Yaz, aşk demek. Aşk ne demek?

Yaz avarelikle geçen saatler demek. Canınız isterse şöyle uzanıp kestirirsiniz başa çıkamadığınız sıcakta. Çoktandır okuyamadığınız bir kitaba başlarsınız. Trenle Balkanlara gidip yeni biri olursunuz. Karadeniz’de kazakla dolaşırsınız. Büyüklerinizle olup çocukluğunuzdaki tatilleri anımsarsınız. Sevgilinizle kıyıları arşınlarsınız her gece başka bir pansiyonda.

Ya da aşık olursunuz. Aşk?

Beklenen çöl sıcakları geldi. İstanbul’da yapış yapış bir yaz hüküm sürüyor. Tatil sezonu çoktan açıldı tabii. Hazırlıklarını yapanlar kadar tatilden dönenler bile var.
Malum zayıflamak için olduğu kadar sağlık haberleri de almış başını gidiyor. Boşlukları doldurmak için uzman hekimler güneşe dikkat derken, meyveleri de iyice yıkayıp yememizi öneriyorlar.

Kim ne derse desin, yaz sadece güneşin ve eğlencenin adresi değil. Aşk için önerilen mevsim yaz. Beyinlerimizle birlikte bedenlerimizde aşk maceraları için yaza meyilli.

Peki neden yazın aşık olmaya bu kadar istekliyizdir? Galiba bu sorunun yanıtını doğa veriyor. Nasıl doğa baharla birlikte uyanıp yaza hazırlanıyorsa bedenlerimiz de uyanıyor. Bu uyanış aslında yeni bir yaşama başlamak için hazırlık niyetine. Yazın daha dik düşen güneş ışınları hormonlarımızı aktif hale getirir. Duyguların artması ve isteğimizin cesaretimizi körüklemesiyle cinsel istekler tavana vurur. Testestorenin aklını çeldiği vücutlarımız açık hava ve artan aktivitelerle kaçamakların peşine düşer.

Kışın duvarlar arasındaki bedenlerimiz bu özgürlük duygusunun tadını daha fazla çıkartmak ister. Bunun tadılası en güzel yolu ise aşktır. Ama dünyada ne kadar çok insan varsa o kadar da aşk biçimi olduğunu unutmadan!
Aşk için o kadar çok tanım varsa, onun getireceği hayal kırıklığı ve sevinç olması da kaçınılmaz. Aşk değil mi aramızdaki mesafeleri eşitleyen? Bir deli ile akıllı arasındaki mesafeyi kaldıran, büyüleyici olan. Aşk büyüleyicidir, onun gizemli enerjisi ışıltısı ile hayatlarımızı kuşatır, etkiler. Bir korkaktan bir aptala, azizden kahramana herkes aşkın karşısında eşittir. Doğar ve sonsuza kadar uzayıp gider.

Ama iş filmlere konu olan aşklara gelince, onları nerede bulabileceğimizi bilmiyorum. Daha çok mucizevi bir olgu olan aşkı, filmlerde ve kitaplara aramamak en iyisi. Hele size ip uçları veren yazarlara hiç kulak asmayın.

Aslında tatil yeni bir insan olmak için atılan ilk adımlarındandır. Bavullar toplanır, yolculukla beraber alışkanlıklardan kurtulup farklı bir döneme başlarız. Ya da iyimser niyetle öyle olmasını umarız. Güzel bir doğa parçası, tatille rahatlamış insanlar ve tav olmaya hazır biri olarak siz. Sonuç; yeni bir aşka yelken açmak.

Galiba herkes için bu formül benzerlikler dösteriyor. O zaman yaşadığınız şeyin ne olduğuna dikkat edin. Çünkü tatilde herkes bir parça farklılaşıp yeni kişiliklere bürünebilir. Zaten ilişki başlangıçlarında kimsenin kendini pat diye ele verdiği görülmemiştir. Bu yüzden tüm bunları göz önüne alıp kara vurmamaya dikkat edin. Vurursanız da dalgaların keyfini çıkartın.

Çünkü yaz aşklarının kış aşkına dönüşmesi biraz zor. Bunu ben değil uzmanlar söylüyor. Ama benim kanımca zaten aşk yaşamak biraz zor. Öyleyse, ilişkiyi abartmadan tadını çıkarıp tıpkı mevsim gibi bu aşkın da gelip geçici olduğunu kabul ederek saatlerin keyfini çıkartmalı. Çünkü yine uzmanlar, yaz aşklarının büyülü atmosferinden sonra ayrılıklarının insan bünyesinde balyoz etkisi yarattığını söylüyor. Yani güzel bir ilişki sonrasında eğer herşey yolunda devam etmezse yılın geri kalanı keder içinde geçiriliyor.

O yüzden tatilin keyfini çıkarıp, tıpkı yaz aşklarının da mevsim gibi kısa sürdüğünü bilerek devam edelim yola. Arkadaşlıkların bile pamuk ipliğine bağlı olduğu bu dünyada aşkı bir mevsime sığdırmanın aptallık olduğunu unutmadan...

Aslı Atasoy
asli@cosmoturk.com