KÖŞE YAZILARI | DELİ FİŞEK

Şanslıyım Şanslısın Şanslı!!!

Yazı yazmaya başladım ya, Allah bana yardım ediyor konu bulmamda. (Deli Fişek)
 
   
 
 
     

Bayramda Bodrum’da olduğumu yazmıştım. Eve döndüm, kedim 4 gün evde yalnız kaldığı için beni görünce sevinçle kızgınlık karışımı bir histeri krizine girdi. Evin içinde 100 km/ saat hızla koşup dolaplara tırmanıp halıları ters çevirmeye başladı. Ben de vicdan azabı içinde peşinden koşup, haklısın çok özür dilerim demeye çalıştıysam da kendimi duyuramadım. Sinir içinde lavoboya çıktı (suyu lavabodan içer). Musluğu açtım ama hiperaktif hanımımızın ayağı kaydı ve kumun içine düştü, kumlar kafasına geçti, buna daha çok sinirlenen kedi hanım hızını 120 km/saate çıkardı. Welcome to Istanbul!

Ertesi sabah evde keyif yapıyorum, akşamına da Beyrut’a gidiyoruz. Beyrut arkadaşımla aradı, ona gözümün morardığını söyledim. Normalde insanlar geçmiş olsun ne oldu falan der di mi? Ama benimki “offf şimdi de gözün mor diye gece çıkmazsın sen” demez mi? Sonra iki yay burcu kadını olayın avantajını görmeye çalışarak “yok yok, böylesi daha iyi, erkekler şimdi sana sevgi ve şefkat gösterme yarışına girerler” geyiğine bağladık, ben de dışarı çıkacağıma söz verdim. Fakat, kuaföre gitmem gerek. Çevredeki tüm kuaförleri dolaştım. Bir Allahın kulu da bayramda kendine bakmak isteyen kadın olur mu diye düşünmez mi? Hepsi kapalı, sıkı sıkı hem de, demirler falan..Sanki bir daha açmayacak namussuzlar.

Benim kızı aradım, bilirim o takma sarı lepiska saçlarını kıvırttırmadan yola çıkmaz. Haklıymışım! Gel gel benimki açık dedi, zaten havaalanına gitmek için onu karşıdan alıp Sabiha Gökçen’e geri geçecektik. Trafik çokmuş ben gelmeyim dediysem de bizimki pek oralı olmadı. Neyse vakitlice evden çıktım, keyfime diyecek yok. Arabama bindim (şirketi arabası), müzik güzel, az evvel yağmur yağmış, “ayyy ne kadar mutluyum, müzik de süper lay lay loml, Bodrum’dan in Beyrut’a kon” şeklinde şiirler söylenirkeeeeennn….nasıl olduğunu hiç anlamadığım bir şekilde arabam sağa sola savrulmaya başladı. Toparlamaya çalıştıkça araba daha da hafifledi, çarpabileceği bilumum noktala çarptı, arkadan gelen araba “dur bi de ben çarpiim tam olsun” demiş olsa ki, kendisiyle de bütünleşik ve metro durağına bakar şekilde durabildik. Aklıma ilk gelen şey, “..çtık, Beyrut yattı” oldu. Bi de şirket arabası bu, bu denli büyük bir kazayı ilk defa yapmışım. Ne yapmalı acaba? Ne yapmalı olacak? Arkadaşımı arayıp “kızım inanmayacaksın ama şimdi de kaza yaptım” dedim. Koket hanım bana demez mi “üzülme havaalanında da kuaför vardır” Dedim ki “hayatım araba pert oldu, başlatma kuaförüne, ölebilirdim” diyince olayın boyutunu anladı ve bu sefer geçmiş olsun dedi. Sevgili şirketimden yeni bir araba yola çıktı, beni, bavulumu ve bagajdaki 102 çift ayakkabımı toplayıp önce eve, sonra havaalanına götürdü. Allahtan kuaför açık fakat manikürcüsü izindeydi. Yoksa bende bu şans varken alet edevattan AIDS neyin kapardım.

Beyrut’u yazacaktım değil mi? Çok heyecanlıydım hani gitmeden?? Valla hepsi yalanmış. Bana herkes inanılmaz dedi, şunu dedi bunu dedi, bir tek dostum Aslı kankamın dediği çıktı. “Kızım hiç öyle hayal ettiğin gibi biryer değil, gece klüpleri kıro arap dolu!” Aynen öyle çıktı. Normal şartlarda ben Bekaa vadisini görmeden dönmezdim. Fakat bu sefer arkadaşıma uyacağıma söz vererek yola çıktığım için yalnızca gece hayatı yaşandı. Hanımımız kısa pembe elbiseleri ile Barbie gibi dolandığı için 5. dakikada bir sevgili buldu, benim bu olaydan tek çıkarım Infiniti’lerin araba versiyonu da görmüş olmak ve sevgili olunan çocuğun şoförlüğünden faydalanmak oldu. Getir götür işlerine yaradı. Allah için şık yerlere götürdü. Götürdüğü yerlerde mekanların dizaynlarını inceledim, dedikleri kadar varmış, duvarlardaki tuğlaları saydım, saate baktım, bira içtim, tuvalete gittim, bir tanesinde tuvalette epeyce fotoğraf çektim, ama kurtarmadı, “yeter be sizi mi seyredicem” diyip taksiye atlayıp otele döndüm. Evet bunu 2 gece yaptım. Benim için Beyrut’un özeti bu oldu. Kardeşim, insana demezler mi, arkadaşını iyi seçeceksin!! Senin neyine gerek gece fingirdemeleri, klüpleri?? Hayatında gece klübünden sevgili mi yaptın??? İstanbulda yılda kaç defa dışarı çıktın da gece hayatına alternatif aramaya başladın? Allahtan döner dönmez İz TV’de Coşkun Aral’ın Beyrut belgeselini yakaladım da, görmek istediğim Beyrut’u gördüm. Ne çok hikayesi varmış, ne dramlar yaşanmış…Tavsiyem o programı İz TV’de yakalamanızdır. (Bu arada Coşkun Aral çok iyi Fransızca ve Arapça biliyor) Kendisini bir kere daha sevdim.

Hamiş: Bu yazımı Chicago, Plainfileld’dan yazıyorum. Buraya neden mi geldim? Vallahi tesadüfen…Yazacağım…

Bugün 31 Aralık, herkese mutlu yıllar….Hayallerinize sarılın, çok isteyin, ısrarcı olun, iyilik yapıp denize atın, beklentilerinizi en azda tutun ki bulduklarınıza sevinin, kaybettiklerinize fazla takılmayın, ailenizi sevin, kıymetlerini bilin, hayatı kontrolünüz altına alın, ezbere yaşamayın, herkesin söylediklerine kulak asmayın, mümkünse fikir sormayın, biraz cesaret…ha gayret!


DELİ FİŞEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>