KÖŞE YAZILARI | SİBEL ŞENGÜL

Kıskanmak

Zeki Demirkubuz’un aynı adlı filmi ile başlamak istedim bu yazıma. İzleyenler bilir... (Sibel Şengül)
 
   
 
 
     

Zeki Demirkubuz’un aynı adlı filmi ile başlamak istedim bu yazıma. İzleyenler bilir, kıskançlık sonucu felakete sürüklenen bir ailenin trajik öyküsünü anlatır. Çirkin kadın güzel kadını kıskanır ve olaylar gelişir.



Oysa ki çoğu insan farkında değil ki şu dünyada kıskanılası bir şey varsa o da mutlu olma halidir, güzellik ya da başka birşey değil. İnsanların kuyusunu kazarak da mutlu olmak biraz zor iş.



Kadınların özellikle hemcinslerine karşı sürdürdüğü kıskançlık politikası erkekler tarafından oldukça itici bulunuyor. Haklılar da. Dünyada o kadar güzel ve kıskanılası başarılara imza atmış kişiler varken çoğu kadın kendi küçük dünyasına hapsolmuştur ve kendisinden sadece 2kg zayıf olan yanıbaşındaki arkadaşını kıskanır! Fiziğini, kariyerini, sevgilisini, çocuğunu, genel olarak arkadaşınızın hayat tarzını beğeniyor olabilirsiniz. Kimi zaman girdiğiniz bir ortamda bakışların onun üzerinde olmasını kıskanabilirsiniz. Ancak herşeyin olduğu gibi kıskançlığın da sağlıklı bir dozu var.

Etrafınızdaki olumlu gelişmelerden beslenin, sadece bana hep bana yaklaşımı sağlıklı değil. Çevrenizdeki kişilerin hayatındaki pozitif gelişmeler size de umut ışığı vermeli ve hayatta güzel şeyler de oluyor, benim için de her an iyi gelişmeler olabilir mesajını alabilmelisiniz.

Kendinizi arkadaşınızla* (malesef biz kadınlara has bir terim olan *frenemy demekte fayda var) kıyaslamaya başladığınız an anlamsız bir rekabete girdiğinizin farkında olun ve tutumunuzu değiştirin. Her insan özeldir, kendinizi önce siz sevin ve özel olduğunuzu bilin. Başkaları ile rekabete girmek sizi sadece sıradanlaştırır, boy-kilo-para-pul-çoluk-çocuk kıyaslama çizelgesine girmeyecek kadar çok ve çeşitli yönleriniz olmalı.



Kıskanç kadın farkında olmadan etrafına kötü elektrik yayar ve ortamı gerer. Asabi tavırlar, imalı bakışlar, memnuniyetsiz cümleler, asık surat ya da zoraki gülümseme... Her ne kadar ben birşey yapmadım deseniz dahi vücut diliniz sizi ele veriyor ve özgüven eksikliğinize işaret ediyor.

Yanınızda tahammül edemediğiniz seviyede yapmacık, rüküş, boş bir karakter olabilir, herkesin dikkati bu kişide toplanmış, abartılı komplimanlar havada uçuşuyor olabilir. Zaten sizin tahammül edemeyeceğiniz kadar itici biri ise zannetmeyin ki kimse olup bitenin farkında değil! Muhtemelen etraftaki diğer insanlar da durumun farkındadır, bu şekilde davranmalarının altında bilinçli bir yaranma duygusu yatıyordur – bana terfi verir mi? – bana borç verir mi? benimle beraber olur mu? vb. Kendinizi tutun, iğneleyici laflar sarfetmeyin. Onu bozmaya çalıştığınız takdirde kıskandığınız kişiyi kendinizden üstün gördüğünüzü belli edip ekmeğine yağ sürmüş olursunuz. Siz de eğer becerebiliyorsanız rahat ve umursamaz olun, olup bitenin sizi rahatsız etmesine izin vermeyin. Yaşanan tiyatro sizi geriyorsa uygun bir bahane ile ortamdan uzaklaşın. Sizi geren ortamlarda bulunmak zorunda değilsiniz.

www.mymacchiato.com
http://ajanda.mymacchiato.com/


SİBEL ŞENGÜL
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>