DİĞER HABERLER

Büyük müyüz şimdi biz?

"Sitede yazan tüm yazarları okumaya çalışıyorum, içlerinde hep bir özlem, hep olmamışlık... Büyük müyüz şimdi biz?" Mürsel Sezen'in yeni yazısı...
 
   
 
 
     
Büyük müyüz şimdi biz?

Sitede yazan tüm yazarları okumaya çalışıyorum, içlerinde hep bir özlem, hep olmamışlık... Büyük müyüz şimdi biz?

Bir yanıyla hiç büyümemişiz. Hep içimizden işi kırmak, kırlara bayırlara çıkmak, şöyle öğle üzeri güzel bir siestaya yatmak gelmiyor mu? Ya da ne bileyim bir sahilde yürüyüş yapmak, bir kahvede oturup gazete okuyup, kağıt oynayarak vakit geçirmek...
Fakat yaşımız durdurulamayan bir saatin ilerleyişi gibi tık tık tık atıyor.
Her atışta sorumluluklarımız büyüyor.
“Aman Allahım evlenme yaşım gelmiş”
tık tık tık...
“Eyvah, çocuk doğurmaya geç kalıyorum”
tık tık tık...
“Bu yaşıma kadar şu müdürlük işini kapmalıydım” laflarını sık sık duyuyorum çevremde. Cümle şöyle devam ediyor “hazır değilim aslında, yapmak istediğim daha çok şey var ama yaşım gelmiş, yapmam lazım artık!”

Öte taraftan kaçabildiğimiz kadar kaçmaya çalışıyoruz omuzlarımızdaki yüklerden.
Sonra tüm yazılarımız özlem kokuyor.
“Ah bir Akdeniz kasabasına yerleşebilsem”
“ah gidebilsem şuralardan...” gibi cümleler uzayıııııp gidiyor.
Bunu yazarken kendimi hariç tutmuyorum tabii ki!

Yapmayın arkadaşlar. Ben de yapmayayım. Zorlamayalım kendinizi bu kadar.
İnsanın kendinden daha acımasız eleştirmeni, daha kötü arkadaşı olamaz herhalde.
Kendimizi ya boşlayıp tek başına bırakıyoruz ya da o kadar çok uğraşıyoruz ki kendimizle nefes alacak bir aralık kalmıyor. (Ben ikinci gruba giriyorum)

Pavese’in “Dünya nasıl olması gerekiyorsa öyle, kendini kurtaramayanı hiç kimse kurtaramaz” lafını her defasında minnetle anıyorum.
Hayat ne zaman kıymete biniyor biliyor musunuz?
Birini ya da sağlığınızı kaybettiğiniz zaman. O zaman anlıyorsunuz ki aslında hayat ne kadar değerliymiş.
Aslında ufak tefek şeylere kafayı takacak yerde mutlu olmaya ve mutlu etmeye çalışmak lazımmış.
Bunun için de bakış açısını değiştirmek gerekiyor... Hazır bahar da gelmişken...

Bunu söyleyince de aklıma geçen gün Radikal’de okuduğum ilginç bir haber geldi.
Bazı masalların kadınları olumsuz etkilediğinden bahsediliyordu haberde...
Bu yüzden 60’lı yaşlarını süren bazı kadınların kötü ilişkilerini sonlandırmak yerine iyi davranarak eşlerini değiştirmeye çalıştıkları tespit edilmiş.
Küçük kızların -hep başkalarının kendilerini kurtarması gerektiği fikrine kapılmayıp- kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için genelde son dönemde yazılan Harry Potter vs. gibi kitapların okutulması tavsiye ediliyormuş.
Düşünsenize Rapunzel, Sindirella gibi dünya klasikleri out, modern yazarlar in.
Bence çok önemli bir değişim bu.
Tüm kadınlar için çok büyük bir değişim. Binlerce yıldır olmayan bir şey oluyor ve kadınlar kendilerine bakış açısını değiştiriyor.
Bazen kaldıramıyoruz bu kadar değişimi. İş ki altında kalmayalım değişimlerin, sorumlulukların, koşuşturmacaların...
Kendimize çocuk olma fırsatı verin ara sıra.
Benim bu konuda bir fırsatım var. 12 yaşındaki kardeşimle serserilik edebiliyor, sokakta voleybol oynayabiliyoruz.
Darısı başınıza...

Not: Küçük bir öneride bulunmak istiyorum. Maçka parkındaki teleferik hem manzarası ile bir harika, hem de lunapark keyfini yaşamak isteyenler için bire bir. Alın ailenizi, arkadaşınızı, sevgilinizi, kurulun teleferiğin içine... Sonra da Swissotel tarafında parkta oturup gözlemenizi yiyin, çayınızı için. Harika oluyor. Oradaki gözlemeci amca gece 12’ye kadar açıkmış.

Mürsel Sezen
msezen@cosmoturk.com





Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>