Oğluma hamile olduğumu öğrendiğim ilk gün diz kapaklarım tutmamıştı. Benzim solmuştu. Hatta doktorum Selçuk Bey bana "bebek istemiyormuydun„ bile demişti. Sorun çocuk istemediğimde değil, haberi alış zamanlamasındaydı. Çok korkmuştum. Bir hafta önce miğren krizim tutmuş, hastanede iğne yapmışlardı. Haftasonu arkadaşlarımızla gece dışarı çıkmış, içki içmiştim. Salonumuzun şeklini değiştirmiştim veeee yeni bir iş görüşmesi yapmış inanılmaz bir fırsat ele geçirmiştim. Eğer hamileysem, çocuk sağlıklımıydı? Ben buna hazırmıydım? Eğer hamileysem bu yeni şirket beni asla işe almazdı.....


Hatta ilk zamanlar yeni görüştüğüm şirkete bilgi vermekten bile çekindim. Çocuğun sağlıklı olup olmadığını bile bilmiyordum, kalp atışlarını henüz duyamamıştık. Haftasına tekrar gittim, yine duyamadık. Artık görüştüğüm şirketle son pozisyona gelmişdik. İnanılmaz bir fırsattı. Uluslararası bir şirketin üst düzey yöneticisi olacaktım. Ama içimden bir ses birşey beni deniyor "Ya kariyer, ya da çocuk sahibi olmak seçimini yap„ der gibiydi. O son hafta hamile olduğumu öğrendiğimi görüştüğüm şirketin yetkililerine ilettim. Onlar da bana olumsuz yanıt verdi. Ama o hafta oğlumun kalp atışlarını duydum!


Hayat belirli zamanlarda sizin önünüze sınavlar koyuyor. Siz de seçiminizi yapıyorsunuz. Tekrar hayata gelsem ve aynı pozisyonda olsam hiç beklemeden hamile olduğumu söylerdim. Çünkü bir CAN herşey demek. O gerçekten hayatınıza büyük bir heyeCAN ve CANlılık katıyor.



Şöyle bir etrafımda yeni çocuk sahibi olacağını öğrendiğim dostlarıma baktığımda bence hepsinin bir bebeğe sahip olmaları için sebepler var. Bence bu inanılmaz bir gücün hayatınıza sunduğu bir armağan. Sorunları ortadan kaldıran, negatifliği çözen, renk katan, şans getiren, hayatınızı değiştiren en güçlü kuvvet.


Her zaman ettiğim duada olduğu gibi CAN'ıma sahip olduğum için her gün bir sonraki güne daha güçlü sarılıyorum. O benim en büyük gücüm, şansım. Teşekkürler Allahım...

Hülya Sezar Deniz
caninpenceresi@gmail.com