KÖŞE YAZILARI | ITIR SEMA ERTAŞ

Yine De Gülümsersin

"Hangi unutulmuşluk böyle belli belirsiz izler taşır üzerinde, hikâyesi hiçliğin, derin çizgilerle böyle belirgin anlatılır..." Itır Sema Ertaş'ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     
YİNE DE GÜLÜMSERSİN

Kendi hayal dünyasının peri padişahıdır herkes. Hayal dünyasının renkli prensesleri sadece barbi bebeklerdir, gerçekte yoktur herkesin tastamam yanı. Hep ağlayan bir yanları vardır, hep acıyan. Hep gizlenen, hep o yüzden kaybettiği için, kazanacaklarından bile çekinen…

Hangi unutulmuşluk böyle belli belirsiz izler taşır üzerinde, hikâyesi hiçliğin, derin çizgilerle böyle belirgin anlatılır... Görmese de var olanlar, var olduğunu bağıranlar, hiçler de vardır aslında var olanların arasında...

Kendi hayal dünyasının peri padişahıdır herkes. Hayal dünyasının renkli prensesleri sadece barbi bebeklerdir, gerçekte yoktur herkesin tastamam yanı. Hep ağlayan bir yanları vardır, hep acıyan. Hep gizlenen, hep o yüzden kaybettiği için, kazanacaklarından bile çekinen…

Ama işte kendi gerçeğinde gülümseyen, her şeye rağmen hayata tutunan, direnen, çoğunun anlamayacağı bir dille varlığını anlatan, onu hayata bağlayan ışığa giderken ayaklarını kanatacak her şeye hazır olan... Bu yara izleri çok erken biliyorum. Ama alışırsa acıya ayakların hele bir de nasır bağlarsa o zaman daha hızlı koşarsın seni çağırana... Acıya hissizleşip acıtana acırsın sadece. Gözlerin buruşur, kaşların çatılır, kalbin kısılır ışığa karşı.

Tartının kefeleri hesabını şaşar, bir tarafta olanlar, diğerinde kendin. Aralık bırakılan kapıları korkuyla itmek ve bir adım geride durmak ilk hesabın olur. Hep yağmurda kalmaktan çürümüş urganlara tutunduğun için düşersin aslında. Düşüşün ve çıkışın yollarını ezberlersin, korkutamaz seni düşmemişlerin hurafeleri. Ruhlarının hastalığı bulaşıcı olanlar dönüp durur etrafında. Vicdanınla vicdansızlığının arasında kalırsın. Yardım etmek isterken yardım edilmesi gereken olmak da var sonunda bilirsin.

Her gün evine gittiğinde kendini suyun altına bırakmak ilk işin olur, su alıp götürsün diye üstüne yapışan, bakışlara gizlenen, tavırlarla aşikâr edilen hayâsızlıkları. Yine de gülümsersin onlara inat, hayatının belirleyicilerinin ne olduğunu hatırladığında. Kendine aitliğinin düşen tuğlalarını yerine koyarsın hemen. Sızıntıları temizleyip arkana bakmadan devam edersin.

Kendi hikâyenin peri padişahı, uzun metrajlı filminin hem senaristi hem yönetmeni hem oyuncusu oluverirsin yeniden. Hep yeniden başlarsın, her gün değil, her saniye aslında. Yaşadıkça tecrübeli bir doğaçlama ustası olursun, ezbere yaşamadan ama bildiğin gibi…

Ömrün, küçük hesaplara akıl erdiremediğin için hesapsız kitapsız geçer. Kendi yolundaki taşları temizlemek, başkalarının yollarına taş koymaktan daha akıllıca gelir. Sırf bu yüzden o kadar yalnız kalırsın ki, yalnızlığın varlığının en büyük gücü olur. Onu başkalarının varlığıyla bastırmak istemezsin. Çünkü hiç kimse yalnızlığın kadar gerçek olmaz senin için ve hiç kimse onun kadar çıkarsız, sırf seninle olabilmek için seninle değildir. Bunu hep gidenlerin ardından içinde kalanlarla anlarsın…

Yine de gülümsersin, çünkü senin sen olduğunu bilen yine sensindir. Kendini kaşın gözün için sevmezsin. Kendi kendinin sırtını sıvazlarsın ve biriktirdiklerinle sahip çıktıkların senin hazinen olur. Bu yüzden seversin kendini ve aslında hep seni bu yüzden sevecek birini beklersin…

Itır...
itir.sema@gmail.com



ITIR SEMA ERTAŞ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>