KÖŞE YAZILARI | NİLHAN FİDAN

Yanılmışım

“Hani mutlu, sevecen, her şeye rağmen sapasağlam dimdik ayakta duran heykelim dikilecekti meydanlara…” Nilhan Fidan`ın yeni yazısı<br>
 
   
 
 
     



Yanılmışım. Kendi kendime oyunlar oynarmışım. Gerçek değilmiş bu aklıselim halim. Maskelerimden biriymiş sadece. Onunla böyle mutlu mutlu konuşup, iki arkadaş gibi yan yana durmak, aramızda başka hiçbir şey yokmuş, hiç de olmamış gibi görünmek mümkün değilmiş. Ben bile gülüyorum bu halime -bu şaşkın âşık hallerime. Kendimi bile kandıramazken başkalarını nasıl inandırabilirim ki bu yalana?
Hani mutlu, sevecen, her şeye rağmen sapasağlam dimdik ayakta duran heykelim dikilecekti meydanlara… Hani ben çözmüştüm tüm kördüğümleri de ona olan aşkımı derinlere saklamayı becermiştim… Hani beni eskisi kadar etkilemeyecekti bakışları, ben onun için yanıp bitip kül olmaktan usanmıştım hani…

Yerli yerine oturmuştu taşlar. Ne yaparsa yapsın, ne derse desin artık kafamı karıştıramayacaktı. İzin vermeyecektim buna. Onun vurdumduymazlığını kabullenmiş, gelecek vaat etmeyen hoşluklarını arkamda bırakmıştım. Buna inanmak istemiştim en azından. Yapabilirim sanmıştım. Yeni bir başlangıç olacaktı bu. Aşktan güzel bir dostluğa adım atacaktım. O isim herhangi bir isim olacaktı bundan böyle. Ben de o ismi unutacaktım bir şekilde. Onun varlığını kanıksayacak, özlemle bakmayacaktım onu hatırlatan her şeye.

Yanılmışım. Yapamazmışım. Mantığımın sesini dinlemeye çalışmış, oldukça da başarılı olmuşum; ama sadece birkaç günlüğüne. Sonra yine boyun eğmişim kalbimin sesine. Onun yanında ne kadar mutlu olduğumu hatırlamışım. Onunlayken içimi kaplayan huzuru özlemişim. Onun sesini, gülümsemesini, dalgın bakışlarını, ilgisiz görünürken ne çok şeye dikkat etmesini, durup dururken aklına takılan şeyleri soruvermesini, bir şeylere kızınca takındığı ifadeyi, suratı asılır gibi olmasını… Ona bakmayı, onu dinlemeyi, onunla konuşmayı özlemişim işte, ne yalan söylemeli. Beni beklerken kollarını bağlamasını, kibarlığını, ince düşünmesini, pembe gömleğini, ona çok yakışan siyah kısa kollusunu, başı öne eğik pür dikkat çalışmasını, ortak bir geçmişimiz olmasa da ortak noktaları keşfetmemizi… Hepsini özlemişim derinden.

Onu sevdiğimi gizleyemezmişim istesem de.
Çünkü ben onu bilemeyeceği kadar çok severmişim - her şeye rağmen.
Çünkü o benim biriciğimmiş.

Onunla yürümek baharı karşılamak gibiymiş.
Onunla konuşmak denize açılmak gibi…


Nilhan Fidan
fidannil@yahoo.com
 


NİLHAN FİDAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>