DİĞER HABERLER

Köy hikâyeleri

"Herkesin güzel görünme hakkı saklıdır! Elbette ki; köy kızlarının ve kadınlarının da güzel görünmeye hakları var." Metin Aksoy'un yeni yazısı
 
   
 
 
     


Herkesin güzel görünme hakkı saklıdır! Elbette ki; köy kızlarının ve kadınlarının da güzel görünmeye hakları var. Şehir kadınları kadar şanslı olmasalar da geliştirdikleri tekniklerle kendilerini güzelleştirmeyi bir şekilde başarıyorlar ya da onlara göre öyle. Yıllar önce okuldan arkadaşlarımla ilkbaharda bir gezi düzenlemiştik. Dağ köylerine gidip köy hayatını görmek insanlarla konuşup kendimize eğlenceli hikâyeler arıyorduk. Birkaç günlük çadır maceramızdan sonra eğlenceli bir köyde konaklamayı başarmıştık. Yer sofraları, saç kavurmalar, tereyağlı pilavlar, kelle- paçalar, otlu yemekler, su bardağında onlarca bardak çay içmeler derken. Erkeklerden duyduğumuz, kahramanlık hikâyelerinin yanında müstehcen hikâyelere de tuz biber gibiydi. Bir de şarkılı türkülü, uzun havalı eğlenceleri vardı ki; mest oluyorduk. Üçüncü günde köy halkıyla iyice kaynaşmıştık.

Gittiğimiz her evde, kadınlarla karşılaşmak neredeyse imkânsızdı. Gördüğümüz kızlar ya da kadınlar da bir anda ortadan kayboluyorlardı. Tuhaf bir durumdu. Ama merak konumuz kadınların neler yaptığı nasıl yaşadığıydı ki; beş günlük konaklamamız süresince hiçbir kadınla konuşamamıştık. Utangaç, sıkılgan, erkek yüzüne çıkmayan kadınların nasıl süslendikleri, makyaj yapım yapmadıkları, cilt bakımı yapıp yapmadıkları, ya da nasıl yaptıkları bizi bir hayli meraklandırmıştı. Sonunda köyde öğretmenlik yapan bir bayanla tanışma şansı da bulduk ki bu bizim için kısmen de olsa soruların cevabını bulmaya yetmişti.

Öğretmen hamımla uzun uzadıya konuşmalarımız sırasında arada çaktırmadan sorular da soruyorduk. Cevapları kaçamaktı, ya o köyün kadınlarıyla ilgili bir şeyler biliyordu da konuşmuyordu ya da konuşmak istemiyordu. İlk izlenimlerimiz böyleydi ancak birkaç gün geçtikten sonra o da bizim muzip ve samimi davranışlarımız karşısında çözülmüştü. Kadınların makyaj malzemelerini seyyar satıcılara ısmarladıkları, en çok sevdikleri rengin ise kırmızı olduğunu öğrenmiştik. Gerisi gelecekti ama sabırlı olmamız lazımdı. Ekmek elden su gölden, köylüler de bizi çok sevmişken biz de köy içindeki çeşitli yardımlaşma çalışmalarına katılınca aradığımız şeyleri bulmak üzereydik.


Oradaki kadınlarla ilgili o kadar çok şey öğrendik ki; bazı arkadaşlarımız makaleler hikâyeler yazmaya başlamıştı bile. Seyyar satıcıların köy kadınlarının hayatındaki yeri, makyajsız geçen bir ömür, yosunla cilt bakımı, yemek dünyası, kırmızı et yiyenlerin yaşamı diye başlıklar havada uçuşuyordu. Köy kadınlarının en çok ilgi gösterdiği şeylerden birinin makyaj malzemesi olduğunu öğrendiğimizde şaşırmıştık. Seyyar satıcılara ısmarladıkları makyaj malzemelerini nasıl kullanacaklarını da öğretmen hanımdan öğreniyorlarmış. Kaş alma olayını ise ilk kez öğretmen hanım onlara öğretmiş, incecik hilal gibi kaşlar, makyajlı yüzlere ancak düğünlerde rastlanırmış. Tabi bir de saç kurutma makinesiyle saçlarına fön çekerlermiş. Dereden yosun toplayıp süte yatırdıktan sonra yüzlerine maske yapıyorlarmış. Bu karışım ciltlerini yumuşatıyormuş. Genç kızların sürekli tülbent kullanmasının nedeni ise, yüzlerini güneş ışınlarından korumak içinmiş. Dahası fırsat bulduklarında bir araya toplanıp ağda yapıyorlarmış ki bu bizi iyice zıvanadan çıkarmıştı. Kahkahalar atmaktan kendimizi alıkoyamıyorduk ki; öğretmen hamım da bu durum karşısında anlattıkça anlatıyordu. Dönüp dolaşıp aşk meşk olayına geldiğimizde ise daha da şaşırmıştık. Aşk mektupları ve aşk mektubu postacıları bizim için çok eğlenceli bir konu olmuştu ki; çok daha ilginç bir şey öğrendik. Kızlar dudaklarına ruj sürüp mektupları öpücükler kondurup sevgililerine gönderiyorlarmış. Arada bir mektuplar karışırmış ve bu karışıklık bazen büyük sorunlara yol açsa da öğretmen hanım devreye girip çözüyormuş. Dahası kızlar düğünlerde tırnaklarına oje sürüyorlarmış ancak akşam eve gitmeden önce ojeleri silmeleri gerekiyormuş. Çünkü babaları görse bu olaya çok ama çok sinirleniyormuş. Bu durumda öğretmen hanım aseton yardımıyla olay çıkmasını önlüyormuş…

Güzel günler yaşamış ve onlarca güzel anımız olmuştu. Bir de dersler çıkarmıştık.

Çıkardığımız dersler:

a) Kadılar her koşulda güzel görünmek için bir yol bulur…
b) Kadınlar aşksız yaşayamaz…
c) Her kadının güzel görünme hakkı saklıdır…
d) Kadınlar güzeldir…
e) Bakımlı olmak kadının genlerinde var…
f) Çok güzel anılarımız oldu, Anadolu’da yaşayan şanssız kadınları tanıdık.



Metin Aksoy

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>