Bugüne kadar sadece, 30 yaş sendromunu bilirdik. Bir de erkeklerin o meşhur orta yaş krizini... Şimdi başımıza bir de 25 yaş sendromu çıktı.
Bugüne kadar sadece, 30'una basmanın insanda yeni moda tabirle "Ally McBealvari" korkular yarattığı 30 yaş sendromunu bilirdik. Bir de erkeklerin o meşhur orta yaş krizini... 50'lerine geldiğinde kıpkırmızı bir spor araba alarak, birdenbire 20'lik delikanlılar gibi giyinmeye başlayarak ve kızı yaşında bir sevgili edinerek "artık hayatını yaşamak istediğin!" iddia etmeyen, bu yolla yaşlanmayı reddetmeyen ve bir süre sonra ister istemez acı gerçeği kabul etmek zorunda kalmayan erkek sayısının parmakla gösterilecek kadar az olduğu-nu... Şimdi başımıza bir de 25 yaş sendromu çıktı. Bu gidişle bütün hayatımızı sendromlar, bunalımlar ve krizler içinde geçireceğiz! Peki nedir bu 25 yaş sendromu? Ve nasıl atlatılır?
YÜKSEK BEKLENTİLER, BÜYÜK KORKULAR, GELECEK KAYGISI...
Tamamen gelenekleri doğrultusunda yaşayan toplumlarda pek görülmeyen bir sendrom bu çeyrek yaş krizi. Kadınların toplumsal rollerinin önceden belirlenmiş olduğu bir toplumsal yapıda sendroma ne hacet. Oysa çağdaş toplumun bir bireyi olan modern ve özgür kadın bu özgürlüğünün bedelini fazlasıyla ödüyor. Hayatının dörtte birini geride bırakmasıyla ve üniversitenin bitmesiyle birlikte ilk olarak "Şimdi ne olacak?" sorusunu soruyor kendine. İşte, asıl bunalım da o zaman başlıyor. Gerçek hayata adım atar atmaz işlerin hiç de okuldaki gibi yürümediğim fark ediyor. Hayatının ellerinin arasından kayıp gittiğini hissediyor, ailesiyle, arkadaşlarıyla ve erkeklerle ilişkilerinde sorunlar yaşamaya başlıyor. Neredeyse matematik profesörü olmasını sağlayacak kadar olasılık hesabı yapıyor, deniyor, başarısız oluyor, hayal kırıklığına uğruyor, vazgeçiyor, tekrar deniyor ve sonuçta oldukça sancılı bir değişim evresi geçiriyor. işin içine bir de kararsızlıklar, korkular, endişeler ve güvensizlikler girince tam bir pasif direniş başlıyor: Her karar bir hata olabilir, her atılım bir felaketle sonuçlanabilir. Öyleyse en iyisi hiçbir şey yapmamak...
KRİZ BELİRTİLERİ
25 yaşın getirdiği sorunlar kişiden kişiye değişse de bu sendromun bazı ortak belirtileri var ve 20'li yaşlarınızın ortasında olup bu belirtileri kendinizde görüyorsanız şifayı kaptınız demektir.
25 YAŞINA GELDİĞİNİZDE...
• Anne babanızın öğüt ve tembihleri birdenbire anlam kazanır.
• Ne yapabildiğinizden çok kimi tanıdığınızın önemli olduğunu fark edersiniz.
• Yaz tatilleri 15 güne iner.
• Kişisel masraflarınızı karşılamak zorunda kalırsınız.
•18 yaşında yaşadıklarınızdan "benim zamanımda..." diye bahsetmeye başlarsınız.
• 60. yaş gününüzün epey yaklastığını düşünürsünüz.
• Artık fazla uyumanın anlamı sabah altı buçukta değil dokuzda kalkmaktır.
• Daha az içki içmeye başlarsınız.
• Yedi yıl Önce yaptırdığınız dövmeler içinize dert olmaya başlar.
• Herkes size yetiskinmişsiniz gibi davranır, siz ise nedenini bir türlü anlayamazsınız!
• İyi bir işiniz ve bir sürü arkadaşınız olduğu halde bir türlü tatmin olamıyorsanız...
• Hata yapmaktan korktuğunuz için karar vermekten sürekli kaçıyorsanız...
• Sabahları bir türlü kendinizi motive edemeyip her sabah, monoton bir hayatın yetişkinliğe özgü olduğunu düşünüyorsanız...
• Arkadaşlarınızın ve tanıdıklarınız dış görünüşlerini, kıyafetlerini, çalıştıkları işleri ve sevgililerini durmadan kendinizinkilerle karşılaştırıyor ve her karşılaştırmanın sonunda hayal kırıklığına uğruyorsanız...
• Henüz hayata hazır olmadığınızı hissediyor ve birisi size küçük bir kız gibi değil de yetişkin bir kadın gibi davrandığında afallıyorsanız...
