KÖŞE YAZILARI | BEYZA BAŞAR

Uykusuz Bir Gece

İşte yine uykusuz bir gece diye düşündü Sinem… (Beyza Başar)
 
   
 
 
     

İşte yine uykusuz bir gece diye düşündü Sinem…

Yatağından kalktı , odanın diğer tarafına doğru yürürken ,ter içindeki beyaz geceliği iyice yapışmıştı bedenine. O kadar bıkmıştı ki bu kabuslardan!... Aynanın hemen önünde duran ilaçlarından hiç düşünmeden iki tane içip yorgun gözlerle kendine baktı. Oysa ne güzel başlamıştı güne, hep böyle oluyordu zaten …Şarkılarla ,gülen gözlerle ,yepyeni umutlarla başladığı günlerin gecesinde hep bu depresif, çelişkili ,mutsuz kadınla baş başa kalıyordu aynada!...

Işığı yaktı, odayı loş bir hava kapladı, bağdaş kurup öylece oturdu yatakta, neden sonra hemen yanı başında duran kağıt kaleme sarılıp birkaç dize karaladı ve düşünmeye başladı. Düşündükçe kendini yargılıyor, düşündükçe bitmek tükenmek bilmeyen sorgularla kendine işkence ediyordu.

“Düşünme artık onu !” diyordu aklı “Evet sevdin, aşık oldun ya da öyle sandın, neyse ne, geçti bitti, unut artık unut!! “

…ama yüreği… unutamıyordu işte, hem nefret edip hem neden unutamıyordu hala. Utanmadan, sıkılmadan, onca yaşattıklarına rağmen, onca gözyaşına rağmen hala sevebiliyor muydu!... ” Sevmek”, doğru kelime bu olmamalıydı, yaşamıştı sevgiyi, bu bambaşka bir duygu olmalıydı …

“Sevgi , bu değil ki “diyordu aklı, sadece yarım kaldığı için, yaşayamadıkların için,yasak olduğu için,kendine koyduğun duvarları yıkamadığın lanet gururun için her gece bu kaosu yaşatıyorsun kendine!...

Başını ellerinin arasına alıp “yeterrrr” diye haykırdı Sinem, her konuda ama her konuda bu çatışmaların arasında kalmaktan o kadar yorulmuştu ki artık!... Yıllar boyunca yaşamıştı bunu, gecelerce çok hırpalamıştı kendini, her yaptığını, doğru mu yanlış mı diye tartmakla geçmişti ilk gençlik yılları…

Günlüğünü çıkardı sakladığı yerden, aklındakileri yazmaya başladı, o kadar hızlı ve sabırsızca karalıyordu ki, cümlelerin başı sonu birbirine karışıyordu, bir anda bıraktı defteri, ya birisi görse, birisi okusa, ya senelerdir yüreğinde taşıdığı yükü öğrense… İşte yine başlamıştı korkuları, kendine yaptığı eziyetleri bitmezdi ki!... Kalkıp bir bardak su içti, sonra bir daha, içi yanıyordu sanki… Mutfaktan çıkarken bir şarkı düştü diline, gecenin bir vakti şarkı söylemeye başladı. Gözlerinden sicim gibi akan yaşları fark ettiğinde ilaçlar etkisini göstermeye ,bedeni uyuşmaya başlamıştı.

Yüreğinde biri vardı, aklında bir başkası… Bu ,onun cehennemiydi işte… Güveni ve huzuru seçtiğinde kapatmıştı oysa o sayfayı, yepyeni umutlarla bir sayfa açmaya çabalıyordu, yürümeyi öğrenmeye çalışan bir bebek gibi tekrar gülmeyi öğreniyordu…

Gözlerini kapatıp sımsıkı sarıldı yastığına, çok severdi sarılmayı küçüklüğünden beri, onun için çok kıymetli bir duyguydu bu. Yüreğine ses verdi, kızmadan, sorgulamadan dinleyecekti onu. Yüreği , ara diyordu, git yanına, sarıl…ya sonra diye sordu… Yüreği sustu, sonrası yoktu ki…Zaten o yüzden silmemiş miydi hayatından…Bakışlarını özlüyordu, teninin kokusunu, ellerinin sıcaklığını ama o kadardı işte, sonrası yoktu, hiçbir zaman olmamıştı. Bir düşle başlamıştı her şey, gerçeklere çarpınca dağılmıştı. Her toparlamak istediğinde yara almıştı, o zaman değer miydi bu gözyaşlarına…

Aklı aldı sazı eline, galibiyetin verdiği haklı gururla. Senin için önemli olanları sırala dedi Sinem’e. Güven,huzur, sevgi, aidiyet…Düşlerine, farklılığına, gizlerine, hüznüne saygı… “Anladım” dedi Sinem gülümseyerek,,iyice ağırlaşan bedeni uykuya teslim olurken, avuçlarını sıkmayı da bırakmış, bedeni gevşemişti. Unutmaya çalış diye fısıldıyordu bir yanı son kez…Sen neleri başardın, bu da geçecek…

Başaracaktı elbet, o şarkıyı unutmakla başlayacaktı işe, duyduğunda bir şey hissetmeyeceği “bir gün “olacaktı biliyordu.

Yeni bir gün doğuyordu, gözlerini aralayıp yatağında öylece uzandı, kalkıp koşturacağı, zamanla yarışıp, birçok işi bir anda halledeceği yorucu bir güne başlamak için bir yarım saati daha vardı. En sevdiği zamandı bu yarım saat, çünkü hayallerine ayırıyordu.

Bir çınarın gölgesinde düşledi kendini, saçları rüzgarda uçuşuyordu, yüzünde bir tebessüm vardı, hem de sahte değil, gerçek ,içten bir tebessüm!...

Sıcacık bir huzur kapladı yüreğini, işte bunu hiç kimsenin hele de kendisinin mahvetmesine asla izin vermeyecekti. Zayıf değildi artık, kimse için gözyaşı dökemeyecek kadar ve bir daha kimseye bağlanmayacak kadar güçlüydü artık!

Sevgiyle kalın,

Beyza Başar
beyzabasar80@yahoo.com


BEYZA BAŞAR

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>