Deniz, kum,güneş ve selülitler…

Selülit öyle bir hal aldı ki artık neredeyse dermatolojiden, kozmetikten öte magazinsel bir konu haline geldi. Neredeyse kadınlar "evet evet benim de var bak" dercesine söylüyorlar bunu. Bundan tamamıyla kurtulmanın mümkün olmadığını anlayınca kadınlar strateji değiştirip, bununla yaşamayı öğrenip hatta bununla gurur duyulması gerektiğine inandıracaklar kendilerini adeta.

Plajlarda yeni trendler başladı en hoş pareyolar, plaj kıyafetleri ve bujiterileri… Niye dikkati o bölgeden uzaklaştırma yöntemleri bunlar. İşin önemli tarafı asla selülit olmamayı sağlamak, bir kere yakalandın mı şansın yok bir daha. Eskiden bikini/mayo üstü şort ya da pareyoyu geçirip inerdik sahillere. Şu anki durumsa inanılmaz. Bodrum'a ya da Çeşme'ye gidip bir beach'leri gezip anlamak lazım. Bu olayın bu kadar komplike hale getirilmesi doğru mu? Güneşlenmek ve denize girmeye ne oldu?

Her bir beach sanki bir gece klubü havasında. Hatta şunu söylemek de mümkün sahile hazırlanma zamanı geceye hazırlanma zamanında daha uzun.

Buralarda denize giren yabancılar ise hemen göze batıyor. Onlar maksimumda açılmaya çalışırken, bizim ekip maksimumda kokoş görünmeye harcıyor performansını. Bu meret onlarda da var, ama onlar bununla kamufle etmeden yaşamayı öğrenmişler.

Ben de bundan kurtulamayacağımı öğreninceye kadar çok çırpındım. Ama acı gerçeği anlamam uzun sürmedi, yapacak bir şey yok. Şimdi önümde iki seçim şansım var, ya bu olayı kokoşlukla aşacağım ya da olgunlukla karşılayacak ve onu görmezden gelerek eski günlerin anılarıyla yaşayacağım.

Hülya Sezar Deniz
caninpenceresi@gmail.com