Buz ve kar üzerindeki sürüşler otomobilin yeteneklerini test eder. Güvenli ve konforlu kış sürüşü, camları ve kapı aynalarını buğu ve buzlanmadan uzak tutan verimli bir klima sistemine de bağlıdır.

Kış mevsiminin yaklaştığı şu günlerde, karlı kış sabahları otomobillerin karla kaplı ve buz kadar soğuk olması otomobil kullananlara zor anlar yaşatır . Bir ısıtıcı yoksa, direksiyona geçmeden önce, ön ve yan camlarla dış aynalardaki karı temizlemek zorundasınız.

Volvo XC90 ve Volvo Cars’ın yükselen tüm yeni otomobilleri, kış sürüşlerini mümkün olduğu kadar güvenli, konforlu ve tehlikeden uzak gerçekleşmesini sağlayacak özelliklere sahip.

Volvo Cars’ın ısıtma sistemi, motoru çalıştırdığınızda (tüm Volvo otomobilleri –30°C’a kadarki ısılarda çalışacak şekilde tasarlanmıştır), birkaç fonksiyon otomatik olarak ya da bir düğmeye bastığınızda çalışmaya başlar:

• arka cam ve dış aynalar elektrikli olarak ısıtılır.
• sürücü ve ön yolcu koltuğu iki farklı ısı seçimiyle ısıtılır.
• klima kabine hava üflemeye başlar. Motor soğutma suyu sıcaklığı 35°C’ye ulaştığında, üfleme sistemi kabine yollanan havanın ısısını ve miktarını kademeli olarak arttırır.

Volvo’nun en gelişmiş klima ünitesi olan ECC (Electronic Climate Control), iki sıcaklık sensörü ve bir güneş sensörüne sahip. Sensörlerin sağladığı bilgi, klima sisteminin işlemcisi tarafından havanın ne kadar ısıtılması ve kabine ne şekilde dağıtılması gerektiğini hesaplamada kullanılarak, ön ve yan camlardaki buğunun mümkün olan en kısa zamanda giderilmesini sağlar.
3°C’nin altındaki sıcaklıklarda ise klima sistemi nem giderici gibi çalışarak buğunun daha çabuk yok edilmesine yardımcı olur. Otomatik ayarda, nem genellikle ayakkabılarda ve camlarda biriktiği için klima ılık havanın çoğunu zemin ve camlara yollayacak şekilde tasarlanmıştır.

Kabin içindeki sabit sıcaklık güvenli sürüş için önemlidir. Çoğu sürücünün yaptığı ortak hatalardan birisi , aracın içi soğukken iç mekanı ısıtmak için kaloriferi çok yüksek ısıya ayarlamaları ve motor ısındığında sıcaklığın daha da yükselmesidir.

Volvo Cars’ın yaptığı tetkikler sonucunda, çok yüksek iç mekan sıcaklığının sürüş güvenliğini tehlikeye attığı açıkça ortaya koymuştur. Yapılan testte, iki grup test sürücüsü aynı güzergahı 21ºC ve 27°C olmak üzere iki farklı kabin sıcaklığında geçtiğinde, hata sayısı ve sürüş sırasında geç tepki verme olayı yüksek kabin sıcaklığındaki aracı kullananlarda çok daha yüksek olduğu görüldü.

Otomobil içerisindeki hava, sürüş konforu için çok önemli bir etken, İç mekandaki hava kalitesi, konfor için olduğu kadar sağlık için de çok önemli. Volvo otomobiller, kabin içindeki havayı dış ortamdakinden daha temiz kılan verimli filtrelerle donatıldı.Tıbbi çalışmalar, hava kirliliğindeki temel sağlık risklerinin havadaki küçük partiküllerin miktarıyla (yaklaşık 0.3 µm ve daha küçük) ilgili olduğunu gösteriyor. Bu yüzden Volvo, otomobilleri için partikül filtresi seçimine çok önem veriyor.

ECC’yle donatılan otomobillerde isteğe bağlı olarak Interior Air Quality System (IAQS: İç Mekan Hava Kalite Sistemi) kullanıldığında, kabinde devirdaim edilen ve dışarıdan alınan hava temizleniyor. Sistemde, Aktif karbon ihtiva eden gaz filtresi ve dış ortamdaki kirli gaz seviyesini izleyen bir de sensör bulunuyor.İhtiyaç olduğunda sensör, kabine dış hava girişini kapatabiliyor.Camlarda buğulanma başladığında ise temiz hava girişi sağlamak üzere zamanlayıcıyı çalıştırıyor.

İç Mekan Hava Kalite Sistemi sayesinde, sürücü ve yolcular benzin, dizel buharı, cam yıkama suyu ve yağ kokusu gibi istenmeyen hemen hemen tüm kokulardan korunabilir.Nitrojen oksit, yer seviyesindeki ozon ve hidrokarbon gibi gazların girişini de etkili şekilde önleyen sistem ayrıca kabine giren havadaki karbon monoksit seviyesini de izler. Buna ek olarak, sıkışık bir trafikte kamyon arkasında ya da bir tünelde seyrediyorsanız, sistem; karbon monoksit seviyesi sağlıksız boyuta ulaşmadan dışarıdan hava girişini otomatik olarak kapatır.

Kış günlerinde, güvenli, konforlu ve tehlikeden uzak sürüşler..

Ayrıntılı Görmek İçin Resmin Üzerine Tıklayınız...