“Sen Atinalı olsan da bir b.k olamazdın”
"Ünlülerin başarı öykülerinin en ballı bölümü “birileri tarafından keşfedildikleri” bölümdür. Karşılarına biri çıkmıştır ve işte bum, tüm yaşamları değişivermiştir." Mürsel Sezen'in yeni yazısını okumak için tıklayın.
Ünlülerin başarı öykülerinin en ballı bölümü “birileri tarafından keşfedildikleri” bölümdür. Karşılarına biri çıkmıştır ve işte bum, tüm yaşamları değişivermiştir.
Peki ama keşfedilmek için sadece doğru kişiyle karşılaşmak, onun dikkatini çekebilmek yeterli mi?
Buyrun, bugünlerin en güzel örneği Dan Brown. Her ülkede best seller olan, üç kitabı da aylardır listeden inmeyen adam. Şimdiden milyon dolarların sahibi ve ünü nerdeyse arşı aşmış durumda. Başka bir yayınevinde kitapları yayınlandığında hiç dikkat çekmemiş ama bir arkadaşının bu yayınevine tavsiyesiyle ve pazarlama teknikleri ile tüm dünyada en çok okunan yazarı oluverdi.
Keşfedilenlerin bir şansı olduğu aşikar ama Aristo’nun başından geçen bir olay da anlatılmaya değer.
Bir arkadaşı Aristo’ya “Siz Atina’da yaşıyorsunuz, bu yüzden şanslısınız. Ücra yerlerde yaşasaydınız şanınız hiç duyulmazdı” demiş.
Aristo’nun cevabı şöyle olmuş;
“Doğru söylüyorsun ama sen Atina’da olsan da bir b.k olamazdın.”
Keşfedilmeyi hayal eden bir çok insan var.
Peki onlar gerçekten yetenekliler mi?
Genelde şöyle bir kanıyla yola çıkıyorlar.
“Bu alandakiler yeteneksiz, halbuki bana bir imkan tanınsa ben neler yapardım.”
“Bu alanda bir ürünün var mı?”
“Yok ama ben daha güzellerini yapabilirim”
“Başkalarını takip ediyor musun?”
“Yok canım, takip edecek biri yok.”
Bir çok şair, yazar, gazeteci, tasarımcı ya da mesleği her ne olursa olsun konusunda yetkin olan kişilerin literatürü takip etmemesinden yakınır. Şair şiir okumaz, hikayeci hikaye dergilerini almaz, hatta bazı gazeteciler gazete bile okumaz.
Kendi minik dünyalarında dünyaya kapalı yaşayıp giderler.
Bir konuyla ilgili çaba harcamak istememenin tipik sonucu.
Herkes parası olsa yapabileceği bir sürü şey sayıp döker fakat hayal ettiği şeye ulaşmak için para kazanma çabasını göstermez.
Başarılı olanların çoğu işte bu kısırdöngüyü kıranlardan çıkıyor.
Ne zaman ki biri iddialı olmak istediği alanda direniyor, hiçbir yenilgiye boyun eğmiyor, her gün, her gün yeni bir şeyler deniyor, araştırıyor, okuyor, hayatından fedakarlıklarda bulunuyor o başarıyor.
Örneğin Balzac evinin karşısındaki duvarı her gün bir kere kaleme alırmış, daha az uyuyabilmek için kendisini saçlarından tavana asar, böylece kafasının masanın üstüne düşmesini engellermiş.
Yaşar Kemal bir roman yazacağı zaman inzivaya çekilir uzun süre kimse ile görüşmezmiş.
Keşfedilmek istiyoruz ama kimse keşfetme taraftarı değil...
Halbuki keşfedilmek için de önce keşfetmek gerekiyor.
Mürsel Sezen
msezen@boyut.com.tr
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“Begüm Kütük ve Hakan Meriçliler’in Yeni Oyun Heyecanı”
“MTV Latin Ödülleri Sahiplerini Buldu!”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32