Sosyal sorumluluk projesi ‘SHEDDEATH’ için elli ünlü ismi ‘döven’ fotoğrafçı Ümit KARALAR ile konuştuk. Fotoğraftan, sanattan ve tabi ki aşktan bahsettik :) En tatlı fotoğrafçıyla en tatlı sohbet buyurun afiyetle okuyun :)
‘Sanatçı’ olmak bu ülkede çok zor… Hele ‘fotoğraf sanatçısı’ olmak daha da zor, devamlı uç noktaları en çok görüleni ya da hiç görülmeyeni resmetmek durumundasın. Ailen bu işi seçmene karşı çıktı mı?
Tabi ki bu yola başlarken ailem “fotoğrafçı olup ne yapacaksın!” dedi bana. Ama yıllar yıllar geçtikçe, başarılara imza attıkça, özellikle sergimden sonra ailemin düşüncesi de değişti. Ama dediğim gibi üniversite tercih dönemimde puanımın da yüksek olması sebebiyle fotoğrafçılığa pek sıcak bakmadılar. İnsanlar bir şeyleri görmeden anlayamıyorlar, bir başarı örneği göstermen lazım illaki.
Baktığın zaman fotoğrafçılık mezunu ya da fotoğrafçılıkla uğraşan bir sürü insan vardır. Peki bu kadar genç yaşta bu derece başarılı olmanı sağlayan özelliğin neydi? Yani bu kadar destek ve ilgi görmen çok büyük bir şans! :)
Okula başladığım 2004 yılından bir-iki sene öncesinde başlamıştım fotoğraf çekmeye. O zamanlar fotoğrafçılıkla bu kadar uğraşan yoktu. Zaten son iki-üç senedir sosyal medyanın da etkisiyle bu ilgi arttı. Benim en büyük artım çok çalışmam oldu. Özellikle de çalışmaya okula başladığım dönemde başlamam çok büyük tecrübe kazandırdı bana. 2004 yılından beri fotoğrafla yatıp fotoğrafla kalkıyorum ve gerçekten çok çok çok çalışıyorum. İş olmadığı zamanlarda da fotoğraf çekiyorum. Ve tabi ki bunların yanında mezuniyet projemi sergiye çevirmem de çok büyük katkı sağladı bana. Mezun olur olmaz sergisi açılan pek kişi yoktur.
Peki bir fotoğrafın ‘Ümit Karalar fotoğrafı’ olduğunu nasıl anlarız? Görünmez bir imzan var mı?
Görünmez bir imzam renkleri çok doygun kullanmam ve çekimlerimi yakından yapmamdır. İnsanların gözlerini, mimiklerini görmeyi çok seviyorum.
En çok hangi şehirde çekim yapmak isterdin?
Bir fotoğrafçı olarak bunu söylemek zor, çok fazla yer var istediğim. Ama öncelikle uzak doğu gelir sanırım. Aslında en büyük hayalim Yeni Zelanda:) Doğa, kangurular… :)
Ara Hoca’nın bir lafı vardır “78 yaşındayım... 60 yıldır fotoğraf çekiyorum. Demek ki 60 yıldır ıstırap çekiyorum. Aptallığıma doymayayım. Salyangoz ticareti yapsaydım milyoner olmuştum şimdi.” diye. Fotoğrafçılık çok nankör bir meslek değil mi? Hem her saniye full dikkat ister hem de kazanç anlamında mükemmel olduğu söylenemez sanırım…
Sosyal medyaya iş yapıyorsan zaten her dakika tetikte olman lazım. Bir yıl değil, bir ay bile ortadan kaybolsan silinip gidiyorsun. Sonuçta çok zor, devamlı bir şeyler üretmek durumundasın, herkes yeni işler bekliyor. Fotoğrafçılığın ekip işi olduğunu da unutmamak lazım; bir çekimde makyözü var, stylingi var, ışıkçısı var… Yani var da var :) Sonuç olarak bu işi başarılı yapıyorsan bunların hepsini aşıyorsun
Ekip kavramı her işte çok önemli. Senin de çok iyi bir ekibin vardır sanıyorum ki…
Evet, kesinlikle öyle. Tek başıma ben bunu yaptım asla diyemem. Asistanım başta olmak üzere çok yardımcı oldu hepsi.
Stüdyoda nasılsın? Sinirli misin?:)
Yok, hiç sinirli değilim:) Aksine herkesi motive etmeye çalışıyorum. Sonuçta bu bir ekip işi ve sadece kendimi düşünemem. Eğlenceli geçiyor stüdyo ortamımız:) Daha çok kız kızayız zaten:)
Bir bayanın bu mesleği yapması çok zor değil mi?
