KÖŞE YAZILARI | GÜNEŞ BAYRAK

Hande Köstepen İle Kısa Bir Söyleşi

Oyunun adı İçerdekiler..Ve bu oyunda hem oyunculuğu hem de kendine has ışıltısıyla dikkatimizi çeken Hande Köstepen... (Güneş Bayrak Röportajı)
 
   
 
 
     

Tiyatro oyunlarını çok seviyorum ve özellikle Taksim’de yer alan uzun tavanlı dairelerdeki tiyatroların performanslarını da hep çok sevmişimdir. Özverili çalışmalar sonucunda seyirci karşısına geçen oyunlar… Yine bu tiyatrolardan birisi İkincikat… Oyunun adı İçerdekiler..Ve bu oyunda hem oyunculuğu hem de kendine has ışıltısıyla dikkatimizi çeken Hande Köstepen ile kısa bir söyleşi yaptım… Son iki oyunlarıymış.. Bence kaçırmayın.. Ben şahsen iki kez gittim ve her iki oyunda da farklı gözlemler, heyecanlar yaşadım. Hem oyun hakkında sizlere kısaca bilgi vermek hem de Hande‘yi biraz daha yakından tanımak için hemen sorularıma geçmek istiyorum.



Merhaba Hande, öncelikle röportajı kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Oyununuz uzun suredir sahneleniyor. Öncelikle kendini biraz anlatır mısın?

Ne demek :) Ben teşekkür ederim. Adım Hande Köstepen, 1983 İzmir doğumluyum. Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezunum. Üniversite biter bitmez kendimi bir reklam ajansında müşteri temsilcisi olarak buldum, ancak fazla sürmedi 2 senelik bir deneyimden sonra işten ayrıldım çünkü bana göre bir iş olmadığını anlamıştım, mutlu değildim. Ajansın temposu yüksekti hareketli işti ki bu iyi, ama masa başı sabah saat 8.00de iş başı akşam kaçta biterse paydos tarzı fabrika ayarında çalışma durumu hiç kabullenemediğim bir şeydi. O yüzden aldım bir risk, dedim ben kaçıyorum :)

Ajanstan ayrıldıktan sonra bir süre İzmir’de ailemin yanında kaldım. Daha sonra hiç beklemediğim bir yerden oyunculuk teklifi geldi. Ablamın bir arkadaşı bu işlerle uğraşıyordu, hazır şuan çalışmıyorsun Hande şöyle bir projemiz var hadi gel dene belki oyunculuğu seversin diyerek beni bir şekilde bu sektöre girmeye, daha doğrusu adım atmaya ikna etti, hiç aklımda yokken... Oyunculuğa başlamam bu kadar basit ve hesapsız oldu yani.

7-8 bölümlük bir dizi projesi deneyiminden sonra İstanbul’a döndüm ve burada Şahika Tekand Stüdyo Oyuncuları’nda oyunculuk eğitimi almaya başladım. Tam anlamıyla bir olgunluk dönemi yaşadım diyebilirim, hayatımın en keyifli, en eğlenceli, en kıpır kıpır, en içten, en en’lerle dolu iki yılını yaşadım. Her şeyiyle çok güzeldi.



Oyuna böyle bir ilgi bekliyor muydunuz? Kısaca oyundan bahseder misiniz?

Daha sonra sınıfımdan 2 arkadaşımla birlikte Melih Cevdet Anday’ın “İçerdekiler” oyununu çalışmaya ve sahneye koymaya karar verdik. Yönetmenimiz de zaten sınıf öğretmenimizdi. Okulda her gün dersler olduğundan ve rahatça çalışacak bize ait bir ortamımız olmadığından provalarımızı Taksim’de bir kafede gerçekleştiriyorduk. Bazen de birbirimizin evinde. Güle eğlene bir kaç aylık çalışmamız sonrasında oyunumuz seyircisiyle buluştu. İlk tiyatro deneyimim olduğu için çok ama çok heyecanlıydım. Özellikle İçerdekiler oyununu oynuyor olmamızın heyecanımdaki etkisi çok büyüktü çünkü hiç kuşkusuz edebiyatımızın en önemli yazarlarından Melih Cevdet Anday’ın en değerli ve en derinlikli oyunlarından birini sahneliyorduk.

Oyun 1965 yılında kaleme alınmış. Mevcut iktidarın söylemine karşı politik bir bildiri dağıttığı gerekçesiyle gözaltına alınan bir öğretmen; tutuklama kararı olmaksızın öğretmeni 345 gün boyunca baskı altında sorgulayan bir başkomiser ve öğretmenin bu sorgulanma döneminde eşiyle görüşme şansını elde ettiği sırada karşısına çıkan baldızı üçgeninde gelişen olaylar zinciri...İşte bu noktada izleyici, kimin hangi durumda haklı ya da haksız olabileceğini sorgulamaya başlıyor. ‘’Düşünce suçu’’ kavramını irdeleyen psikolojik bir oyun diyebiliriz. Şimdiye kadar oyunla ilgili aldığımız tepkiler çok güzel.



İzlemek isteyenler için önümüzdeki günlerde takviminiz nasıl? Biletlere nereden ulaşabilirler?

Maalesef son iki oyunumuzu oynayacağız.

26 Mayıs Perşembe saat 21.00 ve 2 Haziran Perşembe saat 21.00

Mekan: İkincikat/Beyoğlu

Biletleri 0 212 292 32 47 telefonu arayarak temin edebilirsiniz.

Başka projelerin var mi?

Tiyatro dışında şuanda yer aldığım başka bir proje yok ama hayalim tabi ki iyi bir sinema filminde rol almak. Bununla ilgili bazı görüşmelerim hala devam ediyor, en kısa zamanda içime sinen, hep hayalini kurduğum güzel bir işte yer alacağıma inanıyorum. Bir de müzikal hayalim vardır hep. Yani şarkı söylemeyi de dans etmeyi küçüklüğümden beri çok severim, hiç bir zaman profesyonel anlamda yapma imkanım olmadı, ama yine de yeteneğime güvenirim.

En son hangi albümü aldın ve de filme gittin? Bu soruları hep soruyorum çünkü bazen bilmediğim albümlere ve filmlere merak edip bakıyorum ve çok beğeniyorum..Belki burada da aynı durumlara sebep oluruz..

En soooon çok utanıyorum ama hatırlayamadım :) Albüm almayalı baya oldu, genelde arkadaşlarımın arşivlerinden topluyorum. En son sinemada izlediğim film Türk filmi Atlıkarınca. Mert Fırat'ın oyunculuğunu beğenirim, film de genel anlamda başarılıydı ama çok tatmin olduğum söylenemez.

Peki Hande’yi nerelerde görebiliriz, bir günün nasıl geçiyor biraz anlatır mısın?

Sabahtan işte yani stüdyoda oluyorum, işim erken biterse bi koşu spora gidiyorum, hızlı bir yürüyüş sonrası evde miskinlik zamanı başlıyor genelde. Tam bir sinema tutkunuyum diyebiliriz, arka arkaya 3-4 film çok rahat seyredebiliyorum. Güzel bir DVD arşivim var evde, tek başıma vakit geçirmeyi seviyorum zaten. Ev dışında Beyoğlu sokaklarından kayboluyorum. En büyük keyiflerimden biriyse Nevizade’de vazgeçmediğim ve her hafta gittiğim bir meyhane vardır, orada dostlarımla rakı eşliğinde :) tadından yenmeyen muhabbetlerde kaybolmaktır.



Reklam ile başladın iş hayatına ve sonrasında oyunculukla ilgilendin, ama fotoğrafa olan ilgini de biliyorum? Birbirinden uzak meslekler değil. Fotoğrafa olan ilgin nasıl başladı, belki bir gün sergine gelir miyiz, ne dersin?

Evet, şuanda ayrıca bir fotoğraf stüdyosunda representer olarak çalışıyorum. Reklam, mimari ve yemek foroğrafları çekimi gerçekleştiriyoruz. Fotoğrafa her zaman ilgim olmuştur, hem çekmeyi çok seviyorum hem de çekilmeyi. Doğal portre fotoğrafları yakalamayı çok seviyorum, bazı fotoğrafların rengiyle sıcaklığıyla, mekanın kokusunu verebildiğini ya da ortamın ritmini bile hissettirebildiğini düşünüyorum. Fotoğraf büyülü bir olay bence.

Sergi mi? :)) Hayır hiç düşünmedim, ben daha ziyade kendim için çekmekten keyif alıyorum. Bazen de arkadaşlarımın düğün ya da nişan gecelerinde çekiyorum. Bir sonraki hedefim de yine yakınımdan birinin doğumunu fotoğraflamak, o anı ölümsüzleştirmek müthiş bir keyif olacaktır eminim.

http://twitter.com/handekostepen


GÜNEŞ BAYRAK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>