömer Faruk Sorak var…Cem Yılmaz çizerlik döneminden beri ekmeğini yediği Türkler Uzayda meselesini sonunda perdeye de taşıdı. Türk sinemasının bilim kurgu ile olan üstünkörü ilişkisi en başarılı örneğini kuşkusuz Turist Ömer Uzay Yolunda ile vermişti. Azılı bir Sadri Alışık hayranı olduğu sıkça dile getiren Cem Yılmaz’ın G.O.R.A.’sını da Sadri Alışık’a bir saygı duruşu olarak görmek mümkün... Çekimlerinin başladığı ilk günden itibaren başı bitten kurtulamayan G.O.R.A. ekibi, uzun ve acılı bir sürecin ardından filmlerini seyirciyle buluşturmanın sevincini yaşayadursun, basın gösteriminden ve hatta galadan mahrum bırakılan bizler için gelen ilk haberler umut verici. G.O.R.A. bir bilim kurgu filminin en büyük sorunu olan inandırıcılık meselesini layığı ile çözmekle birlikte, Cem Yılmaz’dan beklenen kallavi şovu da pekala sunuyor. Filmle parasal ilişkisini çoktan kestiğini ve gişeden gelmesi beklenen çuvalla para ile hiç ilişkisi olamayacağını açıklayan Cem Yılmaz için G.O.R.A., kuşkusuz bir ‘film’den çok daha fazlası artık. Rasim Öztekin, Özkan Uğur, Şafak Sezer, Ozan Güven, İdil Fırat, Özge Özberk, Cezmi Baskın’dan müteşekkil oyuncu kadrosunun arkasında, artık deneyimli sıfatını da oldukça hak eden yönetmen Ömer Faruk Sorak var. İlk filmi Vizontele’de Yılmaz Erdoğan’ın burada da mecburen Cem Yılmaz’ın gölgesinde kalan Sorak, sessiz ve derinden ilerlemeye devam ediyor... G.O.R.A.’da uzayın ve uzaylının dostu, hayatını sahte UFO resimleri çekmek başta olmak üzere türlü hinliklerle kazanan dolandırıcı, Arif, sonunda yıllardır sırtından ekmek yediği uzaylılar tarafından kaçırılıyor. Üstelik G.O.R.A. gezegeninde bir ihtilalin ortasında kalıyor...

Ustalardan politik gerilim

Tehdit / The Clearing



Robert Redford, Helen Mirren ve Willem Dafoe gibi üç deneyimli oyuncuyu bir araya getiren Tehdit, çarpıcı bir politik gerilim filmi. Hollywood’un saygın yapımcılarından Pieter Jan Brugge’ün ilk yönetmenlik denemesi olan Tehdit, yaşadıkları rüya gibi yaşamın aslında sırlarla dolu olduğunu fark eden bir çiftin öyküsünü anlatıyor… Wayne ve Eileen Hayes Amerikan rüyasını yaşayan az sayıdaki insanlardandır. Fakat tüm bu güzel hayat günün birinde Pittsburgh'daki malikanelerinden gündüz vakti Wayne'in kaçırılması ile gölgelenir. FBI'ın yaptığı derinlemesine incelemeler ve Eileen'ın çabaları sonucunda ortaya çıkan durum ise çok daha korkunçtur. Yapılan sorgulamalar sonucunda sahip oldukları bu rüya gibi hayatın altında bir çok sır ve bilinmeyen şüpheli durum ortaya çıkmıştır. Wayne ise kaybedecek hiç bir şeyi olmayan bir suçlunun elinde hayatı üzerine pazarlık etmektedir. Kendisini kaçıran bu garip adam ise isteklerini elde etmekte oldukça kararlı bir yabancıdır.

Arjantin'den trajediler silsilesi

Kayıp Kucak / El Abrazo Partido



54. Berlin Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Gümüş Ayı ödülünün yanı sıra, En İyi Erkek Oyuncu ödülünü de kazanan ve Duvara Karşı’nın ardından festivalin en iyi filmi olarak gösterilen Kayıp Kucak, bu hafta gösterimde. Arjantin yapımı film, Daniel Burman tarafından yazılmış ve yönetilmiş. Arjantin'in renkli şehirlerinden Buenos Aires'te bir alışveriş merkezini kendilerine mesken edinmiş, birbirinden renkli karakterlerden oluşan bir göçmen topluluğu üzerine odaklanan film, kimlik arayışı üzerine yoğunlaşan, karakterlerini Yahudilerin ve göçmenlerin oluşturduğu bir hiciv. 25 yıl önce, İsrail'de savaşmak için evi terk eden babasıyla kucaklaşmaya hasret bir gencin, köklerini ve kendi kimliğini sorgulaması çerçevesinde gelişen film, yönetmenin kendi deyişiyle, küçük anektodlar, trajediler ve komik olaylar kadar, gerçeklere ve yalanlara dayanan bir kimliğin oluşmasına ışık tutuyor.

Talip Ertürk