Zaten eğer daha önce tanışmadığım biriyse beni ilk aradığında “Ümit Bey’le görüşebilir miyiz?” diyor. Sonrasında bir şaşkınlık evresi oluyor. Tanışmaya gelenlerde beni görünce “acaba yapabilir mi?” diye düşünüyorlar, işleri gördükçe zaten güven oturuyor. Hiçbir zaman da kötü sonuçlar çıkmıyor :)
Kapris çekebilir misin?:) Başına geldi mi böyle şeyler?:)
Yok yok, elliye yakın sanatçıyla çalıştım sergim için hiç birinde kapris yaşamadım. Ama tabi ben de sergiye başlamadan araştırdım herkesi, isteyebilecekleri şeyleri düşündüm.
‘Fotoğrafçı’ dediğimde aklındaki kare nedir? Bir savaşın ortasında, her yerde bombalar patlıyorken fotoğrafçı –ya da sen demeliyim- neyi resmederdin?
İş de fotoğrafçılık burada başlıyor aslında. Oraya elli tane fotoğrafçı götürürsün; biri patlayan bombaları çeker, biri küçük bir çocuğu. Biz okuldayken de bu tarz ödevlerimiz oluyordu. Aynı mekana on kişi gidiyorduk herkesin çektiği birbirinden alakasız oluyordu.
Peki şuan ki eğitiminiz ve bilginizle size hayatı çocukluğundan itibaren geri versek mesela.. tekrar yaşasaydın… En çok hangi anı çekmek isterdin?
Bu çok zor bir soru, uzun uzun düşünmem lazım:) Ama sanırım Marmara Ünv.’e kabulümün haberini aldığım anda ki durumumu resmedebilirdim:)
Çektiğin fotoğrafın ‘başarılı’ olduğunu nasıl anlıyorsun? Akıl danıştığın, fikrini aldığın birileri var mı yoksa kendin mi karar veriyorsun?
Okul aşamasında hocalarıma danışıyordum ama şuanda kendim karar veriyorum.
Kendine veya başka sanatçılara ait fotoğraflardan oluşan bir arşivin var mı?
Başkalarına ait fotoğraflardan oluşan bir arşivim yok, internetten bulunabiliyor her eser zaten. Ama kendi fotoğraflarımdan arşivim var.
Bir günün ortalama kaç saatini fotoğrafa ayırıyorsun?
Çekimle geçiyorsa tamamı tabi ki:) Ama çekimim yoksa, evdeysem en az 3-5 saatimi fotoğraflara bakarak, ya da üzerlerinde düzeltmeler yaparak geçiriyorum.
Kaç tane fotoğraf makinen var?
Aslında koleksiyonum var :) 30-35 tane, umarım artacak daha da :)
Şuana kadar kaç fotoğraf çekmişsindir?
Bunu hep düşünüyorum, yani hiç bilmiyorum :)Ama şöyle söyleyeyim iki terabyte hard diskim dolmuş durumda :)
Fotoğrafçılık da photoshop çok tartışmalı bir konu. Kimileri olmalı diyor kimileri olmamalı.
Sen nasıl bakıyorsun?
Çok sıcak bakıyorum, çok sık kullanırım. En iyi fotoğrafın bile ufak tefek düzeltmelere ihtiyacı vardır.
Dünya standardında baktığın zaman, en çok çalışmak istediğin kişi kim?
Lady Gaga :) Her saniyesi, her yaptığı, giydiği, taktığı olay zaten :)
Fotoğrafçılarla aran nasıl? Sektör içindekilerle falan?
İyi genel olarak. Sosyal medya üzerinden konuşuyoruz daha çok.
“46”yı takip ediyor musun? Böyle bir oluşumda olmak ister misin?
Ediyorum, çok beğeniyorum. Tabi ki isterim. Beni geliştirecek her şeye hazırım:)
Peki bir müddet sonra, yeni fotoğrafçılar yetiştirmeyi düşünüyor musun -akademisyenlik olabilir- bu tarzda herhangi bir planın var mı?
Evet, kesinlikle. Özellikle sergiden sonra da gelen tepkilere baktığımda yüksek lisans ve ardından akademisyenlik düşünüyorum. :) Özellikle konuşmacı olarak liselere, üniversitelere çağrıldıktan sonra, onların öğrenme şevkini de görünce ciddi ciddi düşünmeye başladım.
Şuan aramızda olmayan ‘keşke çekebilseydim’ dediğin bir isim var mı?
Michael JACKSON :)
Stüdyoda fotoğraf çekerken müzik kullanıyor musun? Ya da böyle konsantrasyonunu arttıracak her hangi bir şey yapar mısın?
Evet, müzik açıktır her zaman. Özellikle albüm fotoğrafı çekiyorsam, sanatçının şarkısını çalarım :) Kusana kadar çalarım hatta :) Müzik mutlaka olmalı, olmayınca olmuyor :)
Hadi benim fotoğrafımı çek desem, beni nerde, nasıl çekersin mesela?
Burada hemen çekebilirim:) Bir duvarın önünde bile olur, önemli olan gözlerinde ışığı yansıtmak bence.
Sanatın diğer kollarıyla aranız nasıl peki?
