DİĞER HABERLER

Popüler kültür bir şehidini verdi.

"Seni bir hayli ihmal ettiğimi fark ettim. Ama bu benim suçum değil, biliyorsun!" Gülay Haktankaçmaz'ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     
Merhaba;

Seni bir hayli ihmal ettiğimi fark ettim. Ama bu benim suçum değil, biliyorsun! İnsanoğluna “yakıştırılan” malum nedenler... “Hayat mücadelesi”, “iş yoğunluğu”, “sevgili trafiği”, “aile ziyaretleri”, “iş gezileri”... Liste böyle uzayıp gidiyor.

Şimdi içinden “tereciye tere satma” dediğini duyar gibi oldum. Ama öyle işte elden ne gelir... Geçenlerde ne düşündüğümü asla tahmin edemezsin! Bir an, tüm işimi, gücümü, ailemi, sevgilimi bırakıp şehri terk etmek... Yeni yerler, yeni bilinmeyenlere doğru gitmek, yeni yüzler ve hikâyelerle karşı karşıya kalabileceğim duygusu beni öylesine heyecanlandırdı ki...

Sonra kızdım kendime. Nasıl olur da alışkanlıklarımı ter etme düşüncesi kafamın bir köşesine yerleşmişti? Bunu, ben nasıl yapabilmiştim? Ya, biliyor musun çok klişe bir söyle olacak belki ama, hani derler ya “insanoğluna güven olmaz” diye. İşte bu durumu bizzat ben de yaşadım.

An gelmişti, daralmıştım. An gelmişti, daraldığım için alıp başımı gitme düşüncesi zihnime çöreklenmişti. Oysa ne sinir olurum zihnine sürekli anlamsız şeyleri çöreklendirenlere... Eksik, ters giden bir şeyler olmalıydı ki hayatımda böyle düşünmüştüm. Tabii bu arada da seni ihmal etmiştim.

Sahi, sabırsızlandın mı bu geçen süre içinde? Sana anlatacağım yeni hikâyeleri merak ettin belki de? Belki de yazacak iki satır bir şeyimin bile olmadığını düşünerek dalga geçtin kendince benimle. Hatta belki de bugüne kadar gönderdiğim, saklayıp biriktirdiğin mektuplarıma bir yenisinin daha eklenemeyeceğini. Düşünerek üzüldün.

Ama... Merak etme! Sana yine de anlatacaklarım var. Bu iki haftalık süre içinde ben de boş durmadım. Her ne kadar derin düşüncelere dalsam da! Popüler kültürün beyinleri ne derece körelttiğine tanık odlum geçenlerde. Sen de bilirsin, vakti zamanında, popüler kültürümüzün mihenk taşı evlilik yarışmalarından birinde meşhur olan bir çocuk ve anası vardı. İşte o çocuk geçenlerde öldü.

İnsanlar üzüldüler. Ana haber bültenlerinde, gazetelerde manşetlerden yer edindi bu çocuk. Kimisi o programda evlenmek istediği gelin adayını, kimleri de çocuğun anasını suçladılar. “Sizin yüzünüzden öldü bu çocuk!” cümlesi paralelinde haberler döşendi. Üzerinde konuşuldu, yazıldı, çizildi. Hatta biliyor musun cenaze töreninde de olaylar çıktı.

Gariptir! O program popülerken o çocuk ve anası üzerine bir yerlerde bir şeyler yazmıştım. Yine popüler kültürün malzemeleriydi konum. Hatta bu konunun haberini de yapmıştım, kapaktan...

Şimdi görüyorum ki değişen hiçbir şey olmamış. Birbirini tekrar eden diziler, dini diziler, yarışma programları, anchorman’li ana haber bültenleri... Son sürat devam ediyor. Oysa ben popülerizmin doruğa çıktığı, kinizm 90’lı yıllarda ter ettiğimizi düşünüyordum.

İşte böyle. İstedim ki sen de biraz düşün. Ama iyi düşün. Tamam mı?

Görüşmek üzere...

Sevgimle,
gh.
gulay@cosmoturk.com


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>