Uçuruma sürükledim bir bir tüm anılarımı, dalgalar benim denizimle oynaşırken, batırdı tüm sandallarımı..Ve hüzün yine vurdu, sen giderken arkandan bakan gözlerime, ve vurgun yemiş bir iskele gibiyim, yosun tutmuş ruhum ve ıslaklığıyla tüm anılarım..
Suyun içinde susar gibi, içimdeyken seni sensizlik çekiyorum..dışarıda ilkbahar ,içimdeyse kışı yaşıyorum..ve yine sen bir meltem esintisi misali geçip gidiyorsun..Ruhumun tüm tabuları yıkık, ayaz içinde üşüyor, titriyorum, bir ses versen belki çıkacak belki de gözleri kapanıp uykuya dalacak..
Başımda toplanmış bir sürü ahali..ve ben yine yalnızım..kalabalıkların en içinde, kapılıp gidiyorum ,bazı bazı hayallerle karışmış eğlencelerin içine.. ve bir ben varım ama içimdeki senle yine..
Rıhtımımda yalnızım yine bir süreden beri… nihavent makamı çalıyor, arka fonda yine gecenin ürperişiyle..suskunluğumu bozar, geceyle aramıza giren gözyaşlarım ,denize akar ,sırdaşım olur niceleriyle..gönlüm yine yine yine seni ister..kadehler seni arar yine derinden bu gece..
Rüzgarına kapılıyorum her defasında, hayli zor geliyor gerçeği görmemek..vurgun yemiş iskeleme gün doğmuyor, seninle varacak bir gün o göğe..
Suskunluğumu her defasında bir şeyler bozuyor, kırk kalbimin dilini çözmeye çalışken, sana haykırıyor anlıyorum ve her defasında yineliyor imkansız ama farkında,biliyor, olmuyor..ve ve susuyor...
Günler uzun zamandır sana, hasret ve doğmuyor…yıllanıyor tüm anılar, ve zamanla değerini buluyor..rampada çıkmaya çalışan bir vasıta gibi, hem zorlanıp hem başarmayı çabalıyor, nispet yaparcasına asfalta, zorlarken canımı acıtıyor, farkında değil…umursamıyor..
Ben aynada kendime bakıp kıyamazken, saatler günler ve asıl zaman geçiyor içinde sen olmadığın sürece..indirime çıkmış günlerim en ucuzundan geçerken, bir gün adın anılmayacak başka yelkenler denizimİ fethedip güneşiyle beni yakıp, meltemiyle bayrağımı uçururken..
NEMZA SİNANOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER