KÖŞE YAZILARI | ASLISIN

Durmak…

"Anne" olamayan anneler hakkında mı yazsam... (Aslı Temiz)
 
   
 
 
     

Çelişkideyim.

"Anne" olamayan anneler hakkında mı yazsam, hani şu çocuklarının hayatını zehir eden, sadece adları anne olan, yoksa birden aklıma paraşütle iniveren akşam üzeri güneş batışına yakın zamanlar hakkında mı?

Herkes annesine sevgi ve minnet dolu yazılar yazarken, anneme haksızlık etmek istemiyorum. O gerçek annelerden, adı sadece anne olanlardan değil. Ben şanslıyım ama bu demek değil ki; her anne iyidir. Nadir de olsa okuduğum, dinlediğim çocukluk anılarında ve hatta büyümüş çocukların anılarında rastladığım anneler hakkında da bir şeyler yazılmalı bugün.

Durumun, psikolojin ne olursa olsun, eğer bir çocuk getiriyorsan hayata, ona annelik yapmakla yükümlüsün. Her anne gibi pasta, börek, çörek yapmaktan bahsetmiyorum.
Saçını örerken sevgiyle başını okşamaktan, dokunduğunda kalbindeki bütün sevgiyi ona hissettirmekten, ihtiyacı olan sevgiyi ve güvende olma hissini vermekten.

Kocanla zorla evlenmiş olsan da onu sevmesen de o çocuğa ihtiyacı olanı vermek görevin. Hatta belki de hayattaki tek görevin. Kendisi mutsuz olan bir insan etrafını nasıl mutlu etsin, sorusu bile konu çocuk olunca geçerliliğini yitiriyor. Çok mutsuz bile olsan, sana kara gözleriyle aç aç bakan o miniği doyurmak zorundasın, sadece karnını değil, hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı duygularını da.

Herkesin sevgi dolu yazıları bunu hak eden annelere giderken bu yazı da çakma annelere gitsin.

Ne diyordum? Ha, güneş batarken deniz kenarında olmak diyordum. Gerçekten yaşadığımı hissettiğim güzel anlardan birine seyahat edesim var. Artık yakmayan güneşin altında "haydi kahve içelim" ile başlayan keyif anlarından.

Bir kaç saat önce terliksiz yürümeyi imkansız kılan sıcağın ılındığı, kuma basılabilen anlardan. Şemsiyeyi kapatıp, güneşin tadının çıkarıldığı, elinde en sevdiğin kitap ya da dergiyle ve mutlaka sessizlikle nirvanaya ulaşılan dakikalardan.

Denizle buluşmalarımda müziği sevmiyorum. Çok özel bir sevgiliyle geçirilen kısıtlı ama çok kıymetli anlarda olduğu gibi sadece o ve ben olayım istiyorum. Notalar, kıyıya vuran küçük dalgaların şıpırtısı ve hafif rüzgarın sesini versin.
Güneş yavaş yavaş dağların arkasına doğru çekilsin, diğer taraftan, gece nöbeti devralacak ayın silueti belirsin. Akşam ne yapılacağı, ne yenileceği bile planlanmadan öylece durulsun.

Sahi en son ne zaman öylece "durdunuz"?


ASLISIN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>