KÖŞE YAZILARI | NİLHAN FİDAN

Düş-tü-m

“Düştüm. Düştü yere sarı yapraklar. Toprakla gök arasında bir yerlerde sakladı sırlarımızı…” Nilhan Fidan`ın yeni yazısı<br><br>
 
   
 
 
     


Elimi sıkıştırdım, uf oldu. Nazara geldin, dediler. İnanırım. Sense baktın ve alay ettin benle. Nasıl yaptın, dedin, pis pis sırıtarak.

Düştüm.

Duvarından düştü en sevdiğin takımın renkleri. Pala bıyık Remzi ile çaylak Necmi. Yeni sezonla birlikte yeni transferlere açıktı kalbin. O yüzden yerlerinden kaldırıldı önceki sezonun seri sonu sevgileri. Hani sorduklarında hediye dediğin birkaç el yapımı göz nuru işe yaramaz para etmez fincan altlığı. Rakı roka balık muhabbetleri kesildi zaten çok zaman önce. Esprisi bile bayatladı. Gözden düştü eski model Cadillac’lar, kulakları çınlasın Elvis Amca’nın.

Düştüm. Dizlerim kara kara oldu, çizikler yürüdü bacaklarıma. Önce düştüm, sonra da ağladım biraz, gizli saklı, güneş gözlüklerinin ardında. Sonra karşılaştık senle diğer yakada: N’aber, iyidir, senden n’aber, ben de iyiyim. Kapıları kapatıp yüzümü ellerimin arasına aldığımda gözlerim öyle demiyor ama. Tüm yenilgiler karşıma dikiliyor o zaman.

Ayağım kaydı, düştüm. Elim kolum doluydu, öylece yere serildim. Sabah mahmurluğu belki ya da ıslak güvertenin hatası olmalı. Ama ayağı burkulan benim. Sendeleyerek yerden kalkan ve eşyalarını toplayarak ağır adımlarla yürümeye devam eden benim. Düştüm ya, kimse de iyi misin demedi. Düşenin dostu olmaz dememişler boşuna.

Yalan değil, tek bir kimsenin sesi çıkmadı. Nerde o eski İstanbul beyefendileri… Kaba saba adamlar olduk çıktık işte. Asya ile Avrupa arasında köprü; ama yüzü nedense inatla Asya’nın bozkırlarında ve ataerkil yaşama dönük kalmış asil millet. Yirmi birinci yüzyılda hala gelişmekte olmaya devam et sen olur mu? Ne bir fazla ne bir eksik, olduğun yerde saymaya devam et sen. Hatta hiç kımıldama yerinden, lütfedip de keyfini bozma.

Evet, düştüm. Kitaplığına sakladığın tüm zarflar ve mektuplar düştü. Görmeyi istemediğin ne kadar kanıt varsa benden kalan, hepsi düştü yere, parça parça oldu. Hepsini bir kutuda topladın; benim beceriksizce kapladığım, boyalı, resimli, eski bir ayakkabı kutusunda. Vakti zamanında içinden çıkardığın ne varsa tekrar içine tıkıldı ve alev alev yakıldı güz bahçelerinde.

Düştü yere sarı yapraklar. Küllerin üstünü sardı, sarıldı. Toprakla gök arasında bir yerlerde sakladı sırlarımızı.



Nilhan Fidan
fidannil@yahoo.com

 


NİLHAN FİDAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>