Joelle de Montgolfier… Lüks tüketim sektörünün önde gelen uzmanlarından… Kendisi, "Uçurumun dibini gördük" diyerek 2010 yılının lüks tüketimde istikrar yılı olacağını söyledi geçtiğimiz aylarda. Ona göre 2011 de lüks sanayinin tekrar hareketleneceği bir yıl olacak. Gerçek ve gösterişli lüks tavan yapacak.
Bu öngörüyü okuduktan sonra sizler için dünyanın en gösterişli lükslerini derlemek istedim. Mesela Montegrappa’nın tasarladığı, dünyanın en kıymetli kalemi Peace Pen’den.. Bu kalem kendisi gibi değerli bir mesaj taşıyor aslında. Parlaklığı ile gözalan Peace Pen, insanların ortak arzusu olan dünya barışını temsil ediyormuş.
Sadece bir adet üretilen Peace Pen, sembolü olduğu “barış”ın kıyas kabul etmez değerini yansıtacak şekilde tasarlanmış. Aynı zamanda bir ressam, heykeltraş ve seramik sanatçısı olan mücevher ustası David Montalto di Fragnito’nun Montegrappa için yarattığı kalemin yapımında platin, pırlanta ve kurşun kristal kullanılmış.
Montegrappa’nın geleneksel formu olan sekiz kenarlı dolmakalemin tümü, en değerli ve parlak metal olan platinden yapılmış. Platinin üzerindeki pırlantalar, ışığın müjdecisi, yaratılışın, kutsallığın ve insan zekasının sembolüne dönüştürülmüş. Saf kristalin saydamlığı ise, insan hayatı için en gerekli element olan suyun duruluğunu hafızalara taşıyor. Toplam bin 259 pırlantadan oluşan ve sadece kapağında 859 tane pırlanta olan 48 karatlık bu dolmakalemin platin ucuna, barışın simgeleri olan beyaz güvercin ve zeytin dalı motifleri de işlenmiş.
Montegrappa’nın bu “barış” kalemine sahip olan şanslı kişinin ödediği miktara gelince… 1 milyon dolar!
“Bir kalem için 1 milyon dolar oldukça fazla” diyenlerdenseniz 25 milyon dolarlık bir saate ne dersiniz? Dışında 15 karatlık pembe elmas, 12 karatlık mavi elmas ve 11 karatlık beyaz elmaslarla bezeli bu saate aslında mücevher demek daha doğru olur.
Toplam 201 karatlık elmasa ev sahipliği yapan Chopard’ın bu benzersiz saati tasarımı dolayısıyla adeta bir çiçek bahçesini de anımsatıyor. Chopard, saatin kullanıcısına, 25 milyon dolarlık ödemenin karşılığını “dünyanın en pahalı saati”ne sahip olma ayrıcalığını sunarak fazlasıyla ödemiş olacağa benziyor.
Saati ve kalemi geçelim… Peki ya Londra’daki One Hyde Park gökdelenine ne demeli. Bu gökdelende yer alacak Penthouse’ların içinde en lüks olanının fiyatı 100 milyon pound’muş. Bu lüks evin en önemli özelliği camlarının kurşun geçirmemesi ve dairenin havalandırma sistemi sayesinde dezenfekte edilebilmesi.
1.858 metrekare genişliğindeki diğer lüks dairelerin en ucuzunun 84 milyon pound’tan satışa sunulacağı da konuşulanlar arasında. Şimdiden Arap kralları ve birçok zengin isim evlere sahip olabilmek için sıra bekliyormuş.
Peki, One Hyde Park’tan bir daire satın alma fikrini bir süreliğine erteleyelim.
Bahamalar'da haftalığı 294 bin dolarlık bir adada tatil yapma fikrine ne dersiniz?
Nygard Cay Adası…
Kanadalı ünlü moda tasarımcısı Peter Nygard, 1987 yılında Bahamalar’daki bu adayı satın alıp adını Nygard Cay koyarken aklında tek bir şey vardı: Özel adasının içine lüks bir resort inşa ettirecek ve adayı kiralayacak konuklarına Robinson Crusoe duygusunu yaşatacaktı.
Nygard, çok geçmeden bu fikrini uygulamaya geçirdi. Ancak ada ziyaretçilerine ufak bir sürpriz daha hazırlamıştı. Adadaki lüks resort’un içine aslına yakın benzerlikte oluşturulan Maya Tapınakları da yerleştirdi. Nygard, adasında özel tenis kortlarını, plajları, havuzları ve sinema salonunu da ihmal etmedi. Nygard Cay’de dileyen konuklar kanoya binerken dileyenler de adanın vahşi bitki örtüsünü keşfe çıkabiliyor. Maceraperest konuklarsa genellikle Nygard Cay’in dağlarında keyifli bir tırmanışa çıkıyor.
Nygard Cay, tüm bu keyifli aktivitelerin yanı sıra Peter Nygard’ın ailesi ve ünlü konuklarını ağırlayabileceği özel bir villaya da ev sahipliği yapıyor. Peter Nygard adasıyla oldukça gurur duyuyor. Öyle ki adasına daha önce gelmeyenlerden gerçekte yaşayıp yaşamadıklarını sorgulamalarını istiyor.
GÜLAY KOÇ
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
