“Hayvanları sevmek” denilince aklınıza ne geliyor?
Minik, sevimli bir kedi/köpek mi? Yoksa topallayan, zayıf bir kedi/köpek mi? Hangisi?"
Bu tamamen bakış açınızla ilgili. Nasıl bir havyar sever olmak istediğinizle alakalı. Sadece bir hayvanı sahiplenip; mamasını verip, suyunu hazır edip sevgi isteyince de sevgi gösterebilirsiniz. Ya da evde hayvanınızı beslerken sokakta yaşamaya çalışan, bir kap su için yaşam mücadelesi veren canlara ve barınma evlerinde kapalı bir kafeste yaşamaya çalışan sevgiye muhtaçlara da yardım eli uzatabilirsiniz. Bu sizin seçiminiz.
Çok uzun zamandan beri hayvan severler sokakta ve barınma evlerindeki canlara can katmak amaçlı çeşitli çalışmalar yapmaktalar. Öncelikle her hayvan sever özellikle yaz aylarında kendi kapısının önüne ya da sokağına bir kap su koyarak, yapılması en basit yardımı yapıyor ve bunun yayılmasını sağlıyor.
Sizlere konuyla ilgili araştırma yaparken rastladığım, insanların hayvanlara karşı beslediği merhamet duygusunun kaleme alınmış kısa anılarını paylaşmak istiyorum.
1700 yılında İstanbul’a gelen Fransız Botanikçi Tournefourt’un anılarında; “sokak köşelerinde köpeklere verilmek üzere et satan satıcılardan; köpeklerin yaralarını saran, yatmaları için altlarına saman koyan, barınmaları için küçük yuvalar yapan hayırsever şehir sakinlerinden, hayvan severlerin haftanın belirli günlerinde bir kısım kedi ve köpeklerin beslenmesini sağlamak amacıyla ve vasiyetnâme bırakmak yoluyla kurmuş oldukları çeşitli vakıflardan” bahseder.
Castellan 1811 yılında kaleme aldığı anılarında İstanbul sokaklarında et taşıyan bir takım adamlardan bahseder. Bir alay, kedi ve köpeğin bunların çevresinde dolaştığını yazan Castellan, sevap işlemek isteyen bir Müslüman’ın bu şahıslara para vererek hayvancağızların karnını doyurduklarını hayretle seyahatnâmesinde yazar.
İşte o zamanlardan bu zamanlara kadar bir şekilde hayvanlarımıza yardım edilmiş. Ayrıca bir hayır, sevap olarak da görebilirsiniz bu yardımları. Bir yandan ağzı var dili yok o canların ihtiyacını gideriyor bir yandan da dünyada bir güzellik yaratıyorsunuz.
Ama gelin görün ki bu sıralar itlaflar veya katliamların, boğazına demir sokulmuş köpeğin, kuduz köpeklerin haberleri sıkça duyulur oldu. Biliyorsunuz hayvanları koruma amaçlı 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 24.6.2004 tarihinde kabul edildi. Ama ne yazık ki kanunu uygulaması gereken kişiler tarafından tam tersi hareket edilince, bizde dünya çapında diğer hayvan hakları savunucuları ile 4 Ekim 2008 Dünya Hayvanlar Günü’nde buluşmaya karar verdik.
Türkiye'de süregelmekte olan hayvan hakları ihlalleri, dünyanın çeşitli şehirlerinde ve İstanbul'da protesto edilecektir. İstanbul ayağı Kadıköy İskele Meydanı’nda saat 16:00 da Türkiye'deki hayvan hakları savunucuları, Türkiye'den kendi çıkardığı yasaya uymasını talep edecek. Bunun dışında;
Londra, İngiltere: 14:00, THY Ofisi, 25 Pall Mall (buradan Türkiye büyükelçiliğine yürüyüş)
Paris, Fransa: 15:00, Türkiye Büyükelçiliği, 102 Avenue de Champs Elysees
Brüksel, Belçika: 15:00, Avrupa Komisyonu (Berlaymont) 200
Wetstraat Rue de la Loi Lahey, Hollanda: 15:00, Türkiye Büyükelçiliği, Jan Evertstraat 15
Mülheim an der Ruhr, Almanya: 15:00, Kurt Schumacher Platz
Toronto, Kanada: 14:00, Younges / Dundas intersection, South West corner
Vancouver, Kanada: 14:00, Vancouver Sanat Galerisi, 750 Hornby Street
Siz hayvan severleri bekliyoruz.
Ceren Sungu
DİĞER ADRESLER 
