İşten çıktığın andan eve gidene kadarki zaman diliminde en yapılmaması gereken şey o zaman dilimini yalnız geçirmektir. Ben bunu şimdiye kadar neredeyse hiç yaşamadım. Zaten ne zaman eve yalnız gidecek olsam gidene kadar gördüklerim beni delirme noktasına getiriyor. Ya gülmekten ya sinirden ama illaki.
En sonuncusunda da etrafımdaki kadınların giyimleri konusunda karışık duygular yaşadım.
Yanlış seçimlerden yıkılıyor çoğunluk. Sırf moda diye sırf her dükkânda her rengi her bedeni var diye alınan bluzlar ve pantolonlar daha da kötüsü yanlış kombinasyonlar. Çok satılan şeylerin moda olduğunu kim söyledi acaba zat-ı şahanelere? Çok satılan çok satılandır. Moda olan değildir. Daha önce de söyledim; moda kadındır. Moda ruh halidir. Moda beden şeklidir. Bedenine, dönemsel şişkinliğine, ruh haline göre giydiğin her şey modadır. Her dükkanda belli zaman dilimlerinde bol bol bulunan giysiler değil senin seçtiklerindir.
Aslında aklıma gelen bir şey daha var: Madem genelde ruh halimize göre giyiniriz o halde bu kadar kötü giyimli kadının yaptıkları bu seçimlerinin bir anlamı olmalı. Bu kadar mı kötü ruh hallerimiz? Bu kadar mı sarpa sardı içerde işler? Yoksa hangi mantık turuncu ve v yaka penye bir t-shirtün altına giydirir o kırmızı, altından tüller sarkan eteği? Hadi bunu da atlatsan nasıl açıklarsın ayağındaki topuklu çizmeleri?
Tam gördüğümü gözlerimden silip temizlemeye çalışırken bir diğeri: açık yeşil kargo pantolon üzerine neon sarı bebe yaka bluz faciası. Tamam bunu yaptın bir şekilde kendine uydurdun sandın ama o mor çanta ne güzel bacım benim yahu? Topuklu kırmızı ruganlarını konuya dahil etmedim bile dikkatini çekerim. Gerçi sende çekilecek dikkat olsa bu hataları bu kadar büyük bir inatla bir araya getirmezdin ya neyse.
Modaya uyulmaz moda yaşanır yaşatılır. Tabi belirttiğim durumlardaki gibi aynı zamanda katlediledebilir. Bu kadınların erkek seçimlerini düşünmek bile istemiyorum. Güzel giyinmeyen kadının özel hayatı da baştan batmış demektir. Rahat olamaz çünkü doğru duramaz doğru düşünemez. Giyimini doğru seçemeyen hayatına sokacağı insanı hiç seçemez.
Ah şu seçimler. Elbette, ben de farkındayım iki üç kumaş parçasından çok çok daha önemli seçimler içinde debelendiğimizi. Ama küçücük bir şeyden başlamaz mı hayatın kendi bile? Şu dünyada bedenimizi rahat ettirmezsek geri kalan nasıl düzelecek ki?
Bireysel silahlanmaya karşı olduğum kadar bireysel rahatlama yanlısıyımdır. Önce kendine bak sonra dünyayı kurtarmayı hayal et derler adama. Hayatta kendini iyi hissetmeden attığın her adım topuklu sandalet içine şoset çorap giymek gibidir. Gereksiz yere rahatsız edici ve sinir bozucu.
Moda deyip geçmeyin, kendi değişebilir ama hazmedip sahip çıktığınız moda size inanamayacağınız şekilde rahat huzurlu ve belki de başarılı bir hayatın anahtarını verebilir.
Neyse çok yazdı yine kapatayım ben artık. Başımda çatladı zaten. Uyuyacağım daha. Belki uyursam şu kırmızı eteği de unuturum yeşil pantolonu da.
Ferhan PETEK
Köşem Sultan ®
http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931
https://twitter.com/#!/Fername
FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
