KÜLTÜR-SANAT

Ortadoğu Kadını Altın Portakal’da

48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin “Özel Gösterimler” bölümünde, “Ortadoğu’da Kadın” başlığı altında önemli bir seçkiye daha yer veriliyor.
 
   
 
 
     

“Ortadoğu’da Kadın” programı içinde yer alan filmlerde, Ortadoğu coğrafyasında yaşayan kadınların sorunlarına farklı yönlerden ışık tutuluyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi – Antalya Kültür Sanat Vakfı işbirliğiyle düzenlenen 48. Festivalin “...Ve Kadın Dünyaya Dokundu” ana teması ekseninde yer alan seçkide, Ortadoğu’da kadın kimliğini, bazen kadın bazen erkek gözüyle irdeleyen son dönem yapıtlar yer alıyor.

“Ortadoğu’da Kadın” projesiyle, kadın ve cinsiyet sorunlarından yola çıkılarak, Ortadoğu ülkelerinde son yıllarda yaşanan sosyal ve siyasal gelişmelere de dikkat çekiliyor.

Ortadoğu’da kadın olmak

61. Berlin Film Festivali’nin En İyi Film, En İyi Kadın ve Erkek Oyuncu ödülünü kucaklayan “Nader & Simin: A Separation”;
2011 Cannes Film Festivali’nde yarışan, Caramel filminin yönetmeni Nadine Labaki’nin son çalışması “Where Do We Go Now?”;
“Hayat Treni” filminin ünlü yönetmeni Radu Mihaileanu’nun son filmi “The Source”;
Mısırlı yönetmen Mohamed Diab’ın ilk yönetmenlik denemesi Cairo 678;
İranlı kadın yönetmen Marziyeh Meshkini’nin üç farklı kadının öyküsünü konu edinen ilk filmi “The Day I Became A Woman”,
2011 Cannes ve Berlin Film Festivallerinden derlenen bu önemli seçkide yer alan filmler.
Filmler ve konuları
Where Do We Go Now? Yön: Nadine Labaki - Lübnan, Fransa – 2011, 110’

İlk filmi “Caramel” ile 2007’de Cannes Film Festivali’ne giriş yapan Nadine Labaki’nin, Beyrut’taki savaşın yaralarını irdeleyen bu filminde beş kadının gündelik yaşamları anlatılıyor. Labaki, yeni filminde ülkesi Lübnan için çok nazik bir konu olan savaşın acılarına kadınların gözünden bakmayı amaçlıyor. Film, Hıristiyan ve Müslümanların bir arada yaşadığı bir köyde kavga çıkmaması için çocuklarının yaslarını bile gizlice yaşayan kadınları ve çocuklarının cenazelerini birlikte kaldırmaları anlatılıyor. Kadınlardan Takla, Amal, Yvonne ve Afaf’ın öykülerine odaklanan Labaki, tüm engellemelere rağmen kadınların aralarında acıdan doğan dostluğu sinemaya taşıyor.

Fragman: http://www.youtube.com/watch?v=QBGuk2lfZdc




Nader & Simin: A Separation Yön: Asghar Farhadi - İran-2011,120’
61. Berlin Film Festivali'nde En İyi Film dalında Altın Ayı, En İyi Erkek ve En İyi Kadın Oyuncu dallarında da kadro olarak Gümüş Ayı kazanan filmde, Simin, kocası Nader ve kızı Termeh ile İran'ı terk etmek ister. Nader'in Alzheimer hastası babasını bırakmayı reddetmesi üzerine boşanma davası açan Simin, dava talebi reddedilince anne babasının evine gider. Termeh ise babasıyla kalmaya karar verir. Nader, kızına ve babasına bakması için hamile bir genç kadın tutunca birçok sorun ortaya çıkar. İran toplumuna kadın erkek ilişkileriyle içerden bir bakış açısı sunan İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin daha önceki yapımı About Elly, 2009 Berlin Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü kazanmıştı.

Fragman: http://www.youtube.com/watch?v=B2Sswx_vrWk



Cairo 678 Yön: Mohamed Diab - Mısır - 2010, 100’
Kahire 678, toplumun farklı kesimlerinden cinsel istismara maruz kalmış üç kadının buna karşı verdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Gerçek öykülerden yola çıkan filmde, Mısır’da kadınların yaşadığı sorunlara eleştirel yaklaşan yönetmen, çok değinilmemiş bir konuyu ele alarak kadınların adalet arayışına da destek oluyor. Filmin çekilmesinden ancak üç yıl sonra cinsel taciz anayasada suç olarak kabul edilmiştir.

Fragman: http://www.youtube.com/watch?v=COesFcvkXaE




The Source Yön: Radu Mihaileanu - Belçika, İtalya, Fransa - 2010, 130’
Hayat Treni filminin ünlü yönetmeni Radu Mihaileanu’nun son filmi The Source, Yunanlı drama yazarı Aristophanes'in ünlü komedyası Lysistrata'dan esinlenir. 2011 Cannes Film Festivali’nde yarışan filmde Kuzey Afrika’da bir köyde, dağın tepesinden çıkan bir su kaynağından evlerine kızgın güneşin altında su taşıyan kadınların kocalarına karşı giriştikleri boykotu anlatır. Genç bir gelin olan Leila köyün kadınlarını erkeklere karşı harekete geçirir: köye su getirene kadar kadınlar kocalarıyla birlikte olmama kararı alırlar. Bu komedi filmi kadın-erkek ilişkilerine eğlenceli bir bakış açısı sunuyor.

Fragman:http://www.youtube.com/watch?v=wvxyIlq4Q7w&feature=results_video&playnext=1&list=PL9B54E3B0FA55AACF




The Day I Became a Woman Yön: Marziyeh Meshkini – İran - 2000, 78’
Küçük Havva dokuzuncu yaş gününde uyandığında, yaşamının artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağı gerçeğinden bihaberdir. O, artık kendi çevresinin kültüründe bir kadın kabul edilmektedir. Annesi Havva'ya artık bir kadın olduğu için dışarı çıkıp erkek çocuklarıyla oynamasının günah olacağını hatırlatır. Bir bayanlar bisiklet yarışında lider durumdaki Ahu'yu sürekli olarak akrabaları takip etmekte ve giderek tehdit eder bir şekilde ona vaktini böyle basit bir uğraşla geçirmeyi sürdürürse evden atılacağını hatırlatmaktadır. Ahu onları reddettiğinde ise yarış daha büyük, hayatı değiştirecek bir öneme bürünür. 3 farklı kadının öyküsünü anlatan İranlı kadın yönetmenin ilk filmi aralarında Selanik, Toronto ve Chicago Film Festivallerinin de bulunduğu birçok festivalde ödülle döner.

Fragman: http://www.youtube.com/watch?v=BVZSdynHa_Q

 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>