Kadınlar bir çok sorunun arasından en çok bunu sorar sevdiğine.
“Beni seviyor musun? “
Aldığı hiç bir cevap tatmin etmez oysa. Söylenen hiç bir söz mutlu etmez.
Aradığı tek bir cevap değildir çünkü.
Önce gözlerine bakmalıdır erkek; ellerini tutmalı, avuçlarında ısıtmalıdır ellerini.
Sonra kulağına fısıldamalıdır bir bir tüm değerli incileri.
Kadın, sordukça rahatlar; sordukça huzur bulur.
Sormak, sorgulamak ve de bıktırana kadar söyletmekten hoşlanır.
Her seferinde ”yanlız değilimi” kanıtlar kendine.
Mutsuz değilimi...
***
Her kadın mutsuz muyum diye sorgular hayatı. “Acaba”ları vardır.
Bir de gider mi “ leri...
Çünkü gün gelir O da gider aslında..
Ve gitme zamanı gelen her erkeğin ardında kendini suçlayan bir kadın olur. Dışarıya haykırdıkça öfkesini, içindeki fırtınalarla boğuşur. Denizlerinde boğulur; dipsiz kuyularına gömülür.
Vazgeçilmezleri yıkılır enkaz olur.
***
Kadın; gerçekte “En çok seven”i aramaz hiç bir zaman. “ seviyorum “ demekten bıkmayanla olmayı diler. “seviyorum” demesini bileni...
En şevkatlisini ...
En içtenini...
Bu enler biriktikçe tek bir soruda birleşir işte.
Tek bir cevabı olmayan; tatmini sağlanmayan; tek bir soru da..
“ Beni seviyor musun?”
BURÇİN ÇOBANOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER