Sellülit konusunda tip ekollerinin değişik farklı düşünceleri mevcut. Kimilerine göre sellülit normal olarak kadın vücudunun bir oluşumu iken, başka bir grup da sellüliti bir hastalık ve ya hastalık habercisi olarak kabul eder. Kozmetik sektörü ise sellüliti hem cilt hem da onun beraberinde var olan bir sağlık sorunu olarak nitelendirir. Aslında yeni başlayan sellülitler bir hastalık olmamakla birlikte, alta yatan ve yolunda gitmeyen bir çeşit bozuklukların habercisidirler ve bu sorunlar tedavi edilmediği takdirde ileri dönemlerde bir sağlık sorununa yol açabilirler. Örneğin kilo sorunu ile birlikte olan bazı ileri aşamadaki sellülitler ağrıya yol açabilir ve ya bazen varis oluşumunu aktive edebilirler. Bu nedenle sellülit ve sellülit oluşturabilecek altta yatan nedenleri kontrol ve tedavi etmek gerekir.

Kremler cilt altına ne kadar ulaşabilir?

Sellülit kremlerinin ve kozmetiklerin doğuşu hemen hemen 1980 lı yıllara dayanır. Gün geçmiyor ki bu konu ile ilgili yeni bir kozmetik ve ya krem piyasaya sürülmüyor. Aynı anda hem inceltici hem sellülit giderici olduğunu iddia eden kremlerin içinde kan dolaşım artırıcılardan, kafeinden, soya yağı, parçalayıcı C vitamini ve avokado yağına kadar çok çeşitli maddeler olabiliyor. Etken maddelerin içerisinde yağ parçalayıcı, kan dolaşım artırıcı ve vücuttaki toksinleri atmamıza yardımcı olan bazı maddeler kullanılabiliyor.

Kozmetik sektörünün ümit ettiği ise, bu maddelerin üst deriye geçip, sellülitin yerleştiği deri altı yağ dokusuna ulaşmaları. Hal bu ki pratikte sellülit tedavisinde etkin olabilecek bu maddelerin deri altı yağ dokusuna ulaşmaları çok kolay ve akıl karı değil..Cilde sürüldüğünde kan dolaşımını hızlandırabilen bazı ürünlerin var olması ile birlikte, bazı insanlarda kızarıklık ve kaşıntı gibi sorunlara yol açabilir

İncelmek mi, sellülit mi, sıklaşmak mi?

Ürün seçerken her şeyden önce ürünlerin üstünde yazılı özellikleri ve açıklamaları kontrol etmek gerekir. Unutmayın sellülit, incelmek ve sıkılaşmak farklı kavramlardır ve farklı farklı ürünler bu özelliklere sahip olabilirler. Çünkü etken madde hepsinde farklıdır, örneğin antisellülit ve ya anticapiton terimi sellülit için kullanılırken, mineceur amincissant’terimi inceltici ürünlerde kullanılır.

Özellikle inceltici, antisellulit, kremlerin bir kısmı yağ oluşumlarının neden olduğu enzimleri bloke edebilecek bir madde içermesi ile gün boyunca kullanılan bölgede bir tabaka oluştururlar ve bu şekilde etkilerini korurlar.

Sonuç olarak, kozmetik sektörünün tüm bu iddialı söylemlerine rağmen sellülit giderici ve inceltici olan bu kremlerin etkileri kişiden kişiye değişir. Kullananların bir kısmı kremlerin bir derece etkili olduğunu düşünürken bir kısmı ise olaya boşuna harcanmış bir para olarak görürler. Bu konuda kullanılan kremler ise bir çok aktif maddeyi aynı anda içerirler, Dolayısıyla hangi maddenin daha etkili olduğu kanıtlamak da mümkün olmadığı gibi, bu etkileri destekleyen ve doğrulayan çok fazla bilimsel araştırma da mevcut değildir.

Spor mu krem mi?

Yeni oluşan ve daha ilerlemeyen sellülitlerde, antisellülit kremler geçici olarak kısmen etkili olabilir ve genel olarak cilde genel bir pürüzsüzlük ve düzgünlük kazandırabilir, ama unutmamak gerekir ki eğer bunların yanında önemli konuları yanı dengeli beslenme, spor ve kan dolaşım artırıcı aktiviteler ve masajlar yapmıyorsanız, sadece bu kozmetik çözümler ve kremlerle başarıya ulaşmanız mümkün değildir.

En doğrusu tıbbi yöntemler dediğimiz mezoterapi, karboksiterapi, lipoliz gibi son derece etkili yöntemlerle bile hayat boyunca bu sorundan kurtulmak mümkün değildir.
Normal olarak kadın oluşumumuz ve hormonal dengemiz, hepsi bir nevi sellülit lehinde çalışıyor. Bu nedenle tedavi ve bakıma ara verirsek kendimizi kontrol altında tutamazsak tekrar aynı sorunlarla karşılaşmamız mümkün. Halbuki dengeli beslenme, orta düzeyde bir spor programı, masaj ve bazı kozmetik tedavilerle kendimizi bu soruna karşı bir dereceye kadar koruyabiliriz.