DİĞER HABERLER

Kefir ve 150 yıllık ömür

"Dünyada almış yürümüş kefirin ünü fakat kendi kültürümüzden gelen bu içeceği kaçımız biliyor?" Mürsel Sezen'in yeni yazısı...
 
   
 
 
     
Kefir ve 150 yıllık ömür

Dünyada almış yürümüş kefirin ünü fakat kendi kültürümüzden gelen bu içeceği kaçımız biliyor?

Yoğun dönemlerimden sonra genelde kilo alırım. Çünkü sıkıldıkça yerim, yedikçe iştahım artar, arttıkça daha fazlasını daha daha fazlasını yemeye başlarım.... Bu yüzden yoğun iş dönemlerinin bana hediyesi hep 3-4 kilo almak olur.
Sonra ver verebilirsen!
Bu kez öyle olmadı.
Yaşadığım sağlık sorunu yüzünden yediğimin tadını tuzunu anlayamaz oldum.
Hani gözümü kapatsam ve siz elime elma diye bir patates verseniz afiyetle yiyeceğim. O cinsten bir hissizlik durumu... ama nasıl işime yaradı size anlatamam.
Ben diyeyim 3, siz deyin 5 kilo verdim.
Herkes “26 yaşındasınız değil mi?” demeye başlayınca da deymeyin keyfime!

Sağlığıma tekrar kavuşunca iştahım açıldı ama bu kez kendimi frenledim.
Kahvaltıda yediğim poğaçalar yerine kepek ekmekle yapılmış kaşarlı tost yemeye, öğle yemeklerinde dört tabak yerine sadece üçünü almaya (ki almadığım da pilav ve makarna grubu) ve akşamları kendimi bir tabak ile sınırlandırmaya başladım.
Tabii ki hepsi bu değil. Günde beş kupa çay içiyordum ve her birine iki şeker atıyordum. Bıraktım.
Masama bir şişe su koydum ve o bana baktıkça-ben onu gördükçe bardak bardak su tüketmeye başladım.
Televizyonda bir adam sadece yemeği çiğneyerek 32 kilo verdiğini söylediği zamandan beri bir gün lokmalarımı daha çok çiğnemeye başlayacağım deyip duruyordum ama bir türlü başlayamıyordum. Bunu da yaptım.
Bir de yoğurt. Her akşam yemeğinde yoğurt yemeye başladım.
Sonuç belde 5 cm incelme, iki beden birden düşme ve inanılmaz bir moral!

Bugün başka bir şey duydum. İsmi Kafkas dillerinden gelen kefir diye bir içecek varmış. “Ayran gibi bir şey” dedi tavsiye eden arkadaşım.
Eskiden yapılırmış ama son zamanlarda içilmez olmuş. Halbuki Kafkas halkları bunu su gibi içerlermiş ve 150 yıl yaşarlarmış. Yararlarını ise anlatmakla bitiremedi.
Hemen Google amcaya danıştım. 327 bin sonuç çıktı biliyor musunuz? Üstelik bunlar arasında sadece 284’ü Türk sitesi.

Rahmi Lale, Kafkas Derneği’nin sitesinde (http://www.kafder.org.tr) çok güzel bir makale yazmış kefir hakkında. Vücutta neleri düzenlediğini, evde nasıl kolayca yapılabildiğini, nasıl saklanabildiğini ve nerede bulabileceğinizi tüm detaylarıyla anlatmış.

Özetle kefir özel bir maya mantarıyla keçi veya inek sütünün mayalanmasıyla hazırlanan ekşi bir içecekmiş. İçinde doğal olarak yer alan bakteriler ve mayalar sayesinde düzenli tükettiğinizde sağlık açısından oldukça faydalı.
Sindirim sitemini temizleyip bağırsakların direncini artırıyor ve zayıflamanızı sağlıyor.

Rahmi Lale şöyle demiş yazısında; “İçerdiği yapılar ile bağışıklık sisteme yardımcı olduğu, AIDS gibi rahatsızlıkların kötüye gitmesini yavaşlatmak, aşırı yorgunluk sendromuna, herpes ve kansere karşı olumlu etkilerinin olduğu belirtilmektedir. Sinir sistemi üzerine olan sakinleştirici etkisi nedeni ile uyku bozuklukları, depresyon ve hiperaktivite rahatsızlıklarında kullanılmaktadır.”

Benim en ilgimi çeken bölüm kilo vermeye yardımcı olması ve vücudun işleyişini düzenlemesi oldu. Tavsiye eden arkadaşım da onu kullanmaya başladığı bir ay içinde epey kilo vermiş.

“Türkiye’de bir tek Altınkılıç diye bir marka üretiyor bu ürünü” dedi. Migros gibi büyük marketlerde rastlayabilirmişsiniz.

Mürsel Sezen
msezen@boyut.com.tr


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>