KÖŞE YAZILARI | NEMZA SİNANOĞLU

Çok Çok Uzun Zaman Oldu

Gittiğimi sanmıştın… Halbuki ben seni hep satırlarda saklamıştım. (Nemza Sinanoğlu)
 
   
 
 
     

GİTTİĞİMİ SANMIŞTIN…HALBUKİ BEN SENİ HEP SATIRLARDA SAKLAMIŞTIM

Çok çok uzun zaman oldu, evet hep böyle başladı cümlelerim çok uzun zaman oldu, her zamanki gibi ilk cümlem mektubuma bununla başladı ..

Yazdıklarımın, sana gelip gelmediğini bilmediğim bu geçen onca yıla rağmen, sonucu ne olursa olsun yollamaktayım..Belki bu inat yan yana olduğum yıllarda da sürseydi…Şimdi belki, işte belki bu durumda olmazdık..Hayatta beni en anlayan insan olarak, yine beni anladığını umduğumdan yine sana anlatıyorum her şeyimi.

Göz yaşlarımın tadı durmaksızın dilimde, hep de sana yazdığımda doluyor böyle gözlerim. Kim bilir ?? Direnmeyişimin pişmanlığı şimdi bu evde, bunca yıllın geçmişliğiyle beni kemirmekte. Ne dediysen, belki şuan hala okuduğunda bir şeyler hissediyorsan, hatırlıyorsan, anla beni….Adına bunun her ne dersen de…ADI PİŞMANLIK

Yıllar geçti ve senden bir satır da olsa bir mektup hatta haber alamadım.. Seni bırak çevrendeki herkesi uzak ettin..Gittim ve seninle ilgili her şeyimi bittirttin bu şehirde..Herkesin yeminli olduğu senli dillere rağmen ben umut ettim..Söylediğimiz her sözü ben yılların geçmesiyle birlikte başka hayatlarda gerçekleştirdim..Bir kızım oldu adı hep dediğimiz gibi adı ‘Beste’ oldu.

Yıllar geçti mecburi bir ‘göç’ oldu benimkisi ‘mecbur ‘olduğum..Düşünmeden sevdiğim sen gibi, hiç düşünmeden terk Etmek zorunda olduğum bir oldu, hayatımı, sevdiğimi, sevdiklerimi ve hayallerimi..

Mektuplarım yıllardır kime gidiyor, kime ulaşıyor bilemiyorum..Ama açık adresimi bile yazmama rağmen kimse ulaşmadı, kimde bilmiyorum..

Beni hayata bağlayan işte hala bu umutlar..Senden gelecek bir haber..

HİÇ ARA VERMEDEN ÖZLEDİM SENİ…..

Artık sevdiğin o sarı saçlarıma beyazlar iyice karışmış durumda, hatırladığımda tebessüme kaplıyorum hala beğenir misin? Bu halimi, ellerimi ve yüzümü..

Neler geçti, günler, kaç mevsim…Evlilikler, çocuklar, dersler, olumlu/olumsuz gelişmeler ve sona gelmeler..

Artık yolun sonundayım..Bu mektuplarımın hatta umutlarımın sonuna varmaktayım, yine sen bil bu sırlarımı ve sakın kimseye bahsetme olur mu ?

Belki ellerim tutmayacak, belki bugün ne yediğimi, yarın hatırlamayacağım ama ne mutlu edecek beni biliyor musun? Hem hatırlarımın silinip gideceği hem de bir tek seni götüreceğimi bilmek yanımda….

Yıllar geçmiş bu mektuplar birikmiş ve birikmişti….

Yaşlı kadın her şeyden habersiz, son yolculuğuna çıkmayı beklemektedir. Gözlerinde hep bir umut , belki diğer hayatta beklemektedir onu sevdiği..Hep gök yüzünde artık gözleri bekliyor yine bir şey olacağını, değişeceğini..Bekledi de son güne kadar..

Mektuplar birikmişti evet..Hiç eksiksiz ve hatta hepsinin karşılığı olup yollanmamış olduğu haliyle..

Bu aşk içinde kadın kadar cesaretli değildi belki de erkek…Her mektubu defalarca okudu, sindirdi içine tüm cümleleri harfi harfine..Yazdı cevapladı hepsini ama yollamadı, nedensiz gururdu belki bu yada gidişinin ardında kendine yediremediği yenilgiydi, aşkını kaybedişinin..

Sakladı en derin hazineler gibi, sakındı herkesten..Adresler belli, ama aşıklar kavuşamamıştı bu hayatın içinde..

Bu adamın tıpkı o kadın gibi bir kızı olmuştu aynı onun gibi adını ‘beste’ koymuştu..Tıpkı söz verdikleri gibi..Sadece bu sözü hayatlarında tutmuş oldukları gibi..

Şimdi hayatta iki Beste vardı..İkisi de bu derin hikayenin en yakın şahitleriydiler..Birbirlerini onlar arayıp buldu, sanki kardeşlermiş gibi birbirlerine sarılıp, oturup konuştular..O annesinin eşyalarına dokundurdu diğeri babasınınkilere..Tanıştırdılar birbirleriyle…

Babasının ona emanet ettiği en önemli şey bu mektuplardı onları eline aldığı gün hikayesi orada başlamıştı ilk kitabının, günlerce uyumadan okudu ve girdikçe girdi bu hikayenin içine..Kitap basılmaya yakın babası da iyice ağarlaşmıştı, kızına destek olmak istercesine inatlaşıyordu bedenindeki terk edişlere..Kendi değil ama belki Beste’si ulaştıracaktı mektupların cevaplarını hikaye’ye dönüşmüş bir dille. Onunda hep bir umudu oldu içinde, belki bir gün kavuşmak..Kitap bitmiş en çok satılanlarda baş sıralarda yerini buldu..Bu bir gerçek hikayeydi ve herkesi alıp götürmüştü..Bu hayata bıraktıkları en büyük servetleri..Kendilerine hayran bıraktıkları bu hikayenin en büyük şahitleri ….BESTE’leri oldu..

Dönmeyebilecek olanları göndermemeyi..

Keşkelere fırsat vermemeyi..

Ve bugün’ü yarını düşünmeden içindeyken, elimizden bir şeyler kaybetmeden tümüyle yaşamayı bilmeliyiz..


NEMZA SİNANOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>