Müzikle aram iyi. Tabi sadece iyi bir dinleyiciyim:) Üniversite de resim üzerine eğitim aldım, severim. :)
Aşktan bahsedelimmm :) Aşk sanatı, sanatçıyı nasıl etkiliyor? :) Seni nasıl etkiliyor ? :)
Yani bir sanatçı mutlaka aşklarından, yaşadıklarından muhakkak etkileniyordur. Ben bu konuda şanslıyım çünkü mutlu bir birlikteliğim var. Ama tabi ki bizim ilişkimizde de çalkantılı zamanlar oluyor. İnsan mutsuz olduğu dönemde daha iyi işler çıkarıyor bence. Ya da tam tersi çok mutlu olduğu dönemde de çok güzel işler çıkarabiliyor. Yani sanırım önemli olan bunu avantaj olarak kullanabilmek.
Kavganızın fotoğraflanmasını ister miydin? :)
Hayır!! :):)
Erkek arkadaşın sana çok destek oluyor sanırım?
Kesinlikle, her konuda:)
Çapkın mısın değilsin ozaman? :)
Yok değilim:)
Sevgilinizin fotoğraflarını çekiyor musun?:)
Çok fazla! :) O da beni çekiyor, ben de onu :)
Aslında bir fotoğrafçının güzellik kavramı herkesinkinden biraz daha farklıdır. Senin için bir fotoğrafın güzelliği nerede başlar?
Bana hissettirdiklerinde başlar.
Özel düğünlerin fotoğrafları da çekiyorsun. Hiç içinden gelmedi mi o karede olmak?:)
Yok yok, düğün günü gelin ve damadın stresini görüyorsun ve yaşıyorsun haklı olarak. Bütün telaşları falan… Tam tersine korkuyorsun evlenmekten:)
Sanat toplumdan doğar yani sanatçı toplumu ilgilendiren her konuda düşünce sahibi olmalıdır bence… Ve senin kendi fikirlerini açıkça yazdığın bir blogun var bildiğim kadarıyla… Korkmuyor musun her konuda düşünceni açıklamaktan?
Ben bazı sanatçılar gibi apolitik olmak istemiyorum. Ben bir tarafsam, bunu göstermek istiyorum. Ben buyum beni takip eden böyle etsin. Özgürce yazıyorum, sonuna kadar neyi savunuyorsam ne hissediyorsam açık açık yazıyorum. Bu bana ait bir şey zaten.
Senin düşüncelerine uyan ya da uymayan bir siyasi partinin reklam kampanyasında çalışmak ister miydin?
Benim düşüncelerime uymayan, bana ters gelen bir sistemse içinde bulunmamayı tercih ederim. “Profesyonellik mi?” diye baktığımda da bir yanım iş gibi düşün diyor. Ama o zamanda söylediklerinle yaptıkların birbirini tutmuyor işte.
‘SHEDDEATH’ projesinden bahsedelim biraz, nasıl ortaya çıktı, nasıl gelişti ve daha da önemlisi bu kadar önemli isimleri nasıl ikna ettin?:)
Gazetede Türkiye’de şiddetin sonuçları hakkında bir haber okuyordum. Sonrasında arkadaşlarımı şiddet görmüş şekilde fotoğraflamak geldi aklıma. Hocalarıma anlattım. Sosyal medyadan yararlanarak -daha çok ses getirmesi için- ünlülere ulaştık. Sağ olsunlar hepsi, kırmadılar.
Erol EVGİN’in albüm fotoğraflarını da çektin, bu kadar büyük bir ustayla ve yılların eskitemediği bir yakışıklılıkla çalışmak nasıl bir duygu? Eminim çok eğlenmişsinizdir! :) Bir de üzerine klibinde oynadın:) Daha çoook aynı projede göreceğiz galiba sizi! :)
Evet, mükemmel bir isim. Benim için çok büyük mutluluk oldu Erol EVGİN ile çalışmak. :) Çekimler de çok güzel geçti zaten. Klip olayı da değişik gelişti aslında, Murat (EVGİN) aradı bir gün böyle bir fikir çıktı, ben de seve seve kabul ettim tabi ki :)
Okan Bayülgen’in ‘Disco’sunda da baya adını duyduk aslında.:) ‘Kingo style’ köşesi nasıl ortaya çıktı?
Yine bir ortamda Okan B. ile tanıştık. Yaptığım işlerden konuşurken bu köşe fikri (Kingo style) ortaya çıktı. Çok da güzel oldu :) Şimdilik program tatilde, yeni sezonda bakalım neler olacak :)
Fotoğrafçılığın en çok hangi kolunda öne çıkmak istiyorsun?
Moda fotoğrafçılığını çok seviyorum, çekerken de çok mutlu oluyorum. Moda fotoğrafçılığı konusunda ilerlemek hedeflerim arasında. Albüm fotoğrafçılığı da tabi ki :)
Evet bir röportaj daha bitti, görüşmek üzere!! :)
*Cihangir Kiki Kafe’ye ilgilerinden ötürü çok teşekkür ederiz :)
GÖKÇE KURTOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER