“22 Aralık 2008 tarihli günlükten, yine firar ederken yürek…” Nilhan Fidan`ın yeni yazısı...
FİRAR
Firar etse yürek, gitse keşke buralardan. Artık onu tutmayacağım.
Anladım ki o hep bildiğini okuyacak, burnunun dikine gidecek, beni düşünmeden çarpacak.
Firar etsem keşke buralardan. Uzaklara gitsem kimseye haber vermeden. Bir süre kimse ulaşamasa bana. Meraksa merak, telefonlarım kapalı olsa. Umurumda olmasa.
Uzaklar... Beni alsa ve baştan yaratsa. Bir cafe'm olsa ya da bir çay evim. Mini mini kartpostallar yapsam ellerimle, nakışlı örtüler olsa masalarda, cimcime çocuklara doğum günü partileri yapsak orda. Renk renk balonlar, günlükler, kitaplar, ucu tüylü pembe kalemler…
Firar etse yürek. Bu kafes dar geliyor ona, bilmez miyim.
Acıdan korkmuyor, sevmekten korkmuyor o. Hesapsız seviyor, çıkarını düşünmüyor. Ne kadar içten ne kadar fedakar ne kadar anlayışlı olduğunuysa kimse görmüyor. O yürek var ya, en çok hayal kurmayı seviyor; uykuya zor dalıyor geceleri.
Onun gökleri olmalı. Yüreği göklerde kanatlanmalı. Sevdaysa, yanında biriciği olmalı. Yalnızsa kalbinde dostları.
Yeni şehirler, yeni sokaklar görmeli. Gitmeli buralardan. Ne olursa olsun, gitmeli…