Deli Fişek Cosmoturk'te!
Yazı yazmak ne zor işmiş... Yani yazmak değil ama zamanında yazmak zor... Deli Fişek'in "Tatlı Hayat" köşe yazısını okumak için tıklayın!
Yazı yazmak ne zor işmiş….. Yani yazmak değil ama zamanında yazmak zor… Günlerdir aklımda uçuşan düşünceler var, şunu yazsam süper olur, böyle yazayım, yaşasın bu harika olacak….falan diye uzayıp giden ama kağıda dökülemeyen cümleler.
Ne yazık ki bunlar aklıma geldiğinde ya yolda yürüyor oluyorum, ya da yazamayacağım başka bir yerde. Çok zormuş bu yazarlık işi… Hatta, -tabii ki isim vermeyeceğim- ama televizyon dünyasından senaryoları fazlasıyla tutmuş ve gerçekten de çooook başarılı olmuş senaryo yazarı bir arkadaşımla ilgili kısa bir anektodu aktarayım. Tüm camia Cannes’da festivaldeyken, ama bu anlattığım festivalde çalışma saatleri dışında yaşanan bir olay olup gece barda içmece sırasında gerçekleşmiştir, millet barda toplaşmış içerken bu çocuk bir anda ayağa fırlayıp "ilham geldi, gidip yazmalıyım" diye koşarak mekanı terk ediyor…işte yazacaksan böyle olacaksın, öyle aklına geldikten 10 gün sonra yazarsan bazı şeyler çoktaaaaan değerini yitirmiş defalarca yazılmış çizilmiş oluyor ya da ben yazmaktan vazgeçiyorum.
Şöyle ki, Beyoğlu’ndaki Canbaz’ı yazacaktım, süper mekan, yıkılıyor, hem popüler, hem ucuz, hem de çok iyi çalıyor diye. Fakat o kadar çok yerde Canbaz’la ilgili yazı gördüm ki artık yazmamın bir değeri kalmadı. Zaten mekanın reklama ihtiyacı yok. Canbaz’la ilgili en son okuduğum yazıda mekanın 300 kişilik olduğunu, bir kişi azaldıkça yerine bir kişi alındığını öğrendim. Gerçekten de benim gittiğim akşam, geceyarısına doğru iyice artan kalabalık coşturan müziğin etkisiyle zıp zıp zıplıyor hop hop hopluyor ve yerleri sarsıyordu, korkmadım desem yalan olur.
Yazmadığım ve ertesi gün gazetede karşıma çıkan bir diğer olay ise şuydu: Arkadaşlarımla Doğa’ya (Cihangir de Villa Zürih Otel’in çatısı, süper manzaralı, güzel mezeleri olan ve fiyatı da pek güzel!!! olan bir balık restoran’ıdır kendisi) yemeğe gittim. İçeri girdim, bizim gruptan henüz bir kişi gelmişti, tam ona doğru yönelmişken ve hatta yeni bırakmış olduğu keçi sakalına laf atacakken gözucu ile diğer uçta oturan Tarkan’ı gördüm. Valla oydu, yani ilk defa görüyorum (bir de CNR’daki Kuzu Kuzu albümünün konserinde görmüştüm, ama o sayılmaz çünkü orada benimle birlikte binlerce kişi daha görmüştü, burada ise neredeyse yalnızdık) işte o anda ışıklar söndü ve bir spot Tarkan’ın üzerine çevrildi, sempatik tavırları ve dünya tatlısı gülüşü etrafı pırıl pırıl aydınlattı, sonra Bilge’yi gördüm. Ne yazık ki o da çok güzeldi ve daha da kötüsü birbirlerine o kadar yakışmışlar ve tatlı bir çift olmuşlardı ki gözyaşlarım sel oldu!!!
Tahmin ettiğiniz gibi allahın balık lokantasında ışık oyunları, spot, gözyaşı falan yoktu!!! Sonra içeri girdiler, biraz dolandılar ve yine sarmaş dolaş masalarına dönüp gecenin sonuna kadar orada kaldılar. Ben de ara sıra kaçamak bakışlar atmayı sürdürdüm. Yani teenager falan olsam koşarak yanına gider ve ona olan aşkımı haykırırdım. Ama maalesef yaşım 30 ve onun bir sevgilisi var L Ve biliyor musunuz ne öğrendim? Onun Dudu klibinde oynayan başrol oyuncusu Zeynep var ya! İşte ben onu tanıyormuşum yıllar öncesinden yazlıktan. Hatırladığım kadarıyla çok güzel de sesi vardı ve parlayacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Neyse bu haftasonu yazlığa gidiyorum ve onu da göreceğim galiba. Gelişmeleri bir dahaki yazımda aktarırım. Biraz Tarkan’la ilgili de detay alırım, yaşasınnnnnnn……
Bu kadar şey yazdım, daha da yazmak istediğim o kadar çok şey var ki aklımda, ama daha ilk yazımla sizi baymamak için burada bitirmeyi planlıyorum. Böylelikle 15 gün önce yazdığım giriş yazısı da tedavülden kalkmış oldu. Halbuki orada merhaba demiş ve yazılarımın hangi konularda olacağından falan bahsetmiştim. Neyse anladınız sanırım ne yazacağımı. Neymiş? Mekanlar, haberler, dedikodu, ilişkiler (valla özel hayatlara dokunmam, çok ünlü olmadıça isim de vermem, şimdi arkadaşlarım bana malzeme olmamak için kaçışırlar çevremden ::) falan filan. Sonuç olarak hayata dair çevremde olup biten herşeyle ilgili yazmayı planlıyorum. Gördüğünüz gibi bir ben eksiktim o da oldu. Herkese hayırlı olsun, internet dünyasının bir delisi, pardon yazarı daha oldu. Haftaya da dalış maceralarımı anlatabilirim.
Kalın sağlıcakla,
Deli Fişek
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32