Divan edebiyatının önde gelen şairlerinden biri olan Hakanî Mehmet Bey’in dönemine göre yalın bir anlatımla kaleme aldığı, İskender Pala’nın ise günümüz Türkçesi ile bizlere aktardığı Hilye-i Saadet, Hz Peygamberimiz’in fizikî özelliklerini, sıfatlarını, güzel huylarını ve kişiliğini konu ediniyor. 712 beyitten oluşan eser, besmele ile birlikte Hakanî’nin kendi aczini bildirdiği ve Allah’tan yardım talebinde bulunduğu bir bölümle başlayarak, Hz.Ali’den alınan bir hadis ile mesnevînin asıl konusuna geçiyor. Hz. Peygamber’in tüm özelliklerinin anlatıldığı bu bölüm bir hadis-i şerif ile noktalandıktan sonra, Hakanî’nin Peygamber için ettiği dualarla son buluyor.
Hakanî’nin yaklaşık bir senede tamamladığı ve dönemin sadrazamı Çağalzade Sinan Paşa’ya sunduğu bu eser, kitap hazırlanırken faydalanılan kaynakların belirtildiği ilk örnek olma özelliğini de taşıyor.
Özellikle tarihî ve dinî önemi itibariyle hem araştırmacıların hem de Müslümanların her zaman büyük ilgi gösterdikleri Hz. Muhammed, Hakanî’nin yazdığı Hilye-i Saadet’le günümüze en doğru şekilde taşınmış oluyor.
HAKANÎ MEHMET BEY
İstanbullu olup saray çevresinde yetişmiş ve iyi bir eğitim almıştır. Güçlü bir edebiyat terbiyesine sahip olduğu, Arapça ve Farsça bildiği kesindir. Çeşitli devlet görevlerinde bulunarak sancak beyliğine kadar yükselmiştir. Sadrazam Ayas Paşa’nın yakınlarındandır. Hatta birtakım kaynaklarda “Ayas Paşazâde” diye kayıtlı olup onun oğluymuş gibi gösterilir. Bazı kaynaklar ise onu “Güzelce Rüstem Paşa’nın kerîmezâdesi” olarak tanıtır. Ömrünün son yıllarında Divân-ı Hümâyun muhasebeciliğinde bulunmuştur.
Ölümüne “İltifât-ı Bekâ” tamlaması tarih düşürülmüş olup, 1015 (1606) yılını verir. Hakanî’nin Hilye’sinden başka bilinen iki eseri Divan ve Miftâhu’l-Fütuhât’tır.
İSKENDER PALA
1958, Uşak doğumlu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi (1979). Divan Edebiyatı dalında doktor (1983), doçent (1993) ve profesör (1998) oldu. Edebiyat araştırmacısı olarak çeşitli ansiklopedi ve dergilerde bilimsel ve edebî makaleler yayınladı. Ortaokul ve liseler için ders kitapları yazdı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalıştığı yıllarda Osmanlı deniz tarihiyle ilgili araştırmalarda bulundu ve bir kısmını kitaplaştırdı. Özellikle Divan Edebiyatı sahasındaki çalışmalarıyla dikkat çekti. Divân Edebiyatının halk kitlelerince anlaşılabilmesi için klâsik şiirden ilham alan makaleler, denemeler, hikâyeler ve gazete yazıları yazdı. Düzenlediği Divan Edebiyatı seminerleri ve konferansları kalabalık dinleyici kitleleri tarafından takip edildi.
“Divan Şiirini Sevdiren Adam” olarak tanınan İskender Pala, Türkiye Yazarlar Birliği Dil Ödülü’nü (1989), AKDTYK Türk Dil Kurumu Ödülü’nü (1990), Türkiye Yazarlar Birliği İnceleme Ödülü’nü (2001) aldı. Hemşehrileri tarafından “Uşak Halk Kahramanı” seçildi. Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk adlı romanı Türk Eğitim-Sen, Türkiye Yazarlar Birliği, Polis Akademisi ve Emniyet Teşkilatı ile değişik öğretim kurumlarınca yılın romanı (2003) seçildi. Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanı ve İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim üyesidir.