KÖŞE YAZILARI | GÖKÇE KURTOĞLU

“Her Şey İzmir İle Başladı…”

Merhaba, bu defa çok eğlendiğim bir röportaj yaptım inanın!: Can İlhan (Gökçe Kurtoğlu)
 
   
 
 
     

Merhaba, bu defa çok eğlendiğim bir röportaj yaptım inanın! Can İlhan’ı katıldığı müzik yarışmalarından veya festivallerden duymuş olanlar mutlaka vardır. Ben Can’ı uzun zamandır internet üzerinden takip edip “Acaba kim albüm yapmayı akıl edecek bu çocuğa?” diye düşünürken bir de öğrendim ki Can’ın ilk singleı çıkmış! Ee, boş durmadım tabi ki; hem Can’ın kemik kitlesi için hem de O’nu yeni tanıyacaklar için Can’la bir araya gelip bu röportajı yaptım! Röportaj da olmadı, daha çok “sohbetli ve bol bol da müzikli paragraflar” gibi görüp okuyun, keyif alın ve lütfen Can’ı çok sevin! Çünkü o sizi, yani dinleyicisini yaaaaani; sohbet arkadaşlarını çok seviyor!:)



“HER ŞEY İZMİR İLE BAŞLADI…”


Kral Tv’nin senin müzik yaşamının profesyonel hale gelmesindeki etkisini anlatsana… Kral Tv seni nereden nereye taşıdı?
Öncelikle bence bir insanın içinde üretme potansiyeli varsa, ondan bir şey elbet olacaktır. Böyle biri bu sektördeki duyarlılık sahibi kişiler ya da kurumlarla karşılaşınca her şey başlıyor aslında. Birinin taşın altına elini koyması gerekli ancak bunu yapan o kadar az ki! Kendini devam ettirip, sektörde kalıcı olmak isteyen bunca isim varken, uzaklardan gelip bir şeye başlayabilmek biraz ilgi biraz zaman ve yetenek istiyor. Yarışmalara katılırken de benim amacım görünmek, tanınmak, destek görmekti. Ben ‘0 KM’ ye katıldığımdan beri Kral Pop bana o desteği veriyor. Düşünsenize; bir yarışmaya katılıyorsunuz, 3 şarkınıza klip çekiliyor, röportaj yapılıyor... Üstelik yarın albümünüzü çıkartıp elinizde videonuzla gittiğinizde de ‘Sen Kral Tv’nin çocuğusun, arkandayız’ cümlesini duyuyorsun. Bu inanılmaz bir referans. Kimsenin böyle bir şey yaptığını işitmedim bugüne kadar. Hayatımda Kral Tv çok çok çok önemli!

E peki, müziğe bu kadar ilgin varken ve müzisyen olacağına bu derece eminken üniversitede neden ekonometri okudun?

Ekonometri aslında benim profesyonel anlamda müziğe giden yolda başlangıcım. Bölümden ziyade, İzmir’e gitmek aslında her şeyi başlatan benim için. Orada tanıştığım insanlar, müzisyenler hayatımın her döneminde hatırlayacağım kişiler… Yani ekonometri benim hayalim değil ancak hayatımın bir parçası, bir araçtı… Ekonometri okumak demek; süreç planlamasını, kariyer planlamasını, analitik düşünmeyi son derece iyi bilmek demek. Bu da kendi kariyerimi planlamam da pozitif yönde etki etti tabi.

“UYKUSUZ’U OTOBÜS DURAĞINDA YAZMIŞTIM…”

İlk singleın Pasaj Müzik’ten çıktı… Peki ‘Uykusuz’la çıkış yapmaya nasıl karar verdin?

Müzikle uğraşan herkes sahnede şarkıyı söylerken veya çalarken dinleyicinin tepkisinin nasıl olduğunu önemser. Şarkı seçimimde de benim için dinleyicinin beğenisi etkili oldu. İnternette, sosyal paylaşım sitelerinde ve çevremde herkes ‘Uykusuz’u ayrı bir yere koyuyordu. Otobüs durağında yazmıştım... ‘Uykusuz’ benim askerlerimden biri, ona çok güveniyorum…

Pasaj Müzik’le çalışmak nasıl?
Sektörde bu kadar tanınan bir şirketle çıkış yapmak çok büyük bir şans. ‘Uykusuz’u ilk dinledikleri andan itibaren onu çok sevip, güvendi Pasaj Müzik. E, bu da çok önemli bir şey tabi… Şuan PR dönemindeyiz, belli planlarımız var, güzel bir ekip çalışmasıyla ilerlemek umudumuz…

Kimleri dinliyorsun?

