KÜLTÜR-SANAT

Festival Hızlı Başladı!

4.Malatya Uluslararası Film Festivali, ilk gününe hızlı başladı...
 
   
 
 
     

Malatya Valiliği’nin koordinasyonunda, Malatya Kayısı Araştırma-Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından ve Barya Akademi Yakup Öztürk Sinema Kulübü’nün Ana Sponsorluğunda, T.C. Kültür Bakanlığı, Malatya Belediyesi, İnönü Üniversitesi, T.C. Malatya Sanayi ve Ticaret Borsası ve Fırat Kalkınma Ajansı ve destekleriyle gerçekleşen 4. Malatya Uluslararası Film Festivali, ilk gününe hızlı başladı!

“TEK TARAF BARIŞIN TARAFI OLMAK”

4. Malatya Uluslararası Film Festivali’nde Onur Ödülüne değer görülen başarılı sanatçı Rade Serbedzija söyleşisi ile başlayan ilk gün film gösterimleri, söyleşiler ve sergilerden oluşan keyifli bir programla devam etti.

Rade Serbedzija, söyleşisinde sinemanın sanatın önemli bir dalı olduğunu; ama sinemanın sadece bir sanat olmadığını, onun ötesinde kurguyu gerçeğe bağlayan tarihsel bir doküman niteliğinde olduğunu söyledi. Sinema endüstrisinin iki yüzü olan Avrupa ve Hollywood sinemasını kıyaslayan Serbedzija, Hollywood’un maddi gücüne vurgu yaptı ve “Orada çalışanlar maddi anlamda daha iyi şartlarda çalışıyorlar, aynı şekilde teknik alt yapı da orada daha iyi” dedi. “Avrupa Sineması’nda film, yönetmenin filmidir, ne yapacağınızı o söyler; ama Amerika’daki filmler yapımcının filmidir. Çünkü yapımcılar izleyicinin ne istediğini bilir ya da bildiklerini zannederler” dedi.

Balkanlardaki dağılmanın sinemaya etkisinin sorulması üzerine duygulanan Rade Serbedzija, “Üzülerek söylüyorum ki yaşanan kötü gerçekler olmasa bu kadar iyi sanat eserleri de olmazdı” dedi ve konuşmasına şöyle devam etti “Savaş zamanında silahları bırakın çağrısı yapmış ve hain olarak gösterilmiştim. Ben savaşta sadece barışın tarafını tuttum, çünkü tutulacak tek taraf barışın tarafıydı. Bu çağrımdan önce yapılan bir ankette en sevilen üçüncü kişiydim, çağrımdan sonra en nefret edilen ikinci kişi oldum. Neyse ki zamanla yargılar değişiyor, bugün yine sevilen biriyim.”

KAYBOLAN SİNEMAMIZ BU FİLMLE CANLANDI

4. Malatya Uluslararası Film Festivali’nde Onur Ödülüne değer görülen bir diğer isim Eşref Kolçak ise Güle Güle filminin gösteriminin ardından gerçekleşen söyleşi de “Güle Güle de oynamış olmaktan büyük gurur duyduğunu, bu filmle kaybolan sinemamız canlandı.” dedi.

“DÜNYA SİNEMASI MALATYALILARIN BEĞENİSİNE SUNULDU”

Festival kapsamında yarışma dışı gösterimlerle de Malatyalılar sinemanın keyfini sürdü. Ortadoğu Sineması ve İtalyan Sinemasından özel gösterimler sinemaseverlerin beğenisine sunuldu.

Kendini, uyuşturucu satıcılığının tehlikeli döngüsünden ve arkadaşı zannettiği haydutlardan bir türlü kurtaramayan, 30 yıl önce İtalya’ya göç etmiş Roman’ın hayatla mücadelesini anlatan Roman ve Yavrusu Türkiye prömiyerini Malatya’da yaptı!