• Jean'lerinizin ve lastik ayakkabılarınızın içinden çıkıp etek ve topuklu ayakkabı giymeye bir türlü alışamıyorsanız...
• Erkeklerle ilişkilerinizde duygularınızdan bir türlü emin olamıyor ve kendinize sürekli ahret sorulan soruyorsanız...
SENDROMU AVANTAJA ÇEVİRİN
Oysa 25 yaş yaş sendromunu olabildiğince hafif atlatmanız, hatta onu bir avantaja çevirmeniz hiç de İmkansız değil. Tek yapmanız gereken şey, yılmamak ve yaşadığınız sorunları belli başlıklar altında toplayarak bunları çözmek için yeni yöntemler geliştirmek.
• İş hayatı ve kariyer: Sizi genç bir kadın olarak 25 yaşında en çok düşündüren ve en fazla kafanıza takılan konulardan biri herhalde çalışma hayatıdır. Çünkü okulun bittiği ve artık herşeyin çok farklı olduğu en çok hayatın bu alanında hissedilir. Yine de umutsuzluğa kapılmayın. Gençsiniz, enerjiksiniz, yaratıcısınız, taptaze bir beyniniz ve bir sürü ilginç fikriniz var. İhtiyacınız olan tek şey oyunu kuralına göre oynamak ve hak ettiğiniz yerlere gelebilmek için deneyim kazanmak... Kendinize güvenin, acele etmeyin, ümitsizliğe kapılmayın ve gözünüzü dört açın. Bugüne dek yaşadığınız kötü deneyimler, uğradığınız haksızlıklar ve karşınıza çıkan art niyetli insanlar sizi yıldırmasın, aksine asıl bu tip tecrübelerin sizi geleceğe hazırladığım kendinize sık sık hatırlatın.
• Aile ve arkadaşlar: Sizi doğduğunuz günden beri tanıyan ailenizin ve bütün sırlarınızı bilen arkadaşlarınızın size karşı davranışlannda bazı değişiklikler olduğunu hissedebilirsiniz, bu son derece doğal... Öncelikle anne ve babanız artık onların küçük kızları değil de kendi kararlarım kendi verebilen, bağımsız, yetişkin bir kadın oluşunuzu kabul etmekte zorlanabilir. Dolayısıyla bir bocalama dönemi geçirebilirler. Eğer ailenizle birlikte yaşıyorsanız bunu bir geçiş dönemi olarak kabul edin ve odanıza çekilip kapınızı kapamak yerine hayatı onlarla daha fazla paylaşmak adına çaba gösterin. Arkadaşlarınıza gelince... Unutmayın ki, aynı sıkıntılı dönemleri onlar da yaşıyor, sizin yaşadığınız çoğu sorunu, içine düştüğünüz bunalımları onlar da geçiriyor. Eğer bu ara dönemde birbirinize karşı anlayışlı ve hoşgörülü olmayı, gerektiği yerde tahammül edebilmeyi ve doğru iletişim kurmayı başarabilirseniz dostluğunuzun ömür boyu sürmemesi için hiçbir sebep yok.
• Erkekler: Duygusal ilişkilerin insanı bunalıma sokmadığı bir dönem var mı ki zaten? Ama 20-30 yaş arası, bu sorunların deyim yerindeyse ayyuka çıktığı bir zaman dilimi... Doğru erkek tanımları, evlilik hakkında sorulan sorular, aldatmalar, aldatılmalar, "Zaten erkeklerin hepsi aynı..." genellemeleri, yanlış erkek-doğru zaman, doğru erkek-yanlış zaman ikilemleri, gözyaşları, kaçırılan fırsatlar, aklım başına toplamalar, aklı başından gitmeler, fırtınalı ilişkiler... Bazen kendinizi çok yorgun hissediyorsanız bilin ki duygusal ilişkilerinizin altın çağını yaşıyorsunuz. Hem ergenlik dönemindeki kadar tecrübesiz ve saf değilsiniz, hem de güzelliğinizin doruğundasınız. Kısacası eğlencenin tam zamanı! Bu kısa zamanı gelecek korkulannızın esiri olarak değil, yaşamın her alanında var olduğunuzu göstererek, her güzellikten tat alarak, mücadele ederek ve kendinize güvenerek geçirin ve unutmayın; bu günler bir daha gelmez.
25 Yaş Krizi!
Bu gidişle bütün hayatımızı sendromlar, bunalımlar ve krizler içinde geçireceğiz! Peki nedir bu 25 yaş sendromu? Ve nasıl atlatılır?..
DİĞER HABERLER
Stres Kıyamet Harcamasına (Doom Spending) Yol Açıyor
Gereksiz alışveriş, geçici olarak iyi hissetmek için yapılıyor….
“St. Moritz’e gidenler Silk&Cashmere ile karşılaşacak!”
“Emre Aydın`ın Hayali Gerçek Oldu”
“49. Antalya Altın Portakal Film Festivali`nde Ödüller Sahiplerini Buldu! ”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32