Ben amatörlerden kopmama taraftarıyım. Mümkün oldukça profesyonel olmamış insanları ve grupları dinleyerek ‘ben ne noktadayım, ne derece bu çemberden çıktım?’ diye düşünüyorum. Aslında amatörlük ruhu müthiş bir şey, zevkli. Radiohead, Coldplay, The Police, The Killers’ı örnek verebilirim dinlediklerime…

Peki, bu kadar yabancı müziği takip eden biri olarak rock gruplarının sahne şovlarına nasıl bakıyorsun?
Bu iş prodüksiyonla alakalı bir şey… Yüksek bütçen varsa, yaptığın iş güzel olabiliyor ancak düşük bütçeyle ve kötü bir çalışmayla çok yapay bir iş yaratma ihtimalin de var… Bundan korkarım.

“ESERİN ZAYIF VE GÜÇLÜ NOKTALARINI EN İYİ YAZANI BİLİR…”

Bir başka sanatçıya şarkı vermeyi düşünür müsün?
Bir eseri karşı tarafa en iyi o eseri oluşturan kişi iletebilir. Çünkü o eserin zayıf ve güçlü noktalarını en iyi yazanı bilir. O an ki duyguyla yazılmıştır o… Yani ben neden şarkımı başkasına vereyim? Ancak, birisi benim yaptığım şarkıyı dinleyip bana ‘bunu x kişisi okumalı çünkü;..’ diye başlayan bir cümle kurmalı. Benden daha inandırıcı mı okuyacak, daha mı içten? Bunları bilmeliyim. Yani böyle bir şey yaparsam sonuçlarının beni çok tatmin etmesi lazım… Asla maddi anlamda demiyorum bunu!

Kaç şarkı yaptın bugüne kadar?

Benim bir albüme girme potansiyeline sahip 300’den fazla bitmiş şarkım var… Yarım kalan, kaybolan şarkılarım da var tabi, onlar hariç…

‘İhanetin ateşi bak öyle serin ki!’ diyorsun şarkıda, kelime oyunlarıyla da aran iyi baya…
Aslında ‘Uykusuz’ bunu en az yansıttığım şarkı. Sen ‘Uykusuz’ için böyle düşündüysen, daha sunmadığım şarkıları duyunca daha da fazla hissedeceksin demek ki bunu.

E, zaten yazabilmek için kelimeleri sevmek zorundasın…
Evet ama asla bunun için kendimi zorlamıyorum. İlla “kitap okumalıyım”, illa “o’nu bunu dinlemeliyim” demiyorum… İçimden geldiği gibi… “Ben nasıl bir kelime kullansam daha iyi durur” diye düşünmek yerine kendimi anlatabilmeyi seçiyorum…

“İHANET GÜZEL BİR HAVUZ, EĞLENCELİ BİR OYUN!...”


İhanetle nasıl bir problemin var Can? Hep bir ihaneti irdeleme, hep bir ihanet üzerine yazma!
Ben istikrarlı ve uzun vadeli şeyleri severim. İhanet güzel bir oyun aslında, şarkıda bunu gösterdiğiniz zaman çok güzel durabilir. Nereden baktığına bağlı. İhanette sen hariç 2 kişi daha işin içine giriyor. E bu da bir zenginlik. Güzel bir havuz, eğlenceli bir oyun; fark edilene kadar. Şarkı da işlemek de güzel…

“Her yer kalabalık ve yafta!” diyorsun da Can, aslında karşı olduğun şey nedir? “Yafta”n “etiket”in nedir yani?
Önyargı! Kesinlikle! Hangi konuyla alakalı olursa olsun çok önyargımız var. Her yer kalabalık, çok insan ve çok önyargı var…

