“ Şarabi ”
"Oğuz’un son telefonu, biraz daha “rahatlamış”, boşlukları azaltılmış hatta biraz da “sabırsız” geldi..." İnci'nin yeni yazısını okumak için tıklayın!
“ Şarabi ”
15.03.2004
Oğuz’un son telefonu, biraz daha “rahatlamış”, boşlukları azaltılmış hatta biraz da “sabırsız” geldi bana. Sanki bir sürü şey söylemek istiyor da artık sabredemiyor gibi bir hali vardı. Sevinmedim dersem yalancının önde gideniyim.
Allah aşkına, kim sevinmez ki? Ne der Yeni Türkü;
Yarediiiir siiiiinemeeee eski sevgiiili
Ne yapsan kooooolay unutulmaaazzz…
Kolay unutulmadığı gibi, çok kolay da yeniden hatırlanabiliyor. (Bkz. Üst paragraf) Bir nankörlük mevzu bahis yani. Ama “İngilizce” gibi değil bu; unutulmuyor, yeniden yeniden hatırlanıyor…
Kafam her ne kadar gelgitlerle dolu olsa da “gel” ler ağır basıyor maalesef. Niye maalesef? Çünküüü pek güvenim kalmadı, olası hızlı değişimlerden korkuyorum.
Ama ben İnci; hem korkarım hem yaparım. Kırılmaktan korksam da kendimi “patdadanak” aşkın içinde buluveririm. Bu da benim defolarımdan biri işte…
Nihayetinde Oğuz görüşmek istedi, tahmin edilebileceği üzre…
Hatta abartıp, benim “tamam, haftasonu konuşuruz” umla yetinmeyip, “yok yok, gün ve saat belirleyelim” garantilemesini bile yaptı. Bendeniz de zevkten 4000 köşe olmuş bir halde ağırdan alıyorum herşeyi.
Keşke herşey bu düzende kalabilse.
Keşke bu ilişkide ben hep 1-0 önde olabilsem
Keşke de keşke…
Ömür biter bu keşkeler bitmez Allah sizi inandırsın…
Geçiştirmeye çalışsam, anlamazdan gelsem de Oğuz ağzımdan yer, zaman ve saat almayı başardı. Adamın işinde de bu kadar başarılı olmasına şaşmamalı; müşterinin de ağzından girip burnundan çıkıyordur bu.
Binbir istemezlik ve umursamazlıkla ağzımdan çıkardığım “salı akşamı, Şarabi…” sözcükleri ona ilaç gibi gelmiş olsa gerek, nasıl sevinçli, nasıl coşkulu, nasıl rahatlamış bir “görüşmek üzere” dedi anlatamam.
Telefonu kapatıp hemen müziğin sesini açtım ve dans etmeye başladım.
“I feel goodddddddd la lalalala lalaaaaaa, so good so goood I’ve got youuuuu dam dam dam dam daaaaaaaaaaaaaaaaam!”
Ay, hayat bazen ne kadar da eğlenceli oluyor. İşte böyle zamanlara bayılıyorum, hiç bitmesin, hiiiiç mi hiç bitmesin istiyorum…
…
Geçen hafta çok yoğun olduğum için haftasonu da çalıştım, zaten Salı buluşacak olmamızın sebebi de buydu. Dolayısıyla, sözkonusu buluşmayla ilgili senaryolar yazarak hayallenme imkanı bulamadım.
Lakin bugün işten kaytardım, ne de olsa yarın büyük gün; Oğuz beni görmeyeli aylar oldu ve karşısına “bomba” gibi çıkmalıydım.
Acil bir bakım kürü, zaten değiştirmiş olduğum saçlarımda ufak bir düzeltme, birkaç parçacık yeni giysiyle yeterli donanıma eriştim.
“Ben zırhlı tugay birliğinden İnci ,savaşa hazırım komutanım!!!” tarzı bir yaklaşımla, kendimden “bomba” yaratmayı başardım.
Ve işte bu gece…Büyük buluşmaya saatler kaldı, susmayan telefonum sağolsun beni yatıştıracağına heyecanlandırdı…Ertesi gün üniversite sınavına girecek bir öğrenciymişim gibi herkes arayıp şans neyin diledi: erken yatıp iyi uyumamı, kesinlikle kendime güvenmemi, serinkanlı olmamı, işler kötü gitse de dağılmamamı, ne de olsa bunun dünyanın sonu olmadığını söyledi sevgili arkadaşlarım.
Yani bir “okunmuş pirinç” yutmadığım kaldı, “şeker, çikolata ye, zihnini açar” dememelerine de çok içerledim doğrusu…
Sonunda yatabildim
Sevgili ayılı picamalarım
Sevgili ayım
Ve işte uykudayııımmm…
İnci
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“Yeni Nike Air Max Koleksiyonu Çiçek Açıyor!”
“Islık… ”
“Güzellik Gereçlerinin Kullanımı”
“Umut’un “Kırmızı”sı 15 Mayıs’ta Sinemaseverlerle Buluşuyor”
“Kışkırtıcı, baştan çıkarıcı, göz alıcı mayolar...”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32