Gösterimin ardından gerçekleşen söyleşiye ise filmin oyuncusu Matteo Taranto’nun katıldı. Taranto, oğluna iyi bir gelecek vermeye çalışan bir babanın filmde ön plana çıkarken ırkçılıkla mücadelenin, başka bir şehre uyum sağlamaya çalışma konusunun da diğer öne çıkan noktalar olduğunu vurguladı.

Ortadoğu Sineması başlığı altında seyirciyle buluşan Batı Şeria’da bulunan Cenin şehrindeki terk edilmiş sinemayı tekrar açma girişimini konu alan Cenin Sineması ardından da film ekibinin katılımıyla keyifli bir söyleşi gerçekleşti.

Söyleşiye katılan filmin Proje Yöneticisi Marcus Atilla Vetter, Cenin sinemasında durumların pek parlak olmadığını, o bölgede sinema kültürünün oluşmadığını, yeni kuşakta da bu kültürün oluşmadığını, gösterilen kötü filmlerin aileler tarafından boykot edildiğini belirtti.



ULUSAL BELGESEL PANORAMASI (SIRADIŞI)

YOLA MI GİRİYORSUNUZ, YOLDAN MI ÇIKIYORSUNUZ?

Tuluhan Tekelioğlu, gösterime girdiği her yerde büyük ilgi gören belgeselinde yakışıklı yalanların, kırgın ruhların, yaralı bedenlerin arasından sıyrılıp geçerek erkek cinsinin tam kalbine dokunuyor.

Aralarında yazar Ahmet Ümit, doktor Mehmet Öz, yönetmen Mustafa Altıoklar, müzisyen Kerem Görsev, banka yöneticisi Hakan Ateş, çizer Ergün Gündüz, belgeselci Nebil özgentürk, Tv programcısı Metin Uca gibi tanıdık simaların da olduğu, İstanbul’un başka başka semtlerinden, her meslekten erkeğe soruyor:

Yola mı giriyorsunuz? Yoldan mı çıkıyorsunuz?

ERKEKLERİ KONUŞTURMAK KOLAY DEĞİLDİ

Tuluhan Tekelioğlu, belgeseli ve belgesele konu olan kitabıyla ilgili duygularını şu şekilde ifade ediyor:

“40'ında 40 Kadın” belgeseli ve kitabıyla, onlarca şehirden davet aldım. Türkiye'nin her yerinden kadınlarla bu belgeseli izleyip, kadınların dertleriyle ilgili konuşup kitabımı imzaladım. Her gittiğim şehirde bana, “Lütfen erkeklerle de konuşun, onları anlamak istiyoruz,” dediler. Kadınlara verdiğim sözü bu kitabı yazarak tutmuş oldum.

Erkekleri konuşturmak kolay değildi. Her erkeğin kabuğu farklı kalınlıktaydı. Bazılarının kabuklarını kırabilmek için bir buçuk saat uğraştım. Kabuğunu açmayanları bu kitaba ve filmime almadım. - Kabuk kırılırsa içinden çirkin ördek yavrusu çıkacak diye korkmuş olabilirler. Sahi ne var kabuğun altında? - Ben erkekleri kadınlar için konuşturdum. Bu kitap sayesinde kadınların erkekleri anlayabileceklerini ümit ediyorum.


VİCDAN DAVETİYESİ BELGESELİ

Festivalin ilk günü Ulusal Belgesel Panoraması ile belgesel severler de unutulmadı! Mehmet Eryılmaz’ın yönettiği Tuncel Kurtiz’i anlatan “Bedr” Sinemada Bir Dolunay belgesel filmi izleyicinin büyük beğenisini aldı. Gösterimin ardından izleyicinin sorularını yanıtlayan Mehmet Eryılmaz, belgesellerin hep sanatçılar öldükten sonra yapıldığı; ama kendisinin bu filmi 93 yılında yaptığını belirtti. Bu belgeseli “Vicdan Davetiyesi” olarak tanımlayan Eryılmaz, Tuncel Kurtiz’in kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyenlere önce ‘’Benim adım ne?’’ diye sorduğunu, “Ramiz Dayı” diyenlerle fotoğraf çektirmediğini, önce adımı öğrensinler, dediğini anlattı.


 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>