DİĞER HABERLER

İspanyolca seven yok mu?

"Hepsi Borges yüzünden oldu. Ne İspanyolca’ya ilgim vardı, ne de başka bir dile sevdam. Bildiğim beş kuruşluk İngilizce bana yetiyordu. " Mürsel Sezen'in yeni yazısı...
 
   
 
 
     
Bu hikaye genelde şöyle başlar. Bir yazarı çok seversin ve kitaplarını orijinal dilinden okuyacağım diye saçma sapan bir ütopyaya kapılırsın, bir dil kursuna başlarsın ve pek uzun sürmez. Bir süre sonra hevesin geçer, kaçar, hatta “bu salaklığa nerden kapıldım” diye düşünürsün.

Bense Borges’in bir kitabında, kör olduktan sonra bazı üniversitelerde konferanslar verdiğini okudum. O konferansların bir yerlerde kayıtları vardır diye düşündüm.
“Bulsam da dinlesem” diyerek eblek bir gülümsemeyle hayal dünyasına geçmemle birkaç saniye sonra “Dinlesen ne olacak? İspanyolca biliyorsun sanki!” cümlesinin aklımdan gelmesi bir oldu.
Bi eblek cevap daha “Öğrenirim ne olacak ki?”
“Na. öğrenirsin!” de dedim kendime ama dinletemedim.
Nasıl buldum Bilgi Üniversitesi’ni, nasıl başladım İspanyolca kursuna hiç anlamadım.
Bir de Antonio Juardo adında hocamız oldu ki, akıllara zarar.
İspanyolca önümde kapı duvar. Adam önce “test çözün” diyor, sonra konuyu İspanyolca anlatıyor fakat ben tek kelime bilmiyorum henüz.
Önceden çalışmamızı da istemiyor, böylece dili düşünmemizi sağlıyormuş, mantığını kavrayacakmışız.
Üç ay ısrarla Türkçe konuşmayan ve onun arkasından her türlü kalaylı lafı etmemize sebep olan bu hocanın bir de üç ay sonra sular seller gibi Türkçe konuştuğunu duymayalım mı?
Bizi bunca kanırttığına mı yanalım yoksa arkasından ettiğimiz laflar aklımıza geldikçe kızarıp bozarmamıza mı?
Nefret basmıştı kurstan da hocadan da ama bu Juardo bozuntusu bile soğutamadı beni İspanyolca’dan... (Ona sorsanız herhalde beni de nefretle anıyordur)

Bu arada Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti (ÇGD)’nin İspanyolca kursu düzenlediği duyurusu geldi mail grubundan. Acayip sevindim. Başladığımızda Pablo adında minik bir hocamız vardı (hala da miniktir) fakat çok keyifli ders anlatıyordu. Juardo’dan dolayı üstüme çöken “bu dilin kapısında kaldım” kabusunu çözdü.
İlk başladığımızda 10 kişiydik, sınıf iki ayda döküldü ve 6 kişi kaldık. (ÇGD’ye başta kursa geleceğim diyen 30 kişi varmış.)
Sonrası da neredeyse tam bir “Kurtuluş savaşı” direnci...
İlk kuru akşam 20.30’dan 23.00’e kadar ÇGD’nin tek göz odasında ders yaparak geçirdik.
Hiç ısıtamadığımız sınıfta palto ve eldivenlerle oturuyorduk. Saat 21.30’dan sonra yorgunluktan dolayı iyice dersten kopuyor, dersin sonlarına doğru kendinizi iyice konuya Fransız hissediyorduk.
İkinci dönemin ortasında ÇGD taşınmaya karar verdi fakat bir türlü bulunan yer oturmayınca biz de mekanı aşağıdaki lokale taşıdık. İçki içen amcaların yanında rakı- iğrenç müzikler ve peynir-meze üçgeninde derslere devam ettik. Azmimize hayran kalan da vardı, dalga geçen de... Üçüncü kurda dağılmaya başladık... Meyhanenin havasına giren arkadaşlar “ders yapmayalım, bira içelim” demeye başladı. Üçüncü kurun son haftalarında zaten az olan sayımızı iyice yitirdik.
Sistem şöyle işliyordu, hocamıza sabit bir para veriyorduk. Tek kişi de kalsak, 10 kişi de olsak aynı parayı ödeyecektik. Bu durumda hepimiz birbirimize bağlıydık. Kimse grubu bırakmaya cesaret edemiyordu.
Şimdi yeniden toplanmaya çalışıyoruz fakat olay yılan hikayesine döndü. Önce altı kişi de gelecekti, sonra biri iş yoğunluğundan devam edemeyeceğini söyledi, diğeri de eğitim için üç aylığına yurt dışına gidecek. Dört kişi hoca tutacak yeter parayı toplayamıyor.
Aynı işyerinde çalıştığım iki arkadaşım da önce hevesli görünüp iş ciddiyete binince vazgeçti. (Türk halkının bu özelliğinden nefret ediyorum.) Hocaya vereceğimiz para sabit olduğundan her vazgeçen maliyeti biraz daha arttırıyor.
Niye bu kadar uğraşıyorsunuz, kursa gitsenize diyeceksiniz. (Bunu diyene Cervantes’in fiyatlarına bakmasını öneriyorum hemen; http://estambul.cervantes.es)
Özel ders alırken hem daha iyi öğreniyoruz hem de kursa vereceğimiz paranın yarısını ödüyoruz. Tabii yeter çoğunluğu yakalayabilirsek.
Aranızda iki-üç kur ders almış, İspanyolca severler varsa tekliflere açığız.

Mürsel Sezen
msezen@boyut.com.tr

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>