KÖŞE YAZILARI | ÖZCAN KANDEMİR

Sanat ve Şiddet

“Hoşgörü” denilen şey neredeyse sözlükten bile çıkarılacak hale geldi. (Özcan Kandemir)
 
   
 
 
     

Gün geçmiyor ki, bir şiddet olayıyla karşılaşmayalım…Tüm gazete haberleri, dayak, yaralama, öldürme, intihar ve gasp olaylarıyla dolu. Televizyonlar da bu haberleri elbette hiç kaçırmıyor. Hatta bunları neredeyse dizi haline getirip gözümüze sokuyor.. kadın programları haberler ve sabah kuşakları dayak yiyen kadınlar, darp edilen çocuklar aç ve sefil sokaklarda sürünen insanlarla dolu…

“Hoşgörü”
denilen şey neredeyse sözlükten bile çıkarılacak hale geldi.
Kimse kimsenin hakkına , zevkine, yaşam biçimine saygı göstermiyor. Herkes “benim gibi olacaksın!”, “benim gibi düşüneceksin!”, benim gibi yaşayacaksın!” demeye başladı. Yaşam giderek, özgünce yaşanmaktan çıkıp, “dayatma” haline dönüşüyor..

Herkes korku içinde. Aileler çocuklarını, eşlerini biraz gecikse kapı önlerinde, cam kenarlarında endişeye bekliyor…

Hepimiz giderek paranoyak olduk!.. “aman telefonda dikkatli konuş, dinleniyor olabilir !” demeye başladık.
Bunun anlamı düşüncemizi bile söylemekten korkar olmamız değil de nedir?
Giderek tüm dünyanın kıskandığı ve en önemli özelliğimiz olan, “her ırk, her din ve her anlayışın kabul gördüğü bir anlayış”ı kaybetmeye başladık.

Son Tophane olayı buna tuz biber ekti.
Resim galerisinin açılış kokteylinde ”içki içiliyor diye,” taşlı, sopalı, biber gazlı bir grubun galerileri basıp, cam çerçeve indirerek, sergiye gelen davetlileri darp etmesi inanılacak bir şey değil. Bu haberi okuyup da dehşete düşmemek , korkuya kapılmamak, yarınlardan endişe duymamak mümkün değil!…
Bunun uzantısını düşünmek bile istemiyorum!...

Eğer bunun önü bugün alınmazsa, bugün “içki içiliyor “diyerek galeriyi basanlar, yarın , içkili restoranları, barları, düğünleri, kokteylleri, yazın kapı önüne masa çıkaran kafeleri basıp insanları tedirgin edebilirler.
“Kısa etek giydin, yakan açık, ele ele tutuştun, “ diyerek saldırabilirler…

Sanat, insanları birleştiren, uzlaştıran, yakınlaştıran, uluslar arası köprüleri kuran bir hareket olması gerekirken, şiddettin merkezi haline getiriliyor..
Böyle bir davranış bir başka ülkede yaşandı mı bilmiyorum!. Bu bizim için bir yüz karasıdır.
Dış basın bunu ballandıra ballandıra veriyor. Hem de İstanbul tam da “Kültür Merkezi “olma durumundayken.

Bu saldırıları yapanlar bu ülkeyi hiç mi sevmiyor? Yaşamlarını burada sürdürüp, buradan ekmek yemiyorlar mı? Çocukları bu ülkede okuyup, çalışıp, para kazanmıyor mu?

Tophane İstanbul’un en eski semtlerinden birisi. Amerikan Pazarları vardı bir zamanlar orada. Yerli yabancı herkes gelir, alışveriş yapar, kahvelerde soluklanıp giderdi.
Tophane de (sanırım hala var olan) nargile içilen kahveler önemli bir ayrıcalık değil mi?
İçki gibi nargile de bir keyif aracı değil mi?

Sanatın kimseye bir zararı yok! Olamaz da.

Tophanede sanat galerilerinin giderek artması, İstanbul’un çehresinin değişmesi açısından sevindirici bir olaydı. Ama bu olaya kocaman, simsiyah bir leke düştü.

Üstelik barbarca. Taşlı, sopalı, küfürlü, hınç ve kin dolu kocaman bir leke .

Bunu yok etmek herkesin görevi. Önce sağ duyulu Tophaneliler buna karşı çıkmalı ve bu olayların tekrarına izin vermemeli.

Bunların failleri mutlaka yakalanmalı. (Yakalanmamaları söz konusu olamaz . Her yerde güvenlik kameraları var )

En ağır şekilde cezalandırılmalı ve “mahalle baskısı”nın önüne geçilerek, vatandaşın polise, devlete, hukukun üstünlüğüne olan inançları pekiştirilmeli.

Aksi halde yaşam damarlarımızdan birisini kesmiş olacağız..

Biz kan kaybından can çekişirken, bu ülkeyi parçalamak isteyenlerin ekmeğine yağ süreceğiz.

Lütfen kendimize gelelim. Şiddetin, barbarlığın, kaba kuvvetin kimseye bir yararı yok!..

Birbirimizin duygu. düşünce, inanç ve hayat görüşlerimize saygı göstererek yaşamaya çalışalım.

Sanatı horlayıp, yok saymak yerine, ona sarılalım. Sanatı sevelim. Çocuklarımıza sevdirelim. Galerileri tahrip etmek yerine, onların içerlerine girip sergilenen tabloları, heykelleri, objeleri izleyelim. Sanatçıları yakından tanımaya çalışalım.

Sanat, tanrının insanlara verdiği bir armağandır. Her insanda olmayan bir yetenektir. Bunu yok etmek yerine saygı duyalım.

Her şeyin başı sevgi….lütfen sağduyumuzu koruyalım. Çevremizde böyle hınçla dolu, sevgisiz ve barbar kişiler varsa onları uyaralım.

“Kime, neye karşı olursa olsun şiddet dönüp dolaşıp bunu yaratanı vurur.” Bunu da unutmayalım!...

Tekrar buluşuncaya kadar, her tür şiddetten uzak ve sevgiyle kalın.


ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>