KÖŞE YAZILARI | ÖZCAN KANDEMİR

Her kadın dayak yer!...

"Sevgide şiddetin yeri yoktur. Seven insan sevdiğine kıyamaz. "
 
   
 
 
     

Günlerdir gündeme oturan iki olay var.
Birisi ünlü manken Deniz Akkaya’nın sevgilisinden yediği dayak.
İkincisi Pınar Dilşeker’in ayrıldığı ama bir türlü kendisini kurtaramadığı eski eşinden gördüğü maddi ve manevi şiddet!...

Dilşeker olayının boyutları giderek genişliyor.

Sabık eş çocuğunun annesine, çocuğunu göstermemek gibi, manevi şiddetin yanı sıra, tekme tokat girişerek maddi şiddette uyguluyor ve doğal olarak kız kardeşini korumak isteyen kayınbiraderine de saldırarak şiddet alanını giderek genişletiyor...

Dilşeker iki gözü iki çeşme “ailemizden birisi ölmeden bu olay bitmeyecek!...” diye feryat ediyor.

İnşallah daha kötü şeyler olmadan bu olay çözümlenir
Dilşeker’in korkuları “vehim”olmaktan öteye geçmez.


Dayak tüm dünyada maalesef kadınlara ve çocuklara uygulanan bir şiddet yöntemi.
Eğitimli insanların da bu yola başvurduğunu sıkça görüyoruz.
Eğitimli olmak “insan olmak” anlamına gelmiyor.
“İnsan olmanın” okulu yok!.
Şiddete herkes maruz kalabilir....
Her kadın dayak yiyebilir.
Ama bir kez!...
Çünkü, erkeğe gücü yetmeyebilir.
Erkeklik gücünü kadına dayak atarak ispatlamaya kalkan erkek, sandığımızdan daha çok!...

Bir kez şiddete maruz kalan kadın bilmelidir ki, bunun arkası gelecek.
Dayaktan sonra özür dilemelerin, ağlamaların , inlemelerin bir yararı yoktur.
Öfkesine hakim olmayı bilmeyen bir erkek, her zaman öfkesine yenilecektir.
Dayak atmak, şiddet uygulamak, bir güç değil, güçsüzlüğün en önemli kanıtıdır.
Şiddete maruz kalan kadının ilk yapacağı şey o kişiyi terk etmektir.
“Beni sevdiği için dövdü” “beni kıskandığı için vurdu” “sinirleri bozuktu” “benim de suçum var” gibi mazeretler sadece kadının kendisini aldatmasına ve zaman kaybına neden olur.
Üstelik bunun sonu gelmez.
Yediğiniz tokadın acısı geçebilir ama ruhunuzda açtığı yaralar her olayda daha şiddetli kanar.
Kendinize olar saygınız kaybolur.
Kendinize olan güveniniz yok olur.

Sevgide şiddetin yeri yoktur.
Seven insan sevdiğine kıyamaz.
Seven insan kendisinden çok sevdiğini düşünür.
Sevginin olduğu yerde, polise, yargıca, mahkemeye gerek yoktur.
Sevgi adalettir.
Sevgi kendinden vazgeçmektir.
Sevgi sevdiğinin canı acıdığında kendi canının daha fazla acımasıdır...
Lütfen dayağı, şiddeti sevgi gibi dünyanın en güzel duygusuna sarıp, sevgiyi kirletmeyin!....

Deniz Akkaya ünlü, paralı, güzel, alımlı bir kadın.
Gittiği zaman kendisine kucak açacak bir aileye sahip. ( çaresizlik gibi bir mazereti yok!)
İlk olayda “ sevgilim” dediği o adamı terk etmeliydi.
Zararın neresinden dönülürse kar...
“Murat Aslan beni defalarca dövdü” diyor.
İsimle “Aslan” olunmuyor.
Bir kadını dövme hakkını kendinde gören erkek, yaptığı şeyin iyi bir şey olduğunu biliyorsa neden inkar ediyor?.
Belli ki, dayak atmanın bir” erdem” olmadığını kendisi de biliyor ve “ben dayak atmadım reklam yapıyor” diye kendisini savunuyor.
Böyle reklam mı olur?
Onurunu ayaklar altına alarak televizyonlara çıkmak, basına demeçler vermek, her seferinde olayı tekrar tekrar yaşamak kolay mı?
Deniz Akkaya’nın çok saygın bir ailesi var. Bu olaylar onları ne biçim hırpalamıştır. Annesi Dinamis hanımın her gün gözyaşı döktüğünden hiç kuşkum yok!
Umarım bu olay Deniz Akkaya’ya ders olmuştur..
Bundan böyle arkadaş seçerken daha seçici olur.
Bu kadar yanlışın içinde doğru yaptığı bir şey de var.
Susup oturmadı ve olayı savcılığa intikal ettirdi.
Şiddete maruz kalan her kadın, “kol kırılır yen içinde kalır” demeyip, suç duyurusunda bulunmalıdır.

Dayak yemek çok acı bir olaydır kuşkusuz ama, bunun ayıbı dayak yiyene değil, dayak atana aittir.

Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com

 


ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>