Hasta doktorundan memnun kalmamış, sorunları ve de soruları varsa, ilk iş doktoruna gidip, konuşması, dertleşmesi, çıkışması olabilir. Bu onun hakkıdır. Çünkü canını teslim etmiştir. Aynı işlem hastanede olmuşa, gene de doktorla bu tür konuşmaları doğru olanıdır.
Diyelim ki, bire bir ilişkiden memnun olmadı. Ya da söz konusu doktor hastanede ise, başhekim ve yöneticileri vardır. Onlara gider, derdini anlatır. Eğer serbest hekimse, doktorların bağlı oldukları TABİB ODASI’na başvurabilirler.
Bunlar olmuyorsa, şu da olmaz: Böyle bir hasta, doktorun ardından ona tuzak hazırlar gibi bir gazeteye gidip, şikâyette bulunması insanlık anlayışına sığmaz. Böyle durumlarda gazetenin de, hasta- hekim ilişkilerinin kutsal gizemine saygılı olması hasta hakları ve hekimin meslek onuruna dikkat ederek, şikâyetçiyi yetkili mercilere göndermesi gerekir. Bu yollardan sapılmışsa, bundan sadece HASTALAR ve VATANDAŞ zarar görür.
Bir hekime gelen bir hasta, hekiminden memnun olmamışsa bunun için alnı açık, başı dik erkekçe ve mertçe yola çıkar, düşüncelerini insanlık onurunun gerektirdiği gibi ortaya koyar. Eğer bu haklar, gazete köşelerinden aranıyorsa, her haksızlığın karşısında bir de haklıyı haksızdan ayıran TÜRK ADALETİ vardır. Bir de bunlara: “AHLAKSIZ TEKLİF” gibi bir ifade ya da yorum eklenmişse, işte burada akıl ve izan zıvanadan çıkmış demektir. Çünkü yalan ve yanlışlar, daima söyleyenin ve yapanın kendi ayaklarına dolanır.
56 yıllık hekimim. Devlet hizmetimin son 15 yılını TAKSİM İLKYARDIM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ’nde tamamladım. 1980 yılında, CUMHURİYET GAZETESİ’nde yazdığım bir makaleden dolayı emekli olmak zorunda bırakıldım. Kim zarar gördü? Tabiî ki ülkenin insanları… 1965 yılında gerek Taksim Hastanesi’nde gerek kendi iş yerimde ve rapor konularında bilim, insanlık ve yasadışı tek bir olayım varsa: BEN BURADAYIM!
Ve ben genellikle aileleriyle gelen hastalarımın kimilerine, “80 yaşlarında bir bunak değilsem” ahlaksız teklifler gibi uyduruk yorumların tümünü, nefretle söyleyenlerin başına fırlatıyorum!
Peki, bunlar neden oluyor:
Çıkar çatışmaları,
Reyting kavgaları,
Hedef göstererek adam harcamalar,
Eee… Kolay olanı bu.
Şimdi, neden-sonuç ilişkilerini daha iyi yorumlayacağınızı sanıyorum.
BALYOZ GİBİ BİR ŞEY BU YAHU!....
Sevgilerimle
Dr. Haydar Dümen
Nöroloji ve Psikiyatri Uzmanı
(0212) 293 33 10 - 11
Diyelim ki, bire bir ilişkiden memnun olmadı. Ya da söz konusu doktor hastanede ise, başhekim ve yöneticileri vardır. Onlara gider, derdini anlatır. Eğer serbest hekimse, doktorların bağlı oldukları TABİB ODASI’na başvurabilirler.
Bunlar olmuyorsa, şu da olmaz: Böyle bir hasta, doktorun ardından ona tuzak hazırlar gibi bir gazeteye gidip, şikâyette bulunması insanlık anlayışına sığmaz. Böyle durumlarda gazetenin de, hasta- hekim ilişkilerinin kutsal gizemine saygılı olması hasta hakları ve hekimin meslek onuruna dikkat ederek, şikâyetçiyi yetkili mercilere göndermesi gerekir. Bu yollardan sapılmışsa, bundan sadece HASTALAR ve VATANDAŞ zarar görür.
Bir hekime gelen bir hasta, hekiminden memnun olmamışsa bunun için alnı açık, başı dik erkekçe ve mertçe yola çıkar, düşüncelerini insanlık onurunun gerektirdiği gibi ortaya koyar. Eğer bu haklar, gazete köşelerinden aranıyorsa, her haksızlığın karşısında bir de haklıyı haksızdan ayıran TÜRK ADALETİ vardır. Bir de bunlara: “AHLAKSIZ TEKLİF” gibi bir ifade ya da yorum eklenmişse, işte burada akıl ve izan zıvanadan çıkmış demektir. Çünkü yalan ve yanlışlar, daima söyleyenin ve yapanın kendi ayaklarına dolanır.
56 yıllık hekimim. Devlet hizmetimin son 15 yılını TAKSİM İLKYARDIM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ’nde tamamladım. 1980 yılında, CUMHURİYET GAZETESİ’nde yazdığım bir makaleden dolayı emekli olmak zorunda bırakıldım. Kim zarar gördü? Tabiî ki ülkenin insanları… 1965 yılında gerek Taksim Hastanesi’nde gerek kendi iş yerimde ve rapor konularında bilim, insanlık ve yasadışı tek bir olayım varsa: BEN BURADAYIM!
Ve ben genellikle aileleriyle gelen hastalarımın kimilerine, “80 yaşlarında bir bunak değilsem” ahlaksız teklifler gibi uyduruk yorumların tümünü, nefretle söyleyenlerin başına fırlatıyorum!
Peki, bunlar neden oluyor:
Çıkar çatışmaları,
Reyting kavgaları,
Hedef göstererek adam harcamalar,
Eee… Kolay olanı bu.
Şimdi, neden-sonuç ilişkilerini daha iyi yorumlayacağınızı sanıyorum.
BALYOZ GİBİ BİR ŞEY BU YAHU!....
Sevgilerimle
Dr. Haydar Dümen
Nöroloji ve Psikiyatri Uzmanı
(0212) 293 33 10 - 11
HAYDAR DÜMEN
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