Cover parçayla çıkmak çok büyük bir güven aslında. Neden coverla çıkmadın?
Neden başkasının parçasıyla çıkayım? Benim şarkılarım güzel değil mi?:) Kendime, şarkılarıma güveniyorum. Yapana çok saygı duyuyorum ama ihtiyaç duymuyorum. Hayatım boyunca cover yapmayı düşündüğüm tek bir şarkı var, bunu da sana söylerim ama buraya yazdırmam, başkaları yapar : )

Sosyal medyaya biraz önem versen artık… Büyük bir güç bu…

Sosyal medya tanınmak için çok önemli tabi ama bazı şeylerin bölük pörçük olmasını istemiyorum… PR dönemimle, sosyal medyanın da paralel gitmesi taraftarıyım… Ayrıca zaman problemim var ama bu geçici bir süre : )

Müzik hariç para kazandığın bir mesleğin daha var senin…

Evet: ) Ekonometriyi 7 senede bitirince mezun olduğumda “Asla takım elbise giymeyeceğim” demiştim ancak zaman tükürdüğünü yalatıyor tabi: ) Kısa bir süredir çok keyif aldığım bir işim var, proje geliştirme müdürüyüm: ) Başlarda çok soru işareti vardı kafamda ama ilk günden çok keyif almaya başladım işten. İşimi kendim yönlendirebiliyorum bu konuda da rahatım… Mutluyum: )

Kontrol etmeyi sevdiğinden seviyorsundur bence bu işi…
Yani; sorumluluk alıp rahat hareket edebilmek diyelim. Yönetmeyi neden seversin; yönetilmeyi sevmediğin için… : )

“İSİM VEREMEM, ŞARKILARIMI HERKESE VE HER ŞEYE YAZDIM…”

Neyse, müziğe geri dönelim; bu kadar şarkı yazdın… Peki bunları kimlere yazdın?:)
Herkese ve her şeye! : ) Tamam, biliyorum bu cevap seni tatmin etmedi! : )

Evet yani, daha net bir isim istiyordum halbuki!:)
Yaşadığım her şey içimde birikiyor… Öyle düşün…

Bana malzeme vermiyorsun Can!! : ) Neyse, Göztepeli misin Karşıyakalı mı?
Altay’lıyım!:)

Çok fena! Peki devam edersek; yaşadığın her şeyi anlatma ihtiyacı hissediyor musun?
Öyle planlamam ama hep öyle olur…

Top 3 şarkın?
Önce “Uykusuz”! : ) 2 numara “Canlı Cenazeler” olabilir… Bunu daha kimse bilmiyor: ) 10 dakikada yazılmış bir şarkı… 3. sırada “Tesadüfler zinciri” olsun…

Radyocularla aran nasıl?
Küçüklükten beri hayalim oydu ya! Yüzüm görülsün istemezdim mesela, herkes beni dinlesin ama… Sokakta gören tanımasın… Çok istiyordum!:) Kral Tv’de katıldığım programdaki juride radyocular ağırlıktaydı… Radyo ve radyocular benim için önemli…

Kendine bir soru istesene benden, ne sormamı isterdin?
“Hedefin ne?” derdim.

Daha yaratıcı?:)

Valla bana ne sorsan cevaplayabilirim, her soruya açığım: )

Moralin bozukken sahneye çıksan, performansını etkiler mi?
Belki ilk 1-2 şarkı… Ölüm, kalım durumları hariç; 2. şarkıdan sonra toparlarım…

Senin müzik türüne ne diyeceğiz Can?
Aslında bu çok zor bir soru, çünkü ayrı ayrı her şarkının kendi tarzı var…

Eveeet efendim, şöyyyleeeee bir muhabbet ettik Can’la… Eğer ki bu röportajı benim deşifre ettiğim 03..00-04.00 sularında – veya çok daha geç!:)- okuyanlarınız varsa, size eşlik etsin, biraz da durumunuza uysun diye “Uykusuz” burada; http://www.youtube.com/watch?v=QBYE_VqMvhk

Mutlu kalın: )


CAN İLHAN - UYKUSUZ


GÖKÇE KURTOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>