DİĞER HABERLER

Oyuncak bebek

"Küçücük ağzı, burnu, şekilli dudakları, uzun uzun dalgalı kumral saçları..." Ebru Ziyanak'ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     
Küçücük ağzı, burnu, şekilli dudakları, uzun uzun dalgalı kumral saçları, bedenine oranla daha küçük ayakları , pamuk gibi elleri olan, parlak buğday tenli, güler yüzlü, bir kız çocuğu oyuncakçı dükkanına girer. Yanakları al aldır. sevinçten.

Bir sürü oyuncak vardır etrafında. Önce bebeklere koşar, kendisine benzeyen bebeği almaya kalkar. Ama geri bırakır. Sonra tüm oyuncakları teker teker eller, sıcacık ellerinle dokunur onlara. Ama hiçbirini kucağına almaz. Erkek çocukların oyuncaklarını seyreder. Pili arabalarını, oyun kahramanlarını, korku maskerini…. Biraz arabalara yanaşır gibi olur, ama kalbi soğur, uzaklaşır. Tek oyuncak alma hakkı vardır.

Saatler geçer o dolaşır aradığını bulamaz. Ama tüm dükkan onun dünyası oluvermiştir. Kafasını kaldırır, üst raftaki oyuncakları görür. Heyecanlanır birden, hemen iskemleyi çeker, çıkar üstüne hepsine sırayla bakar. İskemlenin ayağa sallanır, ama o aradığını bulacağını düşündüğü için korkmaz.
Ama bulamaz. İskemleden aşağa inerken, alt rafta bir erkek bebeği görür.
Hiçbir özelliği yoktur bu bebeğin. Ama o yavaşca yanına yaklaşır. Bakar ona, konuşmasını bilmez bu bebek, pili de yoktur ki yürüsün, tüm oyuncaklar beraberdir, yalnızdır o, bir de arkadaşı da yoktur, mavi gözleri vardır, ama hiç sıcak, sevgi dolu bakamaz. Bir gülüşü, dişleri güzeldir bu bebeğin. O sıcak gülüşüdür onu etkileyen, kalbi var zanneder kız. Eline alır onu sıcacık yüreğine dokundurur. Sarar, öper, okşar onu. Evine almak, her yere onunla gitmek, yüreğinden yürek vermek ister ona. Bebek dünyayı ondan daha çok dolaşmıştır, ama anlatamaz dili yok, göremez gözü yok, hissedemez kalbi yok. Oysa kız onu öyle sevmiştir ki, kalp vermek, can vermek, kan vermek, yaşam vermek ister. Ama o oyuncaktır nihayetinde. Saatlerin nasıl geçtiğini bilmeden dükkana yeni gelen oyuncakları fark etmeden dolaşır durur. Gözü görmez hiç kimseyi. Heyecanla almak için kasaya gider. Yaşına yakın bir erkek çocuğu gelir yanına. Gülümser ona, dokunur hisseder, cebinden çıkardığı misketlerini, şekerlerini, bozuk parasını, yüreğini verir kıza, elindeki bebeği bırakır, alır hepsini. Küçük gözleri anlamlı bakar, omuzları dikleşir, unutur dükkanı, elini verir çocuğa.

Ben oyun oynayacak yaşı geçtim ya siz?

Ebru Ziyanak
ebruziyanak@hotmail.com
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>