Senin zenginlik tanımın nedir ?

Hayatın zenginliğinden bahsediyorum ama…

“Bir an düşündü, aklına ilk gelen ona sorulan değildi. Anladı, farkına vardı.”

Farkına varmanın eri, geçi yoktu.

En çok kaybettiğin mi beklediğin, beklediklerin kaybettiklerin mi ? Geri dönerse diye ?

“Umut mu zenginliğin ?”

Cevap vermedi.

İnandıkların yanındayken, hala yanında olmayanlara mı inanıyorsun inatla.

İnatla inancın yaren oluşu mu ?

Gülümsedi.

Dürüstlük ? Bembeyazken gökyüzü bulutlar sevişirken hani,

Senin sevişmelerin de o kadar dürüst mü ?

Bir damla yaş süzüldü pembe yanaklara doğru, utandı.

Hala mı utanıyordu ağlarken, gülmek kadar insani ve doğal olandan.

İçinde derin bir boşluk bırakan, bulamadığını buldu, gözlerinde güneş doğdu.

“Minnet,

Beklediğim… Umut ettiğim…İnanarak, inat ettiğim...
Minnet büyük zenginlik, yüreklerde hep taze ise eğer,
Benim zenginliğim ama hayatın en cimri olduğu insanoğlunda, olduğunu zannedip minnettarlık nedir bilmeyenlerle dolu hayat, zenginliği parada pulda, koltuklarda bulanlar ” dedi.

Gözlerine doğan güneşle “ bir kez daha minnettarım yaşadıklarıma, deneyimlediklerime, bir kez daha gerçek yüzlerini istemeyerek ancak ısrarla gösterenlere “ deyip havayı kokladı.

Her yer bahar kokuyordu, her yer papatya…

SEVİNÇ ÇAKMAZ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >