DİĞER HABERLER

Metroseksüelim, gurur duyuyorum...

"Biz erkek milletinin başında az dert varmış gibi,şimdide bu eklendi..." Tufi'nin yeni yazısını okumak için tıklayın...
 
   
 
 
     
Biz erkek milletinin başında az dert varmış gibi,şimdide bu eklendi,metroseksüellik.Kavram piyasaya düştü, önce ne ki bu diye hepimiz bir şüpheye düştük.Kimisi ya iyi bir şey işte, metroda yaşayan çağdaş erkeği ifade ediyor derken, kimisi de yok yumuşak gibi, hötöröf gibi birşeymiş diyordu.Uzun süre kavramdan kaçtık,pusuya yattık, araştırma yaptık. Bu saaten sonra kimse bize yumuşak falan diyemezdi arkadaş. Sonra gazeteler boy boy yazdılar, iyi bir şeymiş, bakımlı çağdaş,bakım için zaman ayıran, para harcayan erkeklere deniyormuş.

O zaman rahatladım işte. İyide ben uzun senelerdir, hatta ilkokuldan beri metroseksüelmişim de, millet yeni keşfetmiş bunu. O dönemlerde babamın, dayımın parfümlerini sıkmakla başlamıştım işe. Parayı ben harcamıyordum ama para harcayanında malının hakkını veriyor bol bol kullanıyordum.Hatta hiç unutmam ilkokulda sevdiğim, aşık olduğum bir kız vardı, adı Gonca; bayılırdı bana.Uzun saçlarım,mavi-yeşil gözlerimle, kızların aşık olduğu ben onu seviyordum.Üstelik misler gibi kokuyor,saçlarımı düzgünce tarıyor,dişlerimi fırçalıyordum.Sonra bit salgını gelince o saçlar gitti ya neyse…

Ortaokul yıllarım daha hızlı geçmişti. Gonca’nın başka bir okula gitmek için 4. sınıfta okuldan kaydını almasıyla uzun süre aşk acısı çekmiştim.Fakat ortaokuldaki kız cennetini görünce, üstelik ergenlik yaklaşırken acımı falan unuttum. Giyimime, kuşamıma daha dikkate eder oldum. Baba parfümleri artık ilgi çekici değildi, yaşlı işiydi. Dayımınkiler fena değildi, ama daha cool olmalıydım.Böylece metroseksüel olarak ilk paramı bir parfüm almak için harcadım. Yakışıklıydım ama hem rakipler çoğalmıştı hemde artık para harcamadan zamparalık olmuyordu. İlkokulda el ele tutuşup bahçede dolaşmak, okuldan sonra kızı eve bırakmak yetiyordu. Artık bunların yerini, cafeler, büfeler, sinemalar almıştı. Hem bakımıma hem giyim kuşamıma hemde gezmeye para ayırmak zor olmaya başladı. Bende o dönemde alman usulünü keşfettim. Kardeşim ben onlarla olmayı ne kadar istiyorsam onlarda benle olmayı o kadar istemeli. Yakışıklıyım, bakımlıyım, okul basketbol takımındayım, onlarda para harcasın. Böylece masraflardan biraz yırttık.

Lise ve üniversite yıllarım daha dolu dolu geçti. Öyle ki kendimi Kadir Inanır ve Mehmet Ali Erbil’le kıyaslamaya başladım, hangimizin hayatında daha çok kız geçmiştir diye J. Ama hep şanslıydım. Yakışıklılık, kibarlık, basketbol takımında olma vs ne kadar önemliyse, bakımlı olmaya harcadığım zaman ve parada bu işlerde o kadar önemliydi. İnsan başkalarından önce kendi ile barışık olmak için kendine bakmalı. Kendi için güzel kokmalı, kendi için elleri ayakları bakımlı olmalı. Kendi için saçı sakalı traşlı olmalı, Teknolojiyi,arabaları, trend olan şeyleri kendi için takip etmeli ki zaten meyvasınıda kendi için yesin.

Sonuç olarak METROSEKSÜELDİM, METROSEKSÜELİM ve METROSEKSÜEL olacağım. Kendim için bir şey istiyorsam namerdim, çevrem için bunları yapacağım. Onlarda eşek değil ya beni ödüllendirirler. Hep ödüllendirdiler sağolsunlar.J

METROSEKSÜELİM, GURUR DUYUYORUM, HEMCİNSLERİME TAVSİYE EDİYORUM.

Gelelim haftanın yenilerine;

KİTAP:

Mutfakta Dört Mevsim/ İlkbahar-Yaz, kahkaha dolu sofralarda paylaşılan birbirinden lezzetli, renkli ve sıradışı yemeklerin neşesi ile yok olup giden yemek kültürümüzün hüznünü bir arada barındırıyor.
Bildiğiniz,bilmediğiniz, bildiğinizi sandığınzı yemeklerin farklı yorumları ile yepyeni lezzetler tatmak, hem kolay hem de sıradışı yemekler yaratmak isteyenler sürpriz öneriler.Kitabın yazarı Gökçen Adar.

Efendi, Soner Yalçın imzasıyla çıktı. Soner Yalçın aynı zamanda Kurtlar Vadisi dizisinin senaryo danışmanı. Kitapta Türkiye’deki bir çok gizem ortaya çıkartılmaya çalışılıyor. Mutlaka bu güncel kitabı okumalısınzı derim.

MÜZİK;

The Girl in The Other Room cazın kraliçesi Diana Krall’un yepyeni albümü. 1993 yılında çıkardığı ilk albümünden sonra devamlı yeni başarılar elde eden Kanadalı sanatçı kendi besteleri ile dolu yeni albümüyle tekrar karşımızda. Sanatçı 2002 yılında ülkemizede gelmiş ve müthiş bir konser vermişti.

Best Classic 100, Handel’den Vivaldi’ye Bach’tan Mozart’a, Beethoven’den Tchaikovsk’ye bir çok ünlü bestesinin çok tanınmış 105 eserini yeraldığı 6 Cdlik bir yapım.Gerek klasik müzik sevenlerin, gerekse yani başlayaların ilgisini çekecek, üstelik çok uygun fiyatlı bu yapıtı almanızı tavsiye ederim.

DVD;

Uzak, Nuri Bilge Ceylan’ın 2003 Cannes film festivali, en iyi film ve en iyi erkek oyuncu ödülünü alan yapıtı. Ayrıca katıldığı bir çok festivalde ödüller alan film, yönetmenin alıştığımız görselliği ve dinginliğini yansıtıyor.

Intolerable Cruelty filminde George Clooney ve Catherine Zeta-Jones gelmiş geçmiş en büyük kadın erkek savaşında biraraya geliyor. Çok başarılı bir boşanma avukatı ile mutşem güzellikte bir servet avcısını karşı karşıya getiren hoş bir film.

Evet bu haftalıkta benden bu kadar. Sağlıklı, mutlu, bol paralı aşk dolu bir hafta dilerim.

TUFİ…


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>