KÜLTÜR-SANAT

Bir Kadının Mücadelesi: Portakal İçin Mutluluk Kayısı Olmak Değildir

Yazarlar kendi hikayelerini anlatıyorlar...
 
   
 
 
     

Pan Yayınlarının sağlık kitapları arasında yer alan Portakal İçin Mutluluk Kayısı Olmak Değildir kitabı, Catherine Preljocaj’ın kanser hastası olduktan sonraki süreci ruhsal ve bedensel olarak gözler önüne seriyor. “Zor olan cesaret edemediğimizdir” diyerek kendine yeni bir yol açıyor...

Bir kurtuluşun öyküsü olan Portakal İçin Mutluluk Kayısı Olmak Değildir, Fransız bir Arnavut Kadını Catherine Preljocaj’ın hayatına dokunuyor. Preljocaj, kendi hayat hikayesinden yola çıktığı kitabında, baskıcı bir ailede yetişmesiyle, kendi içine kapalı dünyasında; bir yanda anne-babasına karşı açtığı savaş, diğer yanda da Arnavutların katı namus yasalarına karşı verdiği direnç.. Bir kadın olarak tek başına girdiği bu mücadele de mide kanserine yakalanıyor.

Yazar, hastalıkla birlikte ölümle yüzleşiyor... Bir yandan tıbbi tedavisi sürerken, diğer yandan da alternatif tedavilerin yollarını arıyor, ailesinin kendisine karşı nefreti hiç aklından çıkmıyor... Yazar ailesine olan öfkesini şöyle dile getiriyor:

“Evet onları affetmeyi o kadar çok isterdim ki. Kendimi de affetmeyi.. Artık kendimi bu kadar kirli, bu kadar çirkin hissetmemeyi bu kadar çok arzu ederdim ki!... Durduramadığım hıçkırıklarla sarsılırken, gözyaşlarımın arasından, hayal mayal, annemin gülümsediğini görüyorum. Çok seviniyor, ağzı kulaklarında,. Birden nefret ettiğimi düşünme cesareti geliyor üstüme. Alaycılığı kanımı donduruyor. Onu orada, yüzüstü bırakıp, misafir odasında gidiyorum...”

Feyza Tulga’nın çevirdiği kitapta, yazarın bir kadın olarak yaşadığı zorluklar toplumda da karşılığını buluyor...

Ancak , Catherine Preljocaj bir kadın olarak verdiği mücadelenin yanı sıra hastalığıyla ilgili de büyük bir mücdelenin içine giriyor. Bu mücadele de sadece tıb değil, pek çok alternatif tedavinin denendiği bir mücadele... Bunlardan biri olan şifacı Fatya ile çalışmak bir yanıyla da kanserle yüzleşmesini de sağlıyor.

Yazar, Fatya’yla konuşmasında, “Karşıma oturuyor ve bana durumumu açıklamaya başlıyor. Aslında daha şimdiden, bana dokunmadan, vücudumun derin bir içsel umutsuzluk ifade ettiğini biliyor. Fatya’ya göre bastırılan duyguların sessiz habercisi olan kanser yaşamaktan hoşnut olmamanının bir meteforuymuş yalnızca... Hastalık yaşam engellisi olduğumun bir göstergesi ve habislik, bilincimin yavaş yavaş intihar etme arzusymuş... Kendi kendime mantıklı olduğunu söuylüyorum. Zira doğa boşluktan nefret eder.

“Ölüm seneryosunun yerini bulmak” Fatya’nın bunu enerji alanımda zeki, becerekli ve incelikli bir şekilde hissetmesi anlamına geliyor. “

Kitap kendi iç dünyamızın bir savaşı niteliğinde...Bu savaşı, kadınların maruz kaldığı ataerkil baskılara, her an içinde hapsolma riskiyle karşılaştığı marjinalleşmeye, modern çağın nihai felaketi kansere, yıkıcı ama oyalayıcı yaşam deneyimlerine duyduğu arzuya karşı, kendisine karşı veriyor Catherine.

Kitabın son bölümünde yer alan bu hikayeyle birlikte Preljocaj’ın ailesinin Arnavutluk’tan zorunlu göçle gelmesine de yer veriliyor. Okur da Preljocaj de ailesini olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmiş oluyor. Ve bu da iyileşme oluyor...

Yazar: Catherine Preljocaj

Kitabın Adı: Portakal İçin Mutluluk Kayısı Olmak Değildir

Yayınevi: Pan Yayınları

Türü: Bireysel Gelişim


 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>