Işık tersten vurduğunda gerçeğinden daha büyüktür gölgeler. Akıllı insanlar ışığın neresinde duracaklarını, daha akıllılar ise neye bakacaklarını çok iyi bilirler. Aldanmak insanın doğasında var ya! Aldanmayı seçmek... İnsan nasıl da muhtaç gözünde büyütmeye her şeyi.
Tenezzülkâr ve doyumsuz. Nezaketi acizlik sanmak ne kolay yol. Olamadığını karalamak, anlamamak, olamayacağın gibilere bir hiçmiş gibi bakmak. Ne kolay dümdüz yaşamak. Reddetmek durup düşünmekten daha kolay.
Kaçıp kurtulmak, yangına bir kova su taşımaktan daha kolay. Görmemezlikten gelmek daha kolay dizlerinin üzerine düşmüş birine el uzatmaktan. Duymazlıktan gelmek daha kolay damda kalmış bir kedinin iç parçalayan feryadını.
Sevmemek daha kolay, kendinle uğraşmak, kendini anlamak, kendine soru sormak zor işler... “Neden” diye kendine sormak daha zordur başkasına sormaktan!
Ne kolay “ondan bir halt olmaz” demek gözünün içine kedi yavrusu gibi bakan, bir sözünle çabalamaya hazır birini yüreklendirmekten. Değerli olanı derinden kazıp çıkarmak daha zordur yüzeydekini çıkarmaktan.
Akışına bırakmak varken ha bire yollar kazmaktır en büyük eziyetin. Hayatın kontrolü elinde sanıyorsun öyle mi? Ama hatırlatmakta fayda var! O çok iyi bildiğin yollardan geçen sadece sen değilsin...
Ama bilmek daha zordur sanmaktan.
Gülüyorum insanoğlu haline... Bu kadar kolayına kaçarak yaşarken hala zorluklardan şikâyet ediyorsun!
Haa tabi senin de işin zor... İçinde var olan hazineyi yok sayıp ha bire başka yerleri eşelemek, sahip olduklarını göremediğin için sürekli başkalarının neye sahip olduğuna bakmaya çalışmak da zahmetli bir iş...
Itır...
itir.sema@gmail.com
ITIR SEMA ERTAŞ
YAZARA E-POSTA GÖNDER