KÖŞE YAZILARI | CİHAN SUNU

İşin Hayatımızdaki Yeri

Bireylerin yaşamında, iş hayatı çok önemli bir yer tutar. (Cihan Sunu)
 
   
 
 
     

Bireylerin yaşamında, iş hayatı çok önemli bir yer tutar. Bireyler, hayatlarını idame ettirmek, karınlarını doyurmak, kısacası her türlü ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışmak zorundadırlar. Bu zorunluluk; bireyleri, bazen sevdikleri işi değil, mecbur kaldıkları işi yapmak durumunda bırakmıştır.

İş hayatında mutlu olabilmek için tabii ki sevdiği işi yapmak ister çoğu zaman bireyler. Ama bu her zaman gerçekleşemez. Gerek eğitim durumu, gerekse boş pozisyonlar bu isteklere engel teşkil eder. Sevdiğimiz, istediğimiz pozisyon dolu olduğu için mecburen boş olan pozisyonlara yöneliriz, bir ucundan başlamak için işin. Bazen eğitim durumumuz yetersiz gelir, bazen de fazla! Boş iş kadrosunun az, iş arayanın çok olduğu günümüzde bireyler hayatlarını sürdürmek için her fırsatı değerlendirmek istemektedir. Kimi boş kalmamak için, kimi belki istediği kadroya geçiş yaparım düşüncesiyle işe girmeye çalışır. Tabii işe girdikten sonra başlar sıkıntılar, huzursuzluklar. Sevilmeyen, istenmeyen, sırf hayatı idame ettirebilmek için çalışılan işte; heves, heyecan ve motivasyon olmadığı zaman başarıda olmaz.

Bazı bireyler mezun oldukları branşta çalışmazlar, mühendis pazarlamacı, işletmeci öğretmen, öğretmen bankacı olarak çalışmak zorunda kalır. Bu bazen istekle, bazen zorunluluktan olur. Bazı zamanlarda işi kaybetme korkusu veya görevde yükselme amacıyla işin çok sevildiği söylendiği bile görülür. İşini sevmeyen bireyler başarılı olamadığı gibi, mutlu da olamazlar. Bu mutluluk özel yaşamı bile etkiler çoğu zaman. Ya işten zevk alma yolu bulunmalı ya da en kısa zamanda sevilen işe yönelmeli o zaman. Yoksa hayat çekilmez hal alır. İşten zevk almak veya işi sevmek için olaylara iyi yönüyle bakmak gerekir. Kendimizi geliştirmeli ve bu uğurda kişisel gelişim kurslarına giderek, farkında olmadığımız ve kullanamadığımız bireysel özelliklerimizi ortaya çıkarmalıyız yani kendimizi keşfetmeliyiz. Bir çok bireyin yapmış olduğu iş, her gün aynıdır. Ama basma kalıp yaşanmamalıdır. İşle ilgili gelişmeler ve olaylar takip edilmelidir.

Bireylerin bazıları işlerini herşeyin üstünde tutar. Ailesi, sağlığı, zevkleri hep ikinci planda kalır. Bu bireyler çok çalışırlar ama zihinsel veya fiziksel bir yorgunluk hissetmezler. Aksine çok mutlu ve zinde olurlar. İşlerini çok sevdiğini söyleyen bazı bireyler, kendilerinin işkolik olduğunu iddia ederler. Ama her işkolik işini seven anlamına gelmez. Bireyin kendisini sürekli çalışma gereksinimi içinde hissetmesi, çalışmadığı zaman bundan rahatsızlık duymasıdır, işkolik olmak. Aslında işkolikler planlı, doğru ve akılcı bir şekilde çalışsalar, iş yükleri azalır ve daha az çalışırlar.

İş hayatında başarı, önemli bir manevi tatmindir. Başarılıyla gerçekleştirilen işlerden sonra patron, üst, amir veya şef tarafından takdir edilmek, bütün yorgunluğu alır, götürür. Takdir veya teşekkür bireye ayrı bir motivasyon katar, hem yapılan işin hakkının verildiği, hem de işe yaramanın hazzı, mutlu eder bireyi. Bu mutluluk, bundan sonraki başarıların habercisidir. İşinde mutlu olan bireyler, özel hayatlarında da mutlu, başarılı ve huzurlu olurlar.


CİHAN SUNU
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>