DİĞER HABERLER

Satıcının Ölümü

"Attığım başlığı görünce Arthur Miller ustanın önemli eseri “Satıcının Ölümü”nden bahsedeceğimi sanmayın." İlknur Akgül Ardıç'ın yeniz yazısı
 
   
 
 
     


Attığım başlığı görünce Arthur Miller ustanın önemli eseri “Satıcının Ölümü”nden bahsedeceğimi sanmayın. Şimdiye dek Türkiye’de farklı veya garip pek çok cinayet/ölüm vakası duyduk ama benim arada sırada cinnet geçirip aklıma düşen “gereksiz akıl verme ısrarı yüzünden bir satıcıyı öldürme” planımı daha önce gerçekleştiren oldu mu; ben onu merak ediyorum?

Her zaman söyledim, ölene kadar da söyleyeceğim; Türk insanının (ben de dahil) beyninin ne şekilde çalıştığını laboratuar ortamında inceleme zamanı geldi de geçti bile. Hiçbir ırka benzemeyen pek çok huyumuz ve özelliğimiz var allaha şükür. Bu durum iyidir kötüdür tartışmasına girmek istemiyorum ama çoğunlukla insanının sinirlerini keman yayı gibi gerdiği bir gerçek. Bir toplumda “farklı renkler” olması güzeldir diyoruz ama bu kadar rengi kaldıracak göz yok şahsen bende. Astigmatım var…

Anlatayım derdimi. Lütfen kimse esnaf düşmanı olduğumu düşünmesin; ben “akıl vermeye bayılan türlerin” düşmanıyım sadece. Diyelim ki evinize her hangi bir eşya almayı veya yaptırmayı planlıyorsunuz. Hatta çokça düşünüyorsunuz ve ihtiyacınızı tam olarak kararlaştırarak bir mağazaya gidiyorsunuz. Normalde mağazadan içeri girip satıcıya ne aradığınızı ifade eder, karşılığında da size aynı netlikle cevap verilmesini beklersiniz değil mi? Hah işte; asla böyle olmaz! Neden? Çünkü olay kesinlikle normal seyrinde gitmez. Satıcı dostumuzun (!) isteseniz de istemeseniz de size vereceği bir akıl mutlaka vardır ve sabrınızı denemezse o gün kendini iyi hissetmez.

Şu sözleri bana bir daha söyleyenlerin emin olun katili olacağım:
“- Yenge, (mesafeyi de koyuyor baştan) senin ev kaç metrekare ki o kadar büyük … arıyorsun?
- Siz karı-koca çalışıyorsanız evde zaten topu topu kaç saat bulunacaksınız ki? Bütün gün oturup duvarları seyredecek değilsiniz ya…
- Abla sana kırk yılın başı yatılı misafir gelecek diye… Cık cık cık, yapma gözünü seveyim.
- Şimdi en çok bu renkler satıyor vallahi.
- Son zamanlarda en çok bu modeller gidiyor.
- Ondan yok abla ama istersen şundan var.” vesaire vesaire…

Dürüst olanın bütün dükkanını satın alacağım yemin ediyorum. “Bizde sizin istediğiniz gibi bir şey yok!” deyin de şoka gireyim ne olur. Müşteriyi aptal yerine koymak, elindeki kötü ve zevksiz malları zorla satmaya çalışmak, başımıza iç mimar kesilmek, evde hanımlarınıza dinletemediğiniz sözünüzü bize dinletmeye çalışmak, müşteri üzerinde sabır/IQ testi uygulamak ve çeşitli deneyler yapmak size kesinlikle fayda sağlamaz. Gencim ve adi suçtan içeri giren bir yazar olmak istemiyorum.

İlknur Akgül Ardıç
ilknur@cosmoturk.com




Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>