KÖŞE YAZILARI | FERHAN PETEK

Hayal Tv (Volume 2)

Gerçek kesitler: En verimli çağ örnekleri! (Ferhan Petek)
 
   
 
 
     

Her dönemde bir gruba mensuptur insan. Ama en güzel gruplar gençlik yıllarındakilerdir. Ve bu grupların her üyesinin ayrı bir görevi olur. Hayalcilik görevini üstlenenlerin anlattıkları vardır kolay kolay unutulmaz. Hiçbir yerde yoktur bunlar, anılardan başka. Kim bilir ne zaman silinip tamamen yok olacak onlardan da. Yaşayanlar toprak yaşananlar ya da yaşanmış gibi yapılanlar mazi olacak. Birkaç örnek işte, belki faydası olur diye. Geleneksel kız gecelerini, hayal geceleri yapanlar. Hayalcinin evinde toplanılır ve o dönemde tüm hayaller mezuniyet balosuna endekslidir. Ya da kişiye özel hayaller. Hayalci, arkadaşlarına kıyak yapar ve masallara yerleştirir onları. Rica ve sipariş hayalleri yani. Erkekler merak eder ya asırlardan beri kızlar toplanınca neler yapar diye. Onlardan bir kesit işte…

MEZUNİYET BALOSUNA ÇEYREK KALA….

Kişiler;dört dönemine uygun kız,kareasvâri.(F.,Ö.,M.,A.)

Mekan:kare astan birinin evi.

Amaç; istediğimiz gibi olmayanları öyleymiş gibi yapmak. Hayallerimizin balo olasılıklarını canlandırmak.

Zaman; ne önemi var ki, ama gece yarısını geçtiği kesin, hayal gecelerimizden biri işte.

M:Hadi başla artık, kaset tamam.(En müzikal olan kız kişisi hayale uygun kasedi bulmakla görevlidir.) (Dipten çıkarılan not: yıl ya 1997 ya da 1998. Ne bekliyordunuz CD çalar mı,MP4 mü?)

F:Peki peki başlıyorum. Önce evdeyiz. Son hazırlıklar bitmiş. Ben tozpembe, saten bir elbise giymişim.

M:Hani şu geçen gün mağazada gördüğümüz mü? Çok pahalı kızım o,alamayız ki. Aslında, ben de yanındaki elbiseyi beğenmiştim. Ama alamayız ya. Babam hayatta vermez bana o kadar para.

F:Ya hasta mısın kızım sen? Hayal bu hayal. İzin verirsen ağız tadıyla bir kuralım. Para geçmiyor akıllım bu hayalde.

M:A,değil mi ya? Pardon ya anlat sen arkadaşım.

F: Sağ ol be! Neyse, saçlarımızı yaptırmışız. Pek bir şıkız yani. Saat gelmiş diye konuşurken kapı çalıyor. Ve karşımızda mahşerin dört atlısı.

M: Ayy, benimki gözlüğünü çıkarmış mı?

F:Ya sussana sen bi. Hayret bir şey ya! Neyse, öyle yakışıklılar ki. Çok uyumluyuz ayrıca. Önümüzde eğilerek selamlarken bizi zarif bir hareketle,o muhteşem sözler dökülüyor ağızlarından ....çeksene ayağını yaa!!

Ö:Ay çok romantik ya. Ha? Ne? Bu pek nazik olmadı bence.

F:Ben söylüyorum bunu! Çeksene ayağını karnımdan ya! Yayılma şöyle!

Ö: A,affedersin ya. Devam etsene sen. Hadi.

F:Öf, öf! Neyse, bize ne kadar güzel göründüğümüzü söylüyorlar. Ve bu gecenin hiç bitmemesini istediklerini. Büyülenmiş gibi bakıyorlar yüzümüze.

A:He he! Bön bön yani. (odadaki tüm yastıkları kafasına yer.)

F:Yorumun için teşekkürler a. İyi ki varsın(!) Neyse, yola çıkıyoruz. Bilin bakalım neyle gelmişler bizi almaya; LİMUZİN! Hepsi tam bir centilmen. Smokin de öyle yakışmış ki hepsine. Sonra araca biniyoruz, tabi kapıyı tutuyorlar.

A:Ya çatlak mısınız siz? Balo salonu sizin evin karşısında değil mi zaten? Ne diye limuzin masrafı yaptırıyoruz ki çocuklara? İki adım yol, arabaya ne gerek var?

F:Ben şu hayali bitirene kadar sen gidip bir sorsana Brezilya da kahvenin bir kilosu kaça diye. Bir koşu gidip geliver ne dersin?

A:Aman tamam anladık. Sustum hadi anlat devam et sen.

F:Havuz başında karşılama kokteyline gidiyoruz önce. Oradan içeri, salona girecekmişiz. Ama bir girişimiz var ki; herkes bize hayran hayran bakıyor. Öyle uyumlu çiftleriz ki. Dudaklarımızda zarif bir gülümsemeyle, kavalyelerimizin kollarında giriyoruz içeri. Sıralı yemek masaları, masalarda mumlar, loş bir ışık,hafif bir müzik. Her şey mükemmel. Kavalyelerimiz eşliğinde oturuyoruz yerlerimize.

Ö:Masada neler var?

F:Söyledim ya mumlar, çeşit çeşit yemekler…

Ö:Yemekte neler var? Keşke açık büfe olsaydı ya! Dolma var mıdır ki?

F:Yani ben sana ne diyeyim ya? Uff!!

M:Ya boş ver takma sen onu. Sonra?

F:Sonra herkes bizim yanımıza geliyor tek tek. Fesatlar hariç tabi. Onlar bir köşede kuduruyorlar kıskançlıktan.

M:Oh iyi oluyor onlara. Benim aşık olduğum birini ayartmaya çalışmak ne demekmiş anlasın uyuz G. !

F:Hayırdır, coştun bakıyorum. Peki madem hayal bizim intikamını alalım o zaman; G. de gelmiş baloya. Ama yalnız. Herkese yalvarmış ama kimse istememiş onun kavalyesi olmayı. Bizimkilere bile sulanmış ama bizimkiler sadık ya bize, sallamamışlar onu. Yemekler yeniyor, dans müziği başlıyor sonra. Ve bizi dansa kaldırıyorlar. Öyle romantik ki her şey. Sonra kavalyelerimiz bizi dans ederek salondan çıkarıyor yavaş yavaş.

A:Hop! Nereye gidiyoruz kızım?

F:Sussana bi ya! En önemli bölüme geliyoruz!

M:Sen boş ver onu devam et.

F:Bizi balkona çıkarıyorlar. Yıldızları fark edince anlıyorum dışarı çıktığımızı. Ve hafif bir esinti hissedince yüzümde. Gamzelerinde öyle kaybolmuşum ki onun.

Ö:Öf be laflara bak! Kızım yazar olsana sen!

M:Kapa çeneni!

Ö:Aman iyi sustuk.

F:Bize ilân-ı aşk ediyorlar. Herhangi bir şey söylediğinde bile içim bir hoş oluyor onu dinlerken zaten. Bir de o sihirli kelimeleri söyleyince eriyorum.

M:Öhö öhö!

Ö:Hop dedik yani!

A:Ne oluyoruz ya?!

F:E,şey yani, siz de tabi. Hepimiz aşk sarhoşluğundayız. Neyse onlara dönüp BEN DE! diyoruz. Ve bir patlama oluyor.

A:Aman ne iyi! Bir bu eksikti zaten. Bomba mı koymuşlar otele?

M:Kesin G. koymuştur bombayı. Eyvah! Babam mı geldi yoksa? Yandım ya!

F:Ya valla uçtunuz siz. Ne babası ne bombası kızım hayalde? Havai fişekler! Bir süre onları izliyoruz. Hatta şekiller falan çıkıyor,yıldızlar kalpler filan derken yazı çıkıyor; seni seviyorum’ diye. Üzerimize alınıyoruz bu yazıyı çünkü bize hazırlanmış tüm bunlar. Sonra içeri giriyoruz yeniden. Havuz başına gidiyoruz ellerimizde vişne suları…

Ö:Nereden çıktı vişne suyu ya? Şampanya olmayacak mıydı? Ayrıca yuhunuz yani, yazımı yazdırmışlar gökyüzüne? Kızım ne arar o para onlarda ?

A:Niye ki? Bira severim ben. Bira yok mu orada? Ama aslında haklısın ya, Ş. Hoca’da gelecek baloya öğretmenler falan. Hayatta içirmezler ki.

M:Yahu pes yani sana. Ne birası? Kızım öyle bir yerde bira içilir mi? şarap falan iç bari.

F: Vallahi pes size.Şu muhtemelen sizinle paylaştığım son hayalim bir bitsin daha da ağzımı açmam artık. Bir susun hayalin içine sıktığınız turpun suyunu içireceğim şimdi hepinize. İyi ya madem, havuz başında şampanyalar patlıyor, herkesin elinde birer kadeh. Ben şarap bardağında vişne suyunda ısrarlıyım ama.

Ö:Ay ne inat ya!

A:Tüüü!(diye fışkırtıyor A. Ağzındaki suyu üzerime) F.’nin vişne suyu bana gelmiş!

Ö:Ya bir cıvıklık yapma bir rahat dur A. ya. Ne güzel anlatıyor kız işte.

F:Sonra, güneşin doğuşunu izlemeye karar veriyoruz orada. Sabahlıyoruz. Havuz başında ayakkabılarımızı çıkarmış oturuyor tatlı tatlı sohbet ediyoruz.

Ö: A. ayakkabılarını çıkarmasa olur mu?

A:Ayıp oluyor ama!

F:Tamam, tamam. Birden abartılı bir su sesi foşş diye.Bir de bakıyoruz ki G. Havuza düşmüş. O kadar içmiş ki dengesini kaybedip düşmüş. ve bir çıkıyor bir sürü para verip yaptırdığı zevksiz elbise sırılsıklam, makyaj diye sürdüğü tüm boyalar yüzünde dağılmış. Kuaföre özenle yaptırdığı kokoş saçları darmadağın. Bağırarak uzaklaşıyor karanlıkta. ‘Rezil oldum, rezil oldum, hepinizden nefret ediyorum’ diye.

‘Böyle bir balo işte’ diyorum kahkahalar arasından. O sırada kapı çalınıyor, gelen büyükannem. Gülüşmelerimizi duymuş ve bize kahve getirmiş. ‘Kimsenin uyumaya niyeti yok galiba, alın bakalım iyice uykusuz kalın o zaman’ diyor. Ve saatin 06:00 olduğunu o an fark ediyoruz. Ayaküstü birkaç hayal daha kuruyorum sonra uyuya kalıyoruz hayaller bitmeden. Zaten hiç bitmezler ki. Dinleyen ve anlatan oldukça…

https://twitter.com/#!/Fername
http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931


FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>