ANNE - ÇOCUK

Hamilelik dönemindeki yoğun stres

Hamilelik döneminde neler strese yol açar? Yaşanan stres bebeği nasıl etkiler? Strese maruz kalan hamile kadınlara, stresle baş etmek için öneriler…
 
   
 
 
     
Günümüzde çalışan kadının iş hayatında daha fazla yer alması, hamilelik döneminde de çalışan kadınların yoğun stres altında kalmasına neden oluyor. Uzmanlar, bu dönemde anne adayının stresten uzak kalmasını öneriyorlar.

Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kadın Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Öztürk, hamilelik döneminde yaşanan stresin anne ve bebeğe etkisini anlattı.

Hamilelik döneminde kadınlarda ne gibi ruhsal değişiklikler meydana gelir?

Hamilelik süreci hem kadın hem de çevresi için özel ve farklı bir dönemdir ve Bu dönemde hamile kadının vücudunda, duygularında ve yaşam tarzında birçok değişiklikler meydana gelir. Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında değişken ruh hali meydana gelebilir. Sıklıkla nedensiz ağlama nöbetleri görülür, arzu edilen gebeliklerde dahi ilk aylarda gebeliği kabullenememe, içe dönüklük ve pasiflik meydana gelebilir. İlerleyen aylarda da vücuttaki değişiklikleri benimseyememe gelişebilir. Son aylarda ise genellikle doğum korkusu, sağlıklı bebek dünyaya getirme endişesi, ‘iyi anne olabilecek miyim?’ endişesi yoğun şekilde yaşanır.

Bu dönemde neler strese yol açar?

Gebelik süreci ve çocuk sahibi olmak genel anlamda ebeveynler için neşeli ve heyecan verici bir dönemdir. Ancak gebelerde depresyon, anksiyete, stres bulguları günümüzde gittikçe artmaktadır. Ayrıca günümüz yaşam koşulları, kariyer peşinde koşan kadınlar ve çalışma koşullarının zorluğu da gebe kadınların daha fazla strese maruz kalmalarına neden olmaktadır.

Hamileliğe bağlı ortaya çıkan bulantı, kusma, sık idrara çıkma, bel ağrısı, ellerde ve ayaklarda şişlikler, kilo alımı gibi belirtiler hamile kadın için stres kaynağı olabilir. Hamilelik sürecinde ortaya çıkan hormonal değişimler kadının psikolojik durumunda ve mizacında değişikliklere neden olabilir.

Bebeğin sağlıklı olup olmadığı hemen hemen tüm kadınlarının zihnini tüm hamilelik süreci boyunca meşgul eder. Bununla birlikte özellikle ilk hamileliğini yaşayanlar doğum süreci ve doğum şekli ile ilgili olarak da sıkıntılar yaşarlar. Kadınların pek çoğu doğum sancıları ile başa çıkamayacağını, doğum sırasında yanlış bir şey yaparak bebeğine zarar verebileceğini düşünür.

Anne-baba adaylarını endişelendiren bir başka konu da ekonomik faktörlerdir. Bebeğin doğumu ve sonrasındaki harcamalar sırasında sıkıntı yaşayacakları korkusu hem anneyi hem babayı huzursuz eder. Tüm bu stresler eğer riskli bir gebelik söz konusuysa çok daha fazla yaşanır. Örneğin riskli hamilelik süreci sebebiyle işinden ayrılıp evinde istirahat halinde gebeliğini geçirmek zorunda kalan bir kadın için süreç kaçınılmaz olarak çok daha stresli olacaktır.

Hamilelik döneminde yaşanan stres bebeği nasıl etkiler?

Gebelik dönemindeki stres, gebelik sonuçları ve doğan çocuklar üzerine olumsuz etkilere sahip olabilmektedir. Yapılan bazı çalışmalar yüksek orandaki stresin erken doğum ve düşük doğum ağrılıklı bebek dünyaya getirme riskini arttırdığını göstermektedir.

Erken doğan bebeklerin kilolarının düşük olması normaldir. Ancak stres, zamanında doğan bebeklerin kilolarının da olması gerekenden daha düşük olmasına yol açmaktadır. Bazı stres hormonları plasentaya giden damarlarda daralmaya neden olarak bebeğe daha az oksijen ve besin maddesi gitmesine neden olmaktadırlar. Bu durum bebeklerdeki gelişme geriliğinin sebebi olabilir.

Öte yandan yaşanan stres anne adayının davranış ve alışkanlıklarının değişmesine neden olarak erken doğum ve düşük doğum kilosuna yol açabilir. Örneğin yüksek oranda stres yaşayan bir kadın sağlıklı yaşam koşullarına dikkat etmeyebilir, yeterli ve düzgün beslenmeyebilir ve hatta alkol ve sigara gibi hamilelik üzerinde olumsuz etkileri olduğu kanıtlanmış alışkanlıklar edinebilir. Bu alışkanlıklar sadece erken doğum ve düşük doğum ağırlığına değil bebekte bazı yapısal anomalilere de yol açabilir.

Yapılan çalışmalar stresin bazı gebelik komplikasyonlarıyla da ilgisinin olabileceğini göstermektedir. Mesela gebeliğe bağlı yüksek tansiyon ve preeklampsinin yoğun stres yaşayan kadınlarda 2-3 kat daha fazla görüldüğü saptanmıştır.

Stres altında doğan çocuklarda uzun vadede Tip II diabet, obezite, hipertansiyon ve allerjik bünyeye sahip olma olasılığı artabilmektadir. Ayrıca stres altında olan annelerden doğan çocukların uzun vadede sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu gibi davranış bozukluklarının genel topluma göre daha yüksek olabileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur.

Bu dönemde yoğun strese maruz kalan hamile kadınlara, stresle baş etmek için ne önerirsiniz?

Gebelik fizyolojik bir olaydır ve insan vücudu bu mucizevi olayı gerçekleştirebilmek için oldukça iyi gelişmiş bir adaptasyon mekanizmasına sahiptir. burada anne adayının kendisini bekleyen değişiklikler konusunda iyi bilgilendirilmesi önemlidir. Ayrıca gebelik takip süreci, nelerin normal, nelerin anormal olacağı konusunda kadına yeterli bilgi aktarılırsa gebe kadın kendini daha rahat hissedecektir.

Her hamile kadın özel ve iş yaşantısındaki stres kaynaklarını belirlemeli ve bunlarla mücadele yöntemleri geliştirmeye çalışmalıdır. Hamile olsun ya da olmasın her kadın eğer sağlıklı ve güçlü ise stres ile daha kolay mücadele edebilir. Bu nedenle hamile bir kadın sağlıklı beslenmeli, yeteri kadar uyumalı, alkol ve sigaradan uzak durmalı ve egzersiz yapmalıdır. Egzersiz yorgunluk, halsizlik ve bel ağrıları gibi hamilelik ile ilgili rahatsızlıkların görülme sıklığını azaltır.

Tabii ki unutulmaması gereken önemli bir nokta da kadının eşi, ailesi ve iş arkadaşlarının tamamını kapsayan çevre desteğidir. Bu kişiler hamile kadına duygusal açıdan destek olabilecekleri gibi, işlerinde yardımcı olarak da kadının yaşadığı stresin azalmasına yardımcı olabilirler.

Bunlar haricinde gerçekleşebilecek psikolojik değişimler, anne adayını rahatsız edecek düzeydeyse, uzman psikologlardan yardım alınması doğru olacaktır